Hasta

322 19 4
                                    

Betty

Dizlerim titriyordu. Dean'i bu halde görmeyi tahmin etmiyordum. Gözlerim dolmuştu. Hızlıca Dean'e doğru koştum:

"Dean!"

"Boşuna deli gibi bağırma, duyamaz." kafamı hızlıca çevirdim. Bu.. Bowlinge gittiğimiz gün yanımıza oturan siyah saçlı kızdı. İşte şimdi kafam iyice karışmıştı. Bu kızla Dean'in ne ilgisi vardı? Kafam allak bullak olmuştu.

"Sen..Neden.."

"Anlamayacağın şeylere kafa yorma." Bana salakmışım gibi davranması hoşuma gitmemişti ama şu an umrumda bile değildi.

"Dean'e ne oldu?" sarışın bir kadın bir adım attı ve yavaşça nefesini verdi:

"Gümüşten zehirlendi. Birçok ilaç verdik ama etkisini tam olarak göstermedi. Biz de hangi ilacın Dean'i uyandırdığını bileceğini düşünüyoruz." ben mi? Ben nereden bilebilirdim ki?

"Bakın, Dean'e ne yaptınız bilmiyorum ama.."

"Sen yaptın aptal! Eğer o kolyeyi Dean ellemeseydi şu an böyle ölü gibi yatıyor olmayacaktı, tamam mı? Onu iyileştirmek için elimizden geleni yapan biziz!" siyah saçlı kız iyice çirkefleşmişti. Gözlerim doldu. Lanet olsun. Sinirlenince gözlerim dolmak zorunda mıydı?

"Şimdi de ağlıyor musun? Kes şu zırvalığı da neler yapabiliyorsun onu göster." benle dalga geçiyordu. Hiçbir şey yapamayacağımı düşünüyordu. Onu haksız çıkartmalıydım ama ben.. Hiçbir şey bilmiyordum ki.

"Ben hiçbir şey yapmadım. Kolyenin zararlı olduğunu bile bilmiyordum. Neden zarar vereyim ki ona?" Robert bana boş gözlerle bakıyordu. Herkes susmuştu. Teker teker inceledim. Sarışını, siyah saçlıyı ve Robert'ı. Susmalarının sebebi benim aptal konuşmam değildi, birşey yapabilir miyim onu bekliyorlardı. Kollarımı sıvadım. Yavaşça kafamı Dean'e çevirdim. Yüzü bembeyaz olmuştu. Dudakları sapsarıydı. Hiçbir canlılık belirtisi göstermiyordu. İlk defa Dean'i bu kadar yakından inceleme fırsatı bulmuştum. Suratına göre çok da büyük olmayan güzel bir burnu vardı. Dudakları dolgundu ve şekilliydi. Çenesi köşeliydi. Gözleri kapalıyken o kadar masum gözüküyordu ki. Saçları darmadağın olmuştu. Sarı saçları.. Saman rengindeydi. Tıpkı benim gibi. Elimi yavaşça alnına götürdüm. Yanıyordu.

"Ateşi var." dedim. Bunu söylerken titremiştim. Robert hızlı bir şekilde eğildi ve Dean'in yüzünü elledi.

"Dean. Duyuyor musun beni? Duyuyorsan kafanı salla, ne biliyim bir tepki ver." dikkatle baktım. Dean hiçbir tepki vermemişti. Vermesini beklemek saçmalıktı zaten. Aslında şu an, burada yaşadığım herşey saçmalıktı.

"Ne yapacaksın?" dedi Robert. Yorgun gözüküyordu.

"Büyük bir bez bulun. Bir de soğuk su getirin."

"Tamam." dedi sarışın ve dışarı çıktı. Robert'a döndüm:

"Beni çağırmak yerine doktor çağırabilirdiniz." dedim.

"Hiç aklımıza gelmemişti." dedi siyah saçlı kız alayla. Artık onu duymamazlıktan gelecektim. Yoksa beni sinir hastası edecekti. Sarışın elinde kocaman bir kova ve bezle geldi.

"Teşekkürler." dedim mırıldanarak. Bezi suya soktum ve sıktım. Dean'in alnına koydum. Biraz beklemesi gerekecekti. Elimi yavaşça Dean'in tişörtünün altına soktum. Karnı da çok sıcaktı.

"Dean'in üstündekikeri çıkarmamız gerek. " dedim Robert'a bakarak. Kafasını yavaşça salladı ve Dean'i hızlıca boynundan tutarak oturur pozisyona getirdi. Bu sırada ben de tişörtü çıkartmaya çalışıyordum. Tişört kollarından sıyrıldığında Robert da onu tezgaha yatırmıştı. Karnında.. Kocaman..

Yara İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin