Endişe

396 16 1
                                        

Betty

Gece hiç uyuyamamıştım. Dean'de bir gariplik vardı. Gece orman yoluna gitmişti. Zaten hep oraya gidiyordu. Bundan çok rahatsızdım. Tam olarak sevgili değildik ama beraber dışarı çıkmıştık ve beni öpmüştü. Bunun sebebini sorabilirdim değil mi? Telefonu elime aldım.

Dean, gece neden ormana gittin? Bu olmamıştı. Hesap soruyor gibiydi. Sadece merak ettiğimi düşünmeliydi.

Dean birşey sormak istiyorum, sadece meraktan yanlış anlama sakın. Dün gece orman yoluna gittiğini gördüm. :P  Tamam. Bu olmuştu. Gönder'e bastım. Odamda yavaşça dolaşmaya başladım. Heyecanlanmamak için bir de şarkı açmıştım. Aradan neredeyse 5 dakika geçmişti ama hala cevap yoktu. Telefonumun titremesiyle yerimden zıplamıştım. Dean arıyordu.

"Efendim?"

"Baban evde mi?"

"Ah. Ne? Neden sordun?" sesi oldukça sinirli geliyordu. Elim titremeye başlamıştı. Büyük ihtimalle bunu sorarken sesim de titremişti.

"Betty cevap ver."

"Hayır değil. Arkadaşlarıyla. Takılıyor. Ne oldu Dean?" yavaşça yutkundum.

"Eve tırmanacağım arka taraftan. Ora nerenin penceresi?"

"Dean kapıdan da gelebilirsin." sesim yalvarır gibi çıkmıştı.

"Çok geç. Tırmanmaya başladım. Aç şu camı."

Koşarak babamın odasına gittim. Evet, ora babamın odasıydı. Camı açtığımla burun buruna gelmemiz bir olmuştu. Hışımla kendimi geriye doğru çektim.

"Dean, buraya neden tır.."

"Odana gidelim." elimi sıkıca tutmuş çekiştirerek odama gidiyorduk. Evet artık korkmaya başlamıştım. Midem bulanıyordu.

"Dean ne oldu?" dedim. Sabrım tükenmişti.

"Nereden gördün ormana gittiğimi?" sesi hesap sorar gibiydi. Birazdan ağlayacaktım. Tek bir ters cevap daha verirse gözlerim dolacaktı, buna emindim. O kadar soğuk ve sert davranıyordu ki. Dünkü Dean ile şimdiki Dean arasında hiçbir benzerlik yoktu.

"Uyuyamamıştım ve gece olduğu için çok ses yoktu. Dışardan ses geldiğinde baktım ve senin olduğunu gördüm. Orman yolunu herkes bilir. Oraya gittiğini düşündüm." donuk bir şekilde yüzüme bakmaya devam ediyordu.

"Dean ben özür dilerim. Sadece meraktan sordum." hala bir tepki vermiyordu. Sanki beni dinlemiyor gibiydi.

"Dean cevap ver." kafasını yavaşça sallamıştı. Ayağa kalkıp bana arkasını dönmüştü.

"Dean?" durdu. Arkasına dönmeden başını hafifçe bana doğru çevirmişti.

"Ne var?"

"Sorularıma cevap vermeyecek misin?" dedim. Üzgündüm. Bu soruyu hiç sormamalıydım. Aptallık etmiştim. Olduğum yere çöktüm. Hala gitmiyordu. Orada kalmıştı. Yavaşça bana doğru gelmeye başlamıştı.

"Benden korkuyor musun?" dedi.

Bu ne saçmalıyordu böyle? Ölümüne korkuyordum tabii. Acayip acayip davranıyordu.

"Evet." dedim. Sesim titremişti. Lanet olsun bu kadar aciz olmak istemiyordum.

"Neden?" sesi yumuşamıştı.

"Evime tırmanıyorsun kapıdan girmek varken. Ve çok acayip davranıyorsun. Hala ormana neden gittiğini söylemedin." dedim. Tanrım! Kendimi öldürtmeye çalışıyordum. Bu ne aptallıktı. Hala ormana neden gittiğini soruyordum. Bu cesaret nereden geliyordu böyle!

"Sana hiçbir şey anlatmak zorunda değilim. Eğer birgün anlatmak zorunda kalırsam da, benle konuşmayacağına eminim." dedi. Sesi üzgün çıkmıştı.

"Ne saçmalıyorsun sen?" benim de sesim üzgün çıkmıştı. 

"Sırlarımla uğraşma. Öğrendiğin an dibe batarsın." dedi. Sesinde hiçbir duygu yoktu. Ne acı, ne tehdit, ne de şefkat. Kupkuruydu. Ben daha cevap veremeden o arkasını dönüp pencereden atlamıştı.

Yara İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin