Bekleyiş

390 14 0
                                    

Betty

Hala aramamıştı. Okuldan çıkalı 7 saat 22 dakika olmuştu ve o beni aramamıştı. Kendimi yatağın üstüne attım ve oflamaya başladım. Aramayacaktı. Dalga geçmek için almıştı telefon numaramı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Odamdaki banyoya girdim ve kapıyı kilitledim. Duşa ihtiyacım vardı. Buz gibi suyu vücuduma tutuyordum. Serinlemeye ihtiyacım vardı. Her tarafım yanıyordu, özellikle de yüzüm. 10 dakika sonra banyodan çıktım. Üzerimde fıstık yeşili bir bornoz vardı. Yatağıma oturup düşünmeye başlamıştım.

Birdenbire ortaya çıkmıştı ve babamın dediğine göre hiçbir şey hatırlamıyordu. Bu imkansız birşey. Muhakkak birşeyler hatırlaması lazım. Ormanda kaybolduğuna göre. Ve o zaman sadece 13 yaşındaymış. Bu zamana kadar ormanda tek başına yaşayamaz ki. Hem neden ormanda yaşamak istesin? Öyle olsa eve gelirdi. Hadi diyelim ki gelemedi, o kadar polis gelmiş. Onlar bulurdu Dean'i. Eğer ormanda Dean'e biri baktıysa neden geri gelip teslim etmemiş? Belki de manyağın biridir. Ama manyağın biri olsa 13 yaşında birçok ihtiyacı olan çocuğa neden bakmak istesin? O zaman geriye tek seçenek kalıyordu.

Dean annesine ve babasına getirilemeyecek kadar kötü bir durumdaydı ve ona bakan kişi bunu bildiği için ona tek başına bakmıştı. Aniden telefon titremeye başladı. İrkilmiştim. Baktım. Numara kayıtlı değildi. Kalbimin sesi beynimde yankılanıyordu.

Biraz bekle Betty. Hemen açma. Telefon elinde, senin onun aramasını beklediğini anlamasın.

İki kere çalmıştı. Üçüncüde açtım:

"Efendim?"

"Selam Betty."

"Ah, Dean." hatırlamamış taklidi yapıyordum ama daha çok sesim titremişti. Kahretsin.

"Nasılsın?" Umursamıyormuş gibi konuş.

"İyiyim. Ya sen?"

"İyi. Napıyorsun?"

"Duştan çıktım." Hayır! Bunu söylemeyecektin seni aptal. Batırdın.

"Hmm." sesi oldukça keyifliydi. Off!

"Ben de ders çalışmaya çalışıyordum."

"Öyle demek." konuşacak birşey bulmaya çalışıyordum ama ne zaman konu bulmaya kalkışsam ormanda kayboluşu ya da saklanışı ile ilgili konuşmak istiyordum.

"Perdeni açsana." Ne saçmalıyordu bu?

"Efendim?"

"Perdeni diyorum. Açsana." kafamı sallamıştım. Yavaşça perdeyi açtığımda "Burdayım." diye bir fısıltı geldi. Kafamı aşağıya çevirdiğimde sırıttığını gördüm. Eminim yanaklarım kıpkırmızıydı.

"Heey. Ne arıyorsun burada?" Tanrım. Sesim o kadar çok titriyordu ki.

"Senle konuşmaya geldim. Yukarı çıkabilir miyim Betty? Üşüyorum burada."

Ne diyebilirdim ki? Kaç saattir aklımda bir tek onun yüzü vardı ve şimdi gelmek istediğini söylüyordu. Kovmak istemiyordum.

"Gel ama nasıl çıkacaksın?" dedim fısıldayarak.

"İçeri gir. Geliyorum ben." dedi. İçeri girdim.

Üstümde sadece bornoz vardı.

Beynim sinyal gönderiyordu. Fıstık yeşili iğrenç bornozumla karşısına çıkamazdım. Onu da geç, sadece bornoz olacaktı üstümde.

Alelacele çamaşırlarımı toplayıp kendimi banyoya kapatmıştım. Ben üstümü giyerken onun da ayak sesi geliyordu.

"Betty?"

"Efendim?" derin derin nefes alıp veriyordum. Kıyafetlerı hızlıca giyeceğim derken yorulmuştum.

"Neden kendini banyoya kilitledin?" sesi oldukça şaşkın ve keyifli geliyordu.

"Şey..Üstümü giyiyorum. Bir dakika."

"Tamam." emimim şu an kendi kendine sırıtıyordur.

Kapıyı yavaşça açtığımda yatağımın üstünde oturduğunu farkettim.

"Odan güzelmiş."

"Teşekkür ederim." dedim zoraki gülerek. Olabildiğince gözlerine bakmamaya çalışıyordum.

Derslerden bahset Betty.

"Şey.. Bugün coğrafyadan sayfa 28'e kadar işledik. Onun dışında biyolojiden de birkaç deney yaptık ve.. Müzik dersimiz de boş geçti."

"Bitti mi?" sanırım çok sıkılmıştı.

"Evet. Bitti."

"Senle konuşmak istiyorum Betty. Ders değil."

"Tamam. Ne konuşacağız?" oldukça heyecanlıydım. Birazdan kalp krizi geçirebilirdim.

"Konuşmak değil aslında. Sana birşey sormak istiyorum." İşte şimdi ölecektim. Ne soracaktı ki?

"Sor." dedim gülümsemeye çalışarak. Daha çok acı çekiyor gibi olmuştu.

"Benle..Uygun olduğun zaman tabiiki de.. Dışarıda yemek yemeye gelebilir misin? Duyduğuma göre güzel yerler varmış ve senle gezmek eğlenceli olabilir diye düşündüm."

Evet de. Evet de. Evet. Evet.

"Olur. Hangi gün?"

"Ben sana bağlıyım. Sen ne zaman istersen ben de o zaman uygun olurum." dedi sırıtarak. Çok.. İçten gülüyordu. Gözlerine baktığımda..Mutluydu. Gerçekten mutluydu. Anlamıştım bunu.

"O zaman Cumartesi günü."

"Yani yarın." dedi sırıtarak.

Bugün cumaydı. Evet.

"Evet. Yarın."

"Saat kaç gibi seni almamı istersin?"

"12 uygun mu?"

"Ben tüm gün boşum Betty. Sen ne zaman istersen o zaman."

"Tamam o zaman sen beni saat 12 gibi al."

"Görüşürüz Betty. Yarın çok güzel olacak."

Hayır olmayacak. Ben heyecanımdan herşeyi batıracağım.

Gülümsedi ve göz kırptı.

Aniden eğildi ve yanağımdan öptü. Çok yumuşak bir öpüştü. Öptüğü yer uyuşmuştu.

Beni çok fazla etkiliyordu. Ben daha hiçbir şey diyemeden camdan aşağı atlamıştı.

Sanırım orada 10 dakika boyunca aynı şekilde durmuştum.

Dean beni öpmüştü.

Benim odamda.

Göz kırpmıştı.

Ondan deli gibi hoşlanıyordum.

Yara İziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin