Bölüm Şarkısı: Tom Odell - Heal 🌹
Multimedya: Dalya Akpolat 👆🏻
Bölümün minik bir kesiti sizlerle... Umarım beğenirsiniz. Bazı nedenlerden dolayı tamamını yayınlayamadığım için bölümün en can alıcı bir kısmından kesit paylaşmayı uygun gördüm. Size karşı küçük bir özür olarak kabul edin. Sizi çok seviyorum! ♥️
#Küçük Bir Kesit#
Rüzgârın uğultusuna karışan melodik bir sese kulak verdim. Bir şeyler fısıldıyordu sanki. "Sadece..." dedi bana. "Sadece kendine şans tanı."
Bilmiyordum... Buna cesaretim gerçekten var mıydı, bilmiyordum. Bildiğim tek şey umut ediyor oluşumdu. Gökyüzüne baktım bir süre, her an sağanak bastıracak gibiydi. Ağlamak, içimdekileri dışa vurmak istiyordum ancak yapamıyordum. İlk defa ağlamaktan korkuyordum... Beni korkutan şey neydi? Sahi, bulutların bile ağladığı bir düzen de yaşamıyor muyduk? Pekâlâ bende ağlayabilirdim...
Belki de gökyüzüne haps olmuş bir kız vardı. Yağmur damlaları ise onun gözyaşlarıydı.
Eğer oradaysan küçük kız; "Yağmur damlaları; insanın ruh kirliliğini alırmış... Bu kirli düzen senin göz yaşlarından besleniyor, masum oluşundan temizleniyor. Senden akan her damla göz yaşı bizi arındırıyor."diye fısıldadım gökyüzüne doğru.
"Eğer beni duyabiliyorsan masum kız; arınmaya ihtiyacım var."
Gözlerimi yumdum. Bir umut bekledim. Onun vereceği cevabı bekledim. Olumlu olmasını diledim.
Ne kadar bu şekilde kaldım, bilmiyorum. Birkaç adım geriden gelen ayak seslerini işittim ama hareketsiz kalmaya devam ettim. Sanki transa girmiş gibiydim. Ayak sesleri daha da yakınlaştı... Ensemde hissettiğim nefes alışverişi ve bana tanıdık gelen bir kokuyla ciğerlerim dolup taştı. Sanki bir şeylere tereddüt eder gibiydi. Onu cesaretlendirmek adına derin bir nefes aldım.
"Hayatta hiçbir şey için tereddüt etmemelisin,"
Dönmeden konuştum. Göremiyordum ancak onu şaşırttığımı çok iyi biliyordum. Kısa bir an içinde kollarını belime dolanıp, sımsıkı sarmaladı. Öylece duruyor ve bana sarılıyordu. Şaşkınlık ve heyecan içinde çırpınırken sadece tepkisiz kalmayı sürdürdüm.
O an öyle bir şey oldu ki... Nutkum tutundu. Kirpiklerime damlayan yağmur taneleriyle istemsizce gülümsedim.
'Bizim için ağlıyor...' dedi iç sesim. Hak verdim.
Kısa süre içinde sağanak bastırdı. İçimde geldiği gibi hareket ederek Kayral'a döndüm. Kollarımı boynuna dolarken kulağına doğru fısıldadım. "Beni duydu!"
Ne dediğimi anlamıyordu bile ama devam ettim. Bu bir işaretti.
"Gökyüzüne haps olan küçük kız; bizi duydu. Bizi, katran siyahı ruhlarımızı gözyaşlarıyla arındıracak."
Söylediklerimi dinlerken ona okuduğum bir kitaptan bahsettim. Sırılsıklam olsakta beni öylece dinliyordu. Sonra öyle bir şey yaptı ki vücudumun her bir zerresi titredi.
Dudaklarını boyun girintime bastırdı. O an binlerce duygu kırıntıları birikti oraya, sanki her biri fısıltı hâlinde benimle konuşuyordu. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve sadece varlığının verdiği huzuru hissettim.
"Sen," diye mırıldandı.
Sözleri bir kalkan misali etrafımızı sardı. Kaburgalarımın altında çarpan kalbimin sesini bastırmaya çalışıyordum ama nafile geliyordu. Bu cümlelere karşı koymak mümkün değil ki...
"Sen hem bu düzen, hem de benim için kadar güzelsin ki..."
Geriye çekildi ve yüzümü avuçlarının arasına aldı.
O an kalbiminde avuçlarının arasında olduğunu hissettim. Gözlerim gözlerine kenetlenirken dudaklarından dökülecek kelimeleri bekledim. Ve bunların bizim için bir başlangıç olmasını diledim...
Bölümün Tamamını Çok Yakında Yayınlayacağım... Sizden kesit hakkındaki görüşlerinizi benimle paylaşmanızı diliyorum. Kendinize dikkat edin. ✨
Bölümün tamamını yayınlayana
kadar görüşmek üzere,
çiçek dolusu sevgiler! 🌹♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ MELEK
Teen FictionGenç kız, yerde yatan genç adamın önünde diz çöktü. Parmakları onun yüzünü avuçlarken yutkundu, genzi yanıyordu. Acı; damarlarından sızarak âdeta kanına karışıyor, her bir zerresinin kavrulmasını sağlıyordu. Aciz bedeni bunu kaldıramayacak kadar düş...