FİNAL/2 VEDA

62 4 0
                                    


Uzun zaman sonra hesabıma giriş yapmış bulunmaktayım. Biraz tuhaf hissettirdi. Çok severek ve heyecanla başladığım hikayemizi yarım bırakmak zorunda kalmıştım. Hikayemizi tamamlayamayacağımı hissetmiş gibi finalin 2. kısmını yarım da olsa yazmışım... Düzenleme fırsatım olmadığı için kusura bakmayın. En azından gidişatını bilin diye yayınlıyorum... Kendinize çok iyi bakın... 💗💗

Dalya Akpolat

Ardıma bile bakmadan koşarak çıktığım binadan kendimi yola savurdum. Kırık dökük cümleler dönüyordu zihnimin en ücra köşelerinde.

Sızlıyordu, acının çehresinde dönen umutların körelişi. Canım yanmaya başlamıştı; onun siluetini gördüğüm an da.

Küçük bir kıvılcım düştü yüreğime; saniyeler içinde kor olup yakıverdi, en seven köşeleri.

Yanarak un ufak olan hislerim can çekişirken, gözlerim usulca dolmaya başladı. Bulutların yağmur öncesi kasveti çökmüştü; gözlerimin pınarlarına. Akmayı bekliyordu.

"Dalya!"

Cevap veremedim. Kelimelerim dilimin ucunu yakıyordu.

"Beni bekle!"

Koşmaya devam ettim. Sanki tek yapabildiğim buymuş gibi koşmaya, ona yetişmeye çalışıyordum.

"Güzelim, dur sana artık!"

"Hayır! Durmayacağım. Durduğum yer beni en aşağıya çekmeden onu görmem lazım."

Ona bakmadan havaya konuştum. Bakarsam koşmaya mecalim kalmaz, yere yığılırdım. Dayanamazdım ki.

Kayral'ın evinin olduğu sokağa geldiğim de duraksadım. Daha fazla gücüm yoktu. Ayaklarını sürüyerek eve ulaşmaya çalışıyordum.

Arkamdan da o geliyordu. Beni yine bırakmayan ağabeyim. Her dibe çöküşümde ayağa kaldırmaya çalışan insan.

Soğuk bedenleri izlemeye doyamadığım anda bana eşlik etmeye bayılan adam.

Ayak sesleri şiddetlenmeye başladı. Muhtemelen birkaç adım ötemde beni izliyordu. Konuşmuyordu. Belki de beni ürkütmekten korkuyordu, kim bilir?

"Doymayacak,"

Benden cesaret almış olacak ki ayak sesleri artık daha netti. Omzuma değen eli bedenimi ürpertirken iç çektim.

"Sevdiklerimi almaya doymayacak. Neden bu kadar aç gözlü ki, neden? Bu kadar aç gözlü olmak zorunda mısın sanki? Ne istiyorsun!"

Ayağımı bastığım toprağa vura vura öfkemi kusuyordum.

"Sakin ol, lütfen."

"Sakin olmak mı? Yine mi? Neden o alıyor ve ben sakin kalıyorum? O kahverenginin asilliğini sevdiklerimden alırken neden sakin kalayım ben?"

"Güzelim böyle düşünme. Bir gün herkesin gideceği yer orası. Böyle yaparak sadece kendini yıpratıyorsun."

"Ben zaten yıpranmıştım. Beni o tamir etmişti. Niye? Kendi de bir gün yıpratacağı, beni onsuz bırakacağı için miydi?"

"Kimse bunu istemez. Kimse ölüme koşarak gitmez. Hayata tutunmaya çalışan insanlar bizi, geride kalanları hiçe sayarak bırakıp gitmez. İsteyerek yapmazlar bunu,"

"Ben nerede hata yapıyorum?"

"Hata falan yaptığın yok. Alnına yazılan kaderin çizgisinden çıkamazsın sadece. Güzelim, sadece biraz zaman gerekiyor."

KALBİMDEKİ MELEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin