16. Bölüm: "Yaramızda Kalsın."

1.7K 102 20
                                    

Bölüm Şarkısı: Onur Can Özcan - Yaramızda Kalsın

Vee bölüm sizlerle! Merakla yorumlarınızı bekleyeceğim! Bol bol duygu ve düşüncelerinizi benimle paylaşın... - Henüz düzenleme fırsatım olmadı, yanlışlarımı gözden  geçirmeden  yayınladığım  o için kusura bakmayın. Bir yanlışım olduysa şimdiden affedin... -

Hepinizi çok seviyorum! Çiçek dolusu sevgiler, koccamaan öpücükler... ♥️🌹🌹

-Bölümü kısa bulanlar olacaktır, bu yüzden affola. - 🌹

#Multimedya: Kayral Alkanoğlu önce ve sonrası #

#Multimedya: Kayral Alkanoğlu önce ve sonrası #

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Dalya Akpolat'ın anlatımıyla

Yatağımın üzerine koyduğum kot pantolon ve ince kırmızı kazağımı üzerime geçirdim. Ancak eve geldiğimde annemle yeni bir tartışma yaşamamak için kalın örgü hırkamı da üzerime giymiştim. Telefonumu cebime sıkıştırırken son anda aklıma gelen notu yazmaya başladım. Alt dudağımı dişlerimin arasına kıstırırken acımasını önemsememiştim. Bir sorun çıkmadan evden ayrılmak istiyordum.

Elimdeki notu yatağımın başlığına yapıştırırken 'umarım seni fark ederler...' diye iç geçirmeden edememiştim.

Odamın dışına çıktığımda parmak uçlarımla ilerliyor, evdekilere fark ettirmeden kaçabilmenin en iyi yolunu tartıyordum zihnimde.

Ağabeyimin odasının kapısı kapalıydı. Bu beni bir nebze olsun rahatlatırken parmak uçlarımda ilerlemeye devam ettim. Babam güncel haberleri izlerken annem ise dünyadan ilişkisini koparmış gibi şarkılar eşliğinde akşam için yemek hazırlıyordu. Mutfağında birşeylerle uğraşırken öylesine keyif alıyordu ki... Bu beni istemsizce gülümsetmişti.

Derin bir nefesi ciğerlerime doldurarak evden çıkmak için ilk adımı atmaya hazırladım kendimi. Kapının kulpunu sıkıca kavrayıp titrek hareketlerle açtığımda tuttuğum nefesi dışarıya vermiştim. Ayakkabılarımı dolaptan çıkarıp giymek için hazırlandığımda arkamda duyduğum sesle yerimde sıçramıştım.

"Hayırdır, nereye böyle?"

"Şey..."

"Dökül bakalım."

Ayakkabılarımı sıkıca tuttum ve hayatımda ilk kez ağabeyimden kaçmanın heyecanını göğsümde taşımaya kararlıydım.

"Ben..."

"Evet, sen? Söyle artık!"

Hızla merdivenlere yönelip koşar adımlarla inmeye başladım. Merdivenlerde beni duyabilmesi için ise oldukça yüksek sesle konuşuyordum.

"Birkaç saat sonra dönerim. Merak etme."

"Çabuk buraya gel! Söz veriyorum hemen gelirsen ağabey dayağı yemeyeceksin. Ama gecikirsen kaçışın olmaz."

KALBİMDEKİ MELEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin