Bölüm Şarkısı: Çağan Şengül - Yana Yana
Multimedya: Efe Alkanoğlu
Kayral Alkanoğlu'ndan
Gecenin kasvetli buğusu ruhumu sarhoş ediyordu âdeta. Bir pazar akşamı klasiği olan sahilin en kuytu kısmına doğru ilerliyordum. Yine sessizliğin varlığını çekiyordum en derinlerime; hafif esen rüzgâr okşuyordu ruhumun sensiz kalan kırık uçlarını. Ne bileyim, güzeldi işte...
Yeni açmaya başlayan bir kır çiçeği kadar güzeldi.
Sokak lambalarının oluşturduğu gölgeme odaklandım istemsizce. Eskiye nazaran daha farklıydım artık. Bir enkazdan yeni bir bina inşaa etmek zordu. Bende temeli çürük bir gecekondu yarattım kendimden... Yaralarla dolu bir gecekondu.
Olduğum konumdan uzaklaşmak için adımlarımı sıklaştırdım. Montumun cebine yerleştirdiğim tek gecelik zaafımdan bir tek çıkarırken buruk bir gülümseme yayıldı dudaklarıma. Tutuşturdum bir teki...
'O bir tek, sana sarf edemediğim binlerce cümleye sığdırılmış ve adına sen dediğim; âşktı, sevdiğim...'
Kokusunu soluduğum temiz havaya karışan sigaranın gri dumanı kadar silikti çoğu şey. Zihnimin içi virân, zihnimin içi darmaduman...
Her pazar akşamı oturduğum kayalıklarda tanıdık bir simayla karşılaştım. Kendimden emin bir şekilde yürürken hızlandırdım adımlarımı ona doğru. Sırtı benim olduğum noktaya çapraz gelecek şekilde oturuyordu.
Onun ne işi vardı burada? Yine beni huzursuz etmek için gelmişti galiba rahatsız herif... İçimde duyduğum kızgınlıkla tam birşeyler diyecekken elindeki yarım kalan sigarasıyla konuşmaya başladığı gördüm.
"Sahi, içtiğim kaçıncı sigaraydın sen?"
Sessizlik.
"Şşt, bakma bana öyle... Paketin en nadide parçasısın sen, korkma, yavaş yavaş içeceğim seni,"
Sessizlik.
"Beni de anla sevgilim. Şuan bir yenini alamam, cüzdanımı evde unutmuşum işte. Hem sabah seni aldatacakmışım gibi hissettirme bana..."
Yine sessizlik...
"Haklısın. Hayatım gibi boktan bir gece daha... Ve evet, seninle biraz olsun hissizleştiriyorum kendimi. İyi ki varsın, sevgili sigaram..."
"Bir sigarayla konuşacak kadar yalnız değilsin, kardeşim."
Vücudunu ağır hareketlerle bana döndürürken oldukça bitkin görünüyordu. Koyu kahve gözleri hüzün doluydu sanki.
"Yanlız değil... Belki sadece kırık dökük,"
Yanına oturduğum da bakışlarını denizin üzerinde belli belirsiz bir noktaya sabitledi. Sonra huzursuzlukla yerin de kıpırdandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ MELEK
Roman pour AdolescentsGenç kız, yerde yatan genç adamın önünde diz çöktü. Parmakları onun yüzünü avuçlarken yutkundu, genzi yanıyordu. Acı; damarlarından sızarak âdeta kanına karışıyor, her bir zerresinin kavrulmasını sağlıyordu. Aciz bedeni bunu kaldıramayacak kadar düş...