Bölüm Şarkısı: Kenza Farah Ft. Soprano - Coup de Coeur (Multi de var.)
Multimedya: Dalya Akpolat
Dalya AkpolatUmmadığımız anda karşımıza çıkan insanlar olurdu. Ya da hayatımıza bir anda dahil olmaya çalışanlar... İnsanlar böyleydi; ya çat kapı gelir ya da vaktinden önce giderlerdi.
"Gitme," diye yalvarsanda, ağlayıp sızlansan da, giderlerdi.
Arkalarından bakmakla yetinir, bir umut beklemeye başlanırdı. Gelmeyeceğini bile bile beklemek... Sanırım en acısı da buydu.
Gelmeyen bir sokağı beklemek...
Camı yumruklayan yağmur damlalarının usulca kayışı gibiydi çoğu şey. Sert darbeler, hızlı iç çekişler ve zamansız, hızlı gidişler...
Usulca çevirdiğim bakışlarım, hayatıma hiç ummadığım anda dahil olmaya çalışan lâkin radarıma takılan okyanus gözlü'yü buldu.
Dudaklarımın tek düze, yüz hatlarımın ise mimikten uzak olması onu yadırgamamıştı.
Aksine sanki bunu bekliyormuş gibi yüzünde belli belirsiz sırıtan bir şaşkınlık vardı. Başını sol omuzuna yatırırken beni izlemeye devam etti.
"Verân ne kadar da küçük bir kent, değil mi?"
Haklıydı. Her santiminin birbirimize çıktığı, buhran dolu bir kentti. Ne çok yaralı insan bulunduruyordu, küçücük bünyesinde.
"Kesinlikle. Ne çok ardı sıra gelen tesadüfler bunlar?"
Gülümsedi.
"Şikâyetçi misin yoksa?"
"Her an olabilirim."
Yüzündeki gülümseme genişlerken usulca omzunu dikleştirdi.
"Benden bu kadar rahatsız olmana gerek yok. Sadece benimle aynı kaderi paylaşan biriyle arkadaşlık etmek istiyorum. Masumane bir isteğin sana ne gibi bir kötü getirisi olabilir ki?"
"İnsanlara güvenmek fazlasıyla zor iken mi? Ben kendime bile güvenmekte zorluk çekiyorum, sana ne diye güveneyim?"
"Bu kadar zor olmamalı. Yaralara doymuş insanlar daha fazla yara almaktan çekinmez. Haksız mıyım? Bu yüzden güvenmeyi dene, en azından dene."
Cevap vermedim. Başımı usulca başka yöne çevirdim. Ne diyebilirdim ki?
"Nereye gidiyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMDEKİ MELEK
Dla nastolatkówGenç kız, yerde yatan genç adamın önünde diz çöktü. Parmakları onun yüzünü avuçlarken yutkundu, genzi yanıyordu. Acı; damarlarından sızarak âdeta kanına karışıyor, her bir zerresinin kavrulmasını sağlıyordu. Aciz bedeni bunu kaldıramayacak kadar düş...