Elimdeki gözlüğü gözlerime takacakken oradan bir telefon sesi geliyordu 'zıırr zırr'.
Gözümü ovuşturdum, tam ne olduğunu anlamadım ama etrafıma bakındığım da ise sadece lanet olası alarm sesi duyuyordum ve başım da dikilen annemi görüyordum. "Hadi kalk Buse yeter uyudun. Bugün cumartesi kursa geç kalıcaksın." Ne cumartesi mi? Ne çabuk gelmişti bu cumartesi ve kurs. Nefret ediyorum bu kurstan. Yani gitar kursundan. Sevmiyorum, gitarı da gitar çalmayı da, malesef ki babamın zoruyla gidiyordum bu kursa. Neymiş efendim gitar çalmak ruhu geliştirirmiş ve gitar çalmak modernmiş. Sevmiyorum ama ben. Neyse.
Annem odadan çıkarken ben de hemen ayaklandım. Az önce gördüğüm şey aklıma geldi. Galiba ki gördüğüm şey bir Rüyaydı. Nasil rüyaydı ya bu. Hala şaşkındım. Peki o ağaçların arasından gelen çocuğa ne demeli. Uff göremedim ama onu. Eğer şu lanet olası alarm çalmasaydı. Gözlüğü takıp görecektim. Acaba şeytanın bir oyunumuydu bu. Tövbe tövbe, herşey olabilir aslinda.
"Buse " diyen annemin sesini tekrar işittim. "Hadi kahvaltiya gel". Hemen olduğum yerden kalkip gardrobuma yöneldim. Üzerime Lacivert kot pantolonumu üstünede asker yeşili olan tişörtümü giydim.
Aşağı kahvaltıya indiğim de ise herkes kahvaltidaydi. Herkes dediğim de. Annem babam ve küçük minnak kardeşim." Günaydın" diye karşılık verdim. Onlar da bana güler yüzle " gunaydin" dediler.
Kahvaltı yaparken telefonumun sesiyle irkildim. Arayan canım arkadaşım Aleydi. Aslın da adı Aleyna ama ben ona kısaca aley diyordum. Telefonu açarak kulağıma götürdüm. "Alo", dedikten sonra hemen " ya kızım nerdesin sen. Iki saattir seni bekliyorum. Hadi hazır değilmisin sen? Sen ne kadar da uyuşuk oldun. 5 dakika içinde burada oluyorsun cabuk kalk şu lanet olası sandalyeden." Bu neydi şimdi? Niye atarlandı ki bu.
Aman Allah'ım ben nasıl unuturum? Aley ile erkenden buluşalım diye sözleşmiştik. Eyvah öldürecek beni kesin. Nasil bagirdı ya üstume. Pis kız. Hemen sandalyemden kalkarak kapıya dogŕu yöneldim. Ceketimi ve cantamı alarak evden çıktım. Koşar adımlarla Aley ile bulaşacağimiz yere gittim.
Şu na bak ya nasıl da sinirli. Kiyamam ya. Aleyna bana doğru yürümeye başladı. "Nerdesin kızım sen ya. saatlerdir seni bekliyorum." Ayy canım beni beklemis. Bir tek sen beklersin zaten. Ben de hemen telefonumu ona göstererek, "bak telefon diye birsey icad edildi. Bu şeyle beni arayabilirdin. Ya da mesaj da atabilirdin." Diye yalandan atarlandım ona. "Ya seni rahatsız etmek istemedim açıkçası." Yaa tabi tabi.
Güle konuşa kursa dogru yürümeye basladik.
Kursa vardigimiz da herkes gitarını almiş calışıyordu. Ben de hemen dolabımdan gitarımı çıkarıp elime aldım. Bugün kursta Pek bir sey yapmadık aslinda. Herkes gitarıni calarken ben de bu sabah gördüğüm rüyayı düşünüyordum. Çok garip geliyordu bana. Belki başkasına garip gelmiyordu ama bana geliyordu. O cocuk kimdi ya. Yapılı, uzun boylu ve esmer. Yüzünu görememiştim. Malesef ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Adres
Teen FictionAteşe körükle gitmekti seni sevmek. Hayatım da belki de hiç bu kadar düşmemiştim. Dizim bile canım kadar çok kanamamıştı, seni sevmek bir nevi intihardı. Seni severken öldüm ben. Sayende Ölümün sadece biyolojik olmadığını da öğrendim.