'Sinir şey'

87 18 0
                                    

Arın Rana ve ben müdürün odasına gittiğimiz de müdür bize ters bakışlar atıyordu. Ben ellerimi önde bağlı ayakta dururken. Arın ve Rana rahat bir şekilde ayakta duruyorlardı. Müdür üçümüzün yüzüne bakarak " bu ne rezalet? Siz bir öğrencisiniz ve okulda öğrencilik yapıyorsunuz. Okula tartışmaya gelmiyorsunuz. Tabi şimdi size laf anlatmak da zor. Şuradan bir eşek olsa ona laf anlatsam sizden daha iyi anlar."dedi sert bir şekilde. Arın  yumruğunu sıkarak elini masanın üzerine vurdu " bitti mi? " dedi ve müdür kaşlarını çatarak Arın'a sert bakışla " hayır bitmedi Arın Uluhan. Cezalısınız." Dedi ve bende gözlerimi irice açarak "ne cezalımıyız? Ne cezası? Ben bunları haketmiyorum." Dedim sızlanarak ve telaşlı bir şekilde. Müdür de " kütüphanemiz bu aralar çok toz tutmuştu ve üçünüz birlikte okulumuzun kütüphanesini temizleyeceksiniz. Eğer temizlemezseniz sizi okuldan atarım." Arın'da sırtını müdüre dönüp odadan çıktı. Rana ise sanki müdürün söylediklerini duymamış gibi o da odadan çıktı. Ben ise ağzım hafif aralı şekilde "ama ben gerçekten bu ce.." diye devam ederken müdür sözümü kesti ve " fazla konuşma ve git görevini yap. Burslu öğrencisin diye acıdım sana. Sen dua etki Ahmet Günay'ın kızısın. Yoksa seni okuldan atmıştım. " dedi. Bende kaşlarımı çatarak "siz ne demeye çalışıyorsu.." diye konuşurken kapı açıldı ve bi adam müdüre "efendim bi Veli var sizinle görüşmek istiyor." Dedi ve benimde sözüm yarıda kalarak odadan dışarıya çıktılar. Bende hemen peşlerinden çıktım. Şimdi işin yok git temizlik yap. Sınıfa gittiğimde hoca derse girmişti. Bende sırama geçip oturarak başımı sıranın üzerine koydum ve düşünmeye başladım.

Bu teneffüsten başlayarak gidip kütüphaneyi temizleyecektik. Evde bile temizlik yapmazken, okulda bana temizlik yaptırıyorlardı. Herşeyi zavallı anneme yüklüyordum . Ama o da halinden memnundu. Bana pek birşey bırakmıyordu. Babam eve yardımcı alalım demesine rağmen annem kabul etmiyordu. Kendi evini temizlemek bir nevi hoşuna gidiyordu. Benim bile ona yardım etmemi istemiyordu. Bir yandan 1 yaşındaki kardeşim Batu'ya bakıyordu bir yandan da evin işine bakıyordu. Annem benim gözümde güçlü bir kadındı. Babam ise benim için çok ayrıydı. Amcam onu her seferinde ezmeye çalışsa da ezilmiyor ve dimdik duruyordu. Babam, Günay holdingin sahibi ve amcam onu her seferinde çökertmeye çalışıyor olsa da babam çok şükür ki çökmüyordu. Babama ve amcama ait holdingler vardı. En değerli olan ise Günay holdingdi. Dedemin mirasından kalanlar ikiye ayrılmış amcam ve babama pay yapılmıştı. Babama en büyük holding denk gelmişti. Yani Günay holding. Amcam ise babamı Çökertme'ye çalışıyor ve holdingi kendine almayı planlıyor. Artık nasıl alacaksa? Amcam babamdan 1 yaş büyük olduğu için babam sırf saygısından amcama birşey demiyordu. Ama nasıl beceriyorsa da kendini ezdirmiyor babam. Onun gibi olmayı gerçekten çok istiyorum. Amcam ise babaanneme bakıyor. Babaannemin babasından ona kalan mirası babaannem amcama bıraksın diye de babaanneme amcam bakıyordu. Kendisi söylemese de bu belliydi.
Babam çok tanınmış bir iş adamı. Herkes tarafından tanınır. Az önce bile okulun müdürü bana " Ahmet Günay'ın kızı olmasaydın seni atardım dedi." Ne alakaysa artık. Hepsinin gözü para olmuş. Sırf bu yüzden Babam bana ısrar etmesine rağmen özel okulda okumuyordum. Devlet okulunda okumayı tercih ediyordum. Sonra bursluluk sınavı olduğunu duyunca Aleyna ve annemin zorlamasıyla sınava girdim ve sınavı kazanıp bir özel okula geldim. Ama yine de beni Ahmet Günay'ın kızıyım diye seviyordu müdür. Diye düşündüm bir ders boyunca. Zil çaldı ve başımı sıradan kaldırdım. Arın'ın yanına gittim ve Arın'a "kütüphaneyi temizlemeye gelmiyormusun?" Diye sordum o da başı yere doğruyken bakışlarını bana çevirerek " benim temizlik yapacağımı düşündüysen, gerçekten salaksın Patlak mafya." Dedi ben de gözlerimi irice açarak "ne yani bana yardım etmeyecek misin?" Diye sordum o da "hmm. Demek salaksın. Hadi git başımdan. Uyuyacağım." Dedi ve başını sıranın üzerine koydu. Ben ise susmayı tercih edip, sırtımı ona dönüp sınıftan çıktım. Şaşkın şaşkın kütüphaneye giderken Rana denen aptal kızı koridorda gördüm ve yanına gittim. "kütüphaneyi temizlemeye gelmeyecekmisin?" Diye sordum. Rana'da sırıtarak " kızım sen salakmısın. Benim işim gücüm yok bir de temizlik mi yapacağım" dedi dilini kıvırarak. Bende gözümü kaydırarak ona " iyi temizleme. Zaten bu pisliğinle temizleyemezsin de. İyice kirlenir kütüphane. Bu temizlik işine bulaşmaman iyi oldu." Dedim ve sırıtarak kütüphaneye doğru yürümeye devam ettim. Rana benim bu sözüme iyi bozulmuştu. Gıcığıma gidiyordu. Ama tabi onu bozmakta hoşuma gidiyordu. Diye düşünürken kütüphaneye girdim. Gözlerimi irice açarak Kütüphaneye göz attım. Okulun kütüphanesi okul kadar büyüktü. Kapının önündeki temizlik malzemelerini görünce sinirlerimin bozulduğunu hissettim. Hemen içimden hayvan gibi gelen çığlıkla bağırdım. Kütüphaneye büyük bir gürültü girmişti bağırmamla.

Son Adres Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin