Son dersimiz matematikti. Hoca ders anlatırken bende başımı sıranın üzerine koyup yine düşünmeye başladım. Arın'ın beni öpmesinden sonra sürekli düşünüyordum zaten.
Arın beni öperken aniden olduğumuz kata ayak sesleri geliyordu. Arın ise umursamayarak beni öpmeye devam ediyordu. Elimi Arın'ın göğsüne koydum ve onu ittirmeye başladım. Beni öpmeyi kesip ittirmeme karşı bir adım geri gitti. Ağzımı kolumla silerek Arın'a sininirli bir şekilde " sen ne yaptığını sanıyorsun. Haddini bil Arın Uluhan! Bana böyle yaklaşmazsın." Dedim sinirli bir şekilde. Sonra Arın beni kolumdan tutup yine duvara yasladı "sen benim kölemsin ve sana istediğimi yaparım." Dedi. Bende "başlarım böyle köleliğe. Ben sana benden bir metre uzakta duracaksın dedim. Senin yapt.." diye devam ederken arkadan gelen bir ayak sesiyle sustum. Duvara yaslanmayı bırakıp arkadan gelen kişiye baktım. Gördüğüm kişi Kıraç'dı " hey! sen kim olduğunu sanıyorsun? Arın " dedikten sonra hızlı adımlarla koşarak bileğimden tuttu. "Hadi gidiyoruz. Senin bu şerefsizin yanında kalmana izin vermeyeceğim." Dedi. Bende kafamı onaylamış şekilde sallayarak, Kıraç beni o kattan çıkardı.
Sınıfa getirip sırama oturttu ve başımı okşayarak eğildi ve " iyisin dimi? Sana bir şey yaptı mı o piç?" Dedi telaşlı bir şekilde. Bende kafamı olumsuz şekilde sallayarak " hayır birşey yapmadı." Dedim titreyerek. Çünkü hala az önceki şeyin Kötü yandan etkisinde kalmıştım. Öykü sınıfın kapısından içeri girip yanıma geldi ve "n'oldu sana? Bu halin ne. Rengin atmış." Dedi ve gözlerimi hemen onun gözlerine çevirdim. Sonra yine bana "Korkmuş gibisin. İyisin dimi?" Dedi. Kıraç'ta hemen söze girerek "iyi iyi çok şükür." Dedi. Bende sınıfta hocayı göremeyince Öykü'ye dönüp "hoca nerede?" Diye sordum. Öykü'de yüzünü biraz somurtarak "kızı hastalanmış. Gelememiş" dedi. Sanki zorla söyletmişler gibi.
Kıraç'a dönüp "sen artık sınıfına git Kıraç." Dedim ve sözün devamını getirerek " bu arada teşekkür ederim Kıraç. " dedim ve hafif gülümsedim. Kıraç ayağa kalkarak o da bana gülümsedi ve bana " tamam gidiyorum. Bir dahaki teneffüste yanında olacağım. Dikkat e.." derken sözü kesildi ve herkes sınıfın kapısının önünden gelen sese dikkatini verdi bende dahil. Kapıya doğru baktığımda Arın kaşları çatık bir halde bize doğru geliyordu. Ve geldi.
Kıraç'a dönerek "daha yeni gelmemiş miydin?dur daha seninle sohbet edeceğiz. Ne de olsa bana kim olduğumu soran sendin. Şimdi sana kim olduğumu göstereceğim." Dedi ve elini yumruk yaparak Kıraç'ın gözüne yumruğu yerleştirdi. Sıramdan hemen ayaklanarak Kıraç'a uzanıp yardım etmek istedim ama ne yazık ki arkadan biri yine kolumu tutup Kıraç'a yardım etmemi engelledi. Dönüp baktığımda kolumu tutan kişi Alp idi. Hemen Alp'e dönüp "bıraksana beni be adam" dedim. Dedim ama demesemde olurdu. Çünkü Belliki söz dinlemeyen aptalın tekiydi.
Arın, Kıraç'ın yakasından tutup sınıftan dışarı atarken "bir daha sakın bu civarlarda dolaşma. " dedi ve sert bir şekilde onu sınıfın dışarısına attı. Arın, Kıraç'ı sınıftan dışarı atarken Kıraç ile göz göze geldik. Kıraç'ın yüzünde çaresizlik vardı. Sanki ben öyle bir çıkmaza gelmişimki hiç kimse beni kurtaramamış o çıkmazdan. Kıraç bile.
Kollarım hala Alp'in ellerindeyken Arın bana doğru gelip "şimdi sana gelelim patlak mafya. Sana aşağıda söylediklerimi bir kez daha tekrar etmeyeceğim ama hatırlatacağım. Sen benim kölemsin ve ben ne istersem onu yapmaya mecbursun. " dedi kaşları çatık halde. Bende kollarımı Alp'den kurtardım ve Arın'ı ellerimle ittirmeye başladım " sen kim oluyorsun? Bana nasıl olurda kimlerle konuşacağıma karar veriyorsun?" Diye sert bir şekilde çıkıştım. Arın onu ittiren ellerimi tutup "ben senin sahibinim!" Dedi. Ve herkes sustu, ben bile dahil. Başka cümlemi yoktu söylenecek. Bu da neydi şimdi.
Ellerimi Arın'ın ellerinden kurtarıp tekrar öfkeli bir şekilde ittirerek sınıftan çıktım.Sabahtan beridir düşünüyorum hayır yani ben senin kölen olabilirim ama sen benim sahibim değilsin. 'Sahip olmak' sözcüğü nedir ya. Başka birşey yokmu? Hayır yani sen kimsin ya.
"Sen kimsin" dedim ve başımı sıradan kaldırdım. O da ne sınıfın hepsi bana bakıyordu neden ki. Hoca da buna dahil. Hoca tahtanın önünden bana doğru gelerek kaşlarını çattı ve bana " kızım asıl sen kimsin?" Dedi. 'Sen kimsin mi?' Ağır ağır ve şaşkınlıkla oturduğum yerden kalktım ve hocaya "hocam ben şey galiba ses.." diye söylerken sözümü kesti ve bana "kızım geveleme yenimi geldin bu sınıfa?" Dedi ve bende rahatlayarak hocanın ne dediğini anlayarak "evet Yen'i geldim" diye cevap verdim. Hoca yaşlıydı. Ve saf birine benziyordu. Hoca bana tekrardan "demek öyle. Otur bakalım. Bundan sonra benim dersimde düşüneceksen de sesli düşünme!" Diye emir verdi. Ben az önce galiba sesli düşünmüştüm 'sen kimsin' kelimesini. Yerime oturduktan sonra Öykü kolumu dürtüp "neyin var iyimisin?" Diye sordu bende kafamı sallayarak iyi olduğumu söyledim.
Okul çıkışı Aleyna ile birlikte eve gittik. Bugün yaşadıklarımın hepsini Aleyna'ya harfi harfine anlatmıştım. Aleyna her adımında Arın'a küfür etse de ben umursamayıp yine anlatıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Adres
Teen FictionAteşe körükle gitmekti seni sevmek. Hayatım da belki de hiç bu kadar düşmemiştim. Dizim bile canım kadar çok kanamamıştı, seni sevmek bir nevi intihardı. Seni severken öldüm ben. Sayende Ölümün sadece biyolojik olmadığını da öğrendim.