Artık gözlerim uykusuzluktan ve yorgunluktan halsiz düşmüştü. Yaklaşık 2 haftadır sınavlarla uğraşıyordum. Öykü ve Aleynaların sınavları da bir hafta önce bitmişti. Zaten ikisiyle de o kafe de görüştükten sonra sadece bir iki kez görüşmüştük. Ama inşallah yine sık sık buluşacağız çünkü benim de bugün sınavlarımın son günüydü.
Arın'ı ise en son dün sınav çıkışı gördüm. Arın'da sürekli sınava girip çıkıp gidiyordu. Hayır yani sen bir öğrencisin, derslerinden daha önemli ne olabilir ki senin için? Ah doğru bir mafya olduğunu unutmuşum.Aysu eliyle gösterdiği konuya "bence bu sınavda çıkabilir." Dedi ve bende düşüncelerimden dağılıp Aysun'un gösterdiği konuya yöneldim.
Bence bu konu çıkmazdı. Çünkü ne zaman bu konu kesin çıkacak desek çıkmıyordu. Bu da hayatın 'sen ne kadar uğraşırsan uğraş, ben elbet hiç uğraşmadığın bir yerde sana tekmeyi atarım' deme şekliydi.Ders zili çaldıktan sonra yine hoca içeri girip sınav kağıtlarını dağıttı ve sınava başlamıştık.
Stresli geçen sınavın ardından Duygu'nun yanına gittim ve biraz hava almak için zorla da olsa bahçeye inmeye karar verdik.
Osman'ın ölümünden sonra Duygu kötüleşmişti ama şimdiki haline bakılırsa biraz düzelmiş de diyebiliriz.
Sırf Zeynep'e kin duyduğu için benim okula gelmişti. Arın'ında bu okulda olduğunu fark edince teneffüse bile çıkmıyordu. Hatta az önce ki ikna etme şeklimde, 'Arın okula sık gelmiyor sınava girdikten sonra çıkıp gidiyor. ' olmasıydı. Ve Arın bugün sınava girip çıkmıştı yine.
Duygu ile bahçedeki en güzel ağacın altında ki banka geçip oturduk.
"Sınavlar da bittiğine göre artık sömestr tatilini planlamışsındır." Diye söyleyen Duygu düşüncelerimi dağıtmama yardımcı oldu.
"Hayır bir plan yapmadım. Hatta tatil bitene kadar da uyumayı düşünüyorum." Dedim ve Duygu gülerek, "bu sene Aleyna'yı bile ekeceksin yani uyku için?" Dedikten sonra bende gülümseyerek, "o da benimle birlikte uyur artık ne yapalım." Dedim ve birlikte gülmeye başladık.
"Sen ne gibi planlar yaptın?" Diye sorduğumda Duygu'nun yüzündeki gülümseme gidip yerine buruk bir tebessüm gelmişti.
"Bildiğin gibi, her sene yaz tatilinde Osman ile Antalya'daki yazlığa, sömestr tatilinde ise Trabzon'daki kışlığımıza gidiyorduk. Bu sene bir şey yapmayacağım. Mümkünse bende tatil bitene kadar uyuyacağım." Diye söyledikten sonra içimde bir burukluk oluşmuştu. Nedense sırf Duygu için tatil planı yapmayı düşündüm. Belki yaparım da bir şeyler.
Omzunu sıvazlayarak, "ben uyuyorum diye herkesin uyumasına izin veremem. Bu yüzden plan falan yapmayacağım diye düşünme sakın Duygu Hanım. Uludağ varken uyumakta neyin nesiymiş öyle?" Diye söylerken biraz teselli amaçlı buruk da olsa gülümsedim. Duygu'da buruk bir tebessümünü gösterdi.
Sessizliğin oluşmasına izin vermemek için, " sınavlar da bitti ve haftaya okul kapanıyor. Bu bir hafta okula gelmeyi düşünüyor musun?" Diye sordum. Çünkü sınavlar bittiği için okulun çoğunluğu okula gelmiyordu. Ve bende gelmeyecektim.
"Hayır gelmeyi düşünmüyorum. Tatile 1 adım önde başlayacağım." Diye dedikten sonra bende onaylayarak başımı salladım.
Zil çaldıktan sonra kalktık ve Sınıflarımıza gittik.
Sınıfa girdiğimde tüm kızların pencerenin önünde toplanması dikkat çekiyordu. Aysu bile baktığına göre gerçekten ciddi bir şey vardı. Ama az önce aşağıdan geliyordum ve bir şey yoktu. Ben yukarı çıkana kadar ne değişmiş olabilir ki.
Merakıma yenilerek bende pencerenin önüne geldim.
Gözlerim fal taşı gibi açılarak gelen kişiye odaklandım. Buna kâbus desem yeriydi.
"Ay çok yakışıklı.."
"Bence değil, belki biraz sempatik gözükebilir..."
diye kızlardan laflar yağıyordu.
Artık bunların gözlerinde kanser olduğuna eminim diyebilirim.
Yağız'mı yakışıklıydı?
Yani belki biraz. Ama işte dışı da içi gibi değildi. Keşke biraz tipi kadar aklı olsaydı. Ama işte olmayınca da olmuyor.
Kaşlarım çatılı sırama oturarak, inşallah ekmek almak için veya ne bileyim çöp falan atmak için gelmiştir. Çünkü bu okula geldiyse artık benim yaşama amacım olmadığının ispatı olur.
Veya onun sonu olur.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Adres
Fiksi RemajaAteşe körükle gitmekti seni sevmek. Hayatım da belki de hiç bu kadar düşmemiştim. Dizim bile canım kadar çok kanamamıştı, seni sevmek bir nevi intihardı. Seni severken öldüm ben. Sayende Ölümün sadece biyolojik olmadığını da öğrendim.