Er ya da Geç!

68 14 5
                                    

Eğer bu bölümü de geçersem level atlamış olacağım.
Giydiğim pijamalarım, ayağımda peluş terliklerim ve etrafımda odayı dört dönen Aleyna ve Öykü.
Onlar sınav derdine düşmüşken ben sadece bilgisayarımda oynadığım oynunun derdine düşmüştüm.
Ne kadar da saçma geliyordu artık bana herşey. O kadar çok sıkıldım ki bu hayattan, bir okul değistirdim başıma bir meteor düşmediği kalmıştı. Zaten benim o bursluluk sınavına girmem saçmaydı. Hangi akılla girmiştim ki ben? Ah doğru Aleyna ve annemin aklıyla.
Keşke kazanmasaydım bursluluğu. Ya da kazandığım da bile gitmeseydim. O okula gidip Arın gibi birisiyle tanışıp bu seviyeye gelmek harbi saçmaydı. Belki de bana saçma geliyordu ama sonuçta saçmaydı.
Zaten şu aralar bana bir tek yemek yemek ve uyumak saçma gelmiyor.

Aradan tam 2 hafta geçmişti. Sınav haftasıydı ve ben çok rahattım. Çünkü, Aysu beni çalıştırmıştı. Kendimden emindim yani. Bu aralar Arın'ı bile görmüyorum ve biraz özlem duysam da mutluyum. Belki olmayabilirim, ama olabilirim de. Her neyse her koşulda mutluyum yani.

Edebiyattan sınav olacak olan Öykü odayı tavaf ederek ezber yapıyor. Coğrafyadan sınav olacak olan Aleyna ise Öykü'ye eşlik etmiş o da Coğrafya'ya çalışıyordu.
Galiba Aysu gibi çalışkan bir arkadaşım olduğu için şanslıyım. Babam benimle gurur duyacak. Çünkü derslerim biraz daha yükseldi ve ilk liseye başladığım zaman takıldığım Ezgi gibi olan arkadaş edinmediğim için. Ezgi benim ilk liseye başladığım zaman okulda tanıştığım arkadaşımdı. Of ya Ezgi olsaydı keşke, ne çılgınlıklar yapıyorduk biz onunla. Bir ara evden kaçıp bize gelmişti, gece saat 1 gibiydi, bizde canımız sıkılmıştı ve dışarı çıkmıştık. Canmızın sıkıntısından gece gece evlerin zillerini iki üç defa çalıp kaçardık. Herkesi uykusundan uyandırırdık. Daha bir sürü anımız var tabi. Eğer Konya'ya gitmeseydi daha çok olabilirdi. En son geçen yaz tatilinde buluşmuştuk daha da hiç görmedim onu.
Saçım da hissetiğim acıyla çığlık attım.
Arkamı döndüğümde Aleyna ellerini saçıma sarmış ve gözlerini sinirle açmış bana bakıyordu, "bu ne cesarettir Buse! Biz burda sürünüyoruz ve sen burada level atlamanın peşindesin. Bu ne rahatlıktır be!" Diye bağırdıktan sonra elini saçımdan çekti. Elimi saçımda acınarak gezdirdim ve ona ters ters bakarak, "ben çalıştım çünkü sınavlarıma ve benim sınavlarım sizinkiler gibi erken başlamıyor, haftaya benimki." Dedim ve saçımı arkaya püskürerek sandalyeye yaslanıp oyunuma devam ettim.
Öykü ezberlemeye çalıştığı konuları ağzında söylüyor ve sakin bir şekilde bizi izliyordu. Aleyna ise gözlerini bana devirerek, "ne halin varsa gör Buse, artık zeki bir öğrencisin anlıyoruz ama bu rahatlık fazla. Ve anlattığın o Aysu arkadaşın da zeki, harbi ya onun sizin okulda ne işi var?" Dedi ve tartıştığı konuyu unutup başka konu açtıktan sonra bana doğruldu.
Aysu'nun neden bu okulda olduğun anlattıktan sonra Aleyna şaşkınlıkla, "Rabbim düşmanıma bile vermesin. Bir de zavallı senin gibi birini de başına bela etmiş, vay haline." Dedi ve bende hiç umursamayarak, "seni nasıl başıma bela ettiysem onu da öyle ettim." Dedim ve oyunumu oynamaya devam ettim.
"Ne demek 'seni nasıl ba..' " diye Aleyna sözüne devam ederken Öykü sözünü kesip, "ee yeter be! Şurada bir ağız tadıyla çalıştırmadınız insanı. Sözde yarın cumartesi diye Buse'lerde kalip ders çalışacaktık. Ama sizin yaptığınız burada gevezelik etmek." Dedi ve bana doğru yaklaşıp bilgisayarı kapatıp önüme test kitabını koydu. "Sen çalıştın diye bilgisayar oynaman şart değil. Bari biraz test çözde daha da çok sınava çalışmış ol." Diye söyledikten sonra kitabını masanın üzerine koyup saçlarını topuz yaptı ve tekrar kitabını eline alarak ezberine devam etti. Aleyna ve ben birbirimize bakıp sessizliğe büründük.

1 saat daha ders çalıştıktan sonra yemek yemek için aşağıya indik.
Annemin yaptığı güzel yemekleri mideye indirmek için aceleyle masayı hazırlıyorduk. Ne manaysa elbet yiyecektik yemeği, ama ne kadar erken o kadar iyi.
Patatesi ağzıma götürürken babam, "eee dersler nasıl kızlar? Pek ses çıkmiyordu odanızdan belliki sıkı bir çalışmadasınız." Dedi ve suyunu yudumladı.
Aleyna kafasını olulmu şekilde sallayıp, "bir bilsen Ahmet amca. Buse sanki bu okula gittikten sonra daha da çok ders çalışır olmuş. Bizide kendine benzetecek diye korkmuyor değilim açıkcası." Diye kendini dersleri önemsememesiyle birlikte benim bu okulda iyi olduğumu demişti. Hadi beni övdün Aleyna, peki neden kendi tembel öğrenciymiş gibi gösteriyorsun?
Öykü araya girip, "ben zaten derslerime sıkça çalışan bir insanım, sen kendi adına konuş Aleyna." Dedi ve babama doğru dönerek, "bu dönem belge alacağıma adım kadar eminim Ahmet amca. Sizde dualarınızı eksik etmeyin." Dedi ve bir gururla yemeğini yemeye devam etti.
Aleyna gözlerini devirerek, "belli ki beni bu yolda yalnız bırakıyorsunuz. Ama ben yolumdan şaşmayacağım." Dedi ve o da gururlanarak yemeğini yemeye devam etti.

Son Adres Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin