Love İs Coming (!) (askıda)

4- Abla ?

Bu bölümü bir geçiş bölümü olarak düşünün. Kurguyu oturtmaya çalışıyorum. Bir sonraki bölüm olaylı geçicek :D Multimedyadaki ablamız şubat

Gözlerimi mutfaktan gelen kırılma sesiyle açtım. Evet bu evde sıkça karşılaşabileceğiniz bir şey varsa oda budur.

“Allah kahretmesin Melis yine neyi kırdın ! ”

“Ya off Deniz elimden kaydı tamam mı napıyım ! ”

“ Bu eve bardak almaktan bıktım tükendim be artık ! tam bir kız kurususun ! ”

“Ağzından yel alsın manyak ! ” Evet benim sevgili arkadaşlarım. Yüzümde ki huzurlu gülümsemeye engel olamadan yatakta  her sabah yaptığım gerinme hareketlerini yapmaya başladım. Bunu bana çatlak Melis alıştırmıştı ama gerçekten çok iyi geliyordu. Bu gün saat 3 te fatih hocanın ayarladığı, staj için gideceğim şirket aklıma geldiğinde hemen yataktan fırladım.

Banyoya paytak adımlarla girdiğimde aynaya baktığım gibi gözlerimi pörtlettim. Hay ağzıma sıçayım. Dün geceden kalma olan göz altlarımı aynaya eğilerek yakından inceledim . Evet mayıs bu yüzle nasıl görüşmeye gidiceksin söyle şimdi ? Aklıma yine dün gece gelince istemsiz bir şekilde ürperdim. Yemin ederim hayatımın aksiyonunu bir gecede yaşamıştım. Gerçi Melis sayesinde olaysız geçen bir günümüz yokta neyse. Aklıma birden yine dağ ayısının yüzü gelince düşünmeyi bıraktım. Mutfağa geçtiğimde sofrayı hazırlanmıştı bile.

“ Mayıs hakikaten ne zaman sende bir katkıda bulunup masayı hazırlamaya başlıcaksın çok merak ediyorum ”

“Deniz Allah aşkına sabah sabah hiç çekilmiyorsun ” dediğim gibi çayımı doldurdum ve beyaz peynirimden büyük bir ısırık aldım.

“ Tabi işine gelmeyince çekilmiyorum! Böyle gidersen sende Melis gibi evde kalıcaksın! Sonra bana gelip ağlamayın hiç !”

“Sence evde kalmak umrumda gibi mi gözüküyor ? Bu söylediğine anca kıçımla gülerim ben ” dediğimde suratını buruşturarak bana baktı.

“ off mayıs kaç kere diyorum düzgün konuş diye. Ağzı bozuk kız mı olur hiç ! ” diye yine çemkirdi.

“ aaa yeter sabah sabah bu kadar çemkirdiğin . Noldu yine emirle kavgamı ettiniz kızım ? ” dediğimde suratını asıp kahvaltısına devam etti . Belliydi zaten bu kadar çemkirdiği bunun. Sevgilisiyle kavga ettiğinde kabak hep bize patlıyor.

Evde eksik olan bir şey hissettiğimde kısa bir duraksama yaşadım. Eksik olan şey melisin hiç susmayan çenesiydi. Melise döndüğümde dalgın bir şekilde önündeki zeytini çatala geçirmeye çalışıyordu. Şaşkınlıkla melise bakarken dün geceyi düşündüğünü anlamam hiç zor olmadı.

“ kızıl kafa ? ” dediğimde beni duyduğunu sanmıyorum. Sonunda kendi sorunlarından uzaklaşan deniz de melisde ki bu değişikliği görünce şaşkınlıkla bana baktı. Dün gece olanları geç olduğu için anlatamamıştık. Gerçi melisin  şu haliyle anlatabileceğini de sanmıyorum ya.

“Noluyo ya dünyanın sonumu geldi bu niye o hiç susmayan çenesini açmıyo?? ”

Ben kısaca olayı anlatımda Deniz küçük dilini yutmuş bir şekilde bize bakıyordu. Ben anlatırken Egenin adı geçtiğinde Melis dünyaya dönebilmişti.

“İnanmıyorum yaa gerçekten kaçtınız yani ?? ”

“off Deniz kaç kere tekrarlıcam öyle yani işte ” diye bir şeyler gevelediğimde bu sefer yeni kafasına çakmış gibi tekrar bana döndü.

“ Dağ ayısı da mı ordaydı ?? ” Evet aramızda hiçbir şeyi saklayamadığımız için  tabiî ki de şu garip tanışmamızı biliyorlardı. Yani işte şey şu regl olayını . Hatırlayınca bile sinirleniyorum.