Herkese merhaba! Çook uzun bir aradan sonra upuzun ve yepyeni bir bölümle sizlerleyim.Yorumlarınız beni çok mutlu etti ve yazmam için çok teşvik etti. Ve bende şimdiye kadar yazdığım en uzun bölümle geldim. Yorumlarınızın hepsini okudum. Çoğu iyi şeylerdi ama hikayeyi unuttum diyenlerde olmuş. Ve haklılar bende olsam bende unuturdum. Sizden ricam hikayeyi okumaya devam edicekseniz bir son bölümü okuyup hatırlayın. Bunun dışında yazım hatalarım olmuş olabilir onları bağışlayın lütfen. Ve son olarak hepinize attığınız yorumlar iççin çok teşekkür ederim. Beğenmeniz dileğimle iyi okumalar :)
Denizin eteğini aşağı doğru çekiştiren Emire, daha sonrada eski boyutuna geri getiren denize baktım. Sıkıntıyla gözlerimi devirerek bakışlarımı dans eden insanlara çevirdim. Burda oturmuş bu salakların çekişmelerini izlemek gerçekten sıkıcıydı. Saatime bir daha bakarak batıkan ve egenin ne zaman geleceğini düşünmeye başladım. Çünkü nerdeyse bir saattir onları bekliyorduk! Yani ben bekliyordum ve emirle deniz de tartışıyorlardı.
“ Yaa çek elini eteğimden rezil oluyoruz!” diye dişlerinin arasından konuşan denize baktım. Kız biraz daha dişlerini sıkarsa patlıycaktı valla.
“ Kapa çeneni deniz. Senin böyle evden çıkmana izin verende kabahat zaten!” diyen emir üşenmeden kızın eteğini bir daha aşağıya çekiştirdi.
“Emirr!” diye tıslayan denize baktım. Her an emirin üstüne atlayabilirdi. Sıkkınlıkla oflayıp garip kokteylimden bir yudum daha aldım. Tadı bir garipti ama rengini beğenmiştim. Evet tattan daha çok görsele önem veren bir psikopatım ben. Gözlerimi etrafta gezdirirken bir çift dikkatimi çekti. Daha doğrusu kız. Bu demirin nişanlısıydı! Gözlerimi kocaman açıp dikkatle incelemeye başladım. Nerdeyse götünü zor kapatan bir elbise giymişti ve yanındaki çocukla aşırı derecede yakındı. Ege kırk yılda bir doğru bir şey yakalamıştı. Çünkü arkadaş olamayacak kadar samimiydiler. Yani bildiğim kadarıyla arkadaşlar birbirlerinin popolarından tutmazdı değil mi? Hızlı bir şekilde tahminimce loca olan odaların olduğu tarafa doğru ilerliyorlardı. Hızlı bir şekilde insanların aralarından geçip peşlerine takıldım. Deniz ve Emire haber verememiştim. Gerçi benim yokluğumu fark ettiklerini de zannetmiyorum.
Gözlerimle onları kaybetmemek için büyük bir uğraş verirken çantamdan telefonumu çıkarmaya çalıştım. Lanet olası batıkanlar nerdeydi bilmiyorum ama bir an önce gelmezlerse yaptığımız bütün plan boşa gidicekti. Sadece bir an telefonuma bakıp batıkanı buldum. Ama tabiî ki kafamı kaldırdığımda yok olmuşlardı. Gözlerimi sinirle kırpıştırarak etrafıma bakmaya başladım. Yoklardı işte! Sinirle arama tuşuna bastım. Evet arkadaşlar bir gece kulübünde telefonla konuşmayı deniyorum. Çünkü ben malım. Hızla tuvaletlerin olduğu bölüme ilerledim. Burası en azından bir nebze daha sessizdi. Telefon çaldı, çaldı ama açan olmadı. Sinirle dişlerimi sıktım. Yemin ederim öldürürüm ben o çocukları! Sinirle küfür içerikli mesajlar yollarken biri kolumdan tutup köşeye çekti. Ağzımdan ani bir çığlık dökülürken batıkanla göz göze geldim. Suratımdaki korku yerini hızlı bir şekilde öfkeye bıraktı ve elimdeki çantayla göğsüne geçirmeye başladım.
“Seni hayvan herif nerdesiniz siz! Kız çoktan gelip yok oldu bile!” diye bağırdığımda suratını buruşturdu. Elleriyle ona vuran ellerimi tuttu.
“Sakin olur musun mayıs. Çok trafik vardı ben napıyım!” diye çemkirdiğinde gözleri daha çok pörtletebilirmişim gibi iyice açtım.
“ Çok trafik vardı öyle mi ! Saat gecenin1’i batıkan ne trafiğinden bahsediyorsun!” diye bağırdığımda beni duvara yapıştırdı ve sinirli gözlerini gözlerime dikerek derin bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love İs Coming (!) (askıda)
Teen FictionHeipimiz hayatımızın aşkıyla bir kafe , okul , iş yeri gibi yerlerde tanışıcağımızı sanırız. Bende öyle sanırdım en azından bakkalda tanışacağımızı tahmin etmezdim... "Önemli değil amca sen şu parayı alda küçük hanımefendinin borcunu sil" Pardon...