Love İs Coming (!) (askıda)

14-Plan

Yeni bölümü sonunda ekleyebildim. Geç kaldığı için çok özür diliyorum ama özel hayatımda bazı sorunlar ortaya çıktı. O yüzden bir türlü yazma moduna giremedim. Bu bölümde biraz kısa oldu lütfen bağışlayın beni.  Yorumlarınız beni çok ama çok mutlu ediyor. Çok teşekkür ederim :) Ve son olarakta multımedyada melis var :D

“Bir şey mi oldu sinem ?” diyen batıkana yandan bir bakış atıp ilgilenmiyormuş gibi kahveme şeker döktüm. Ciddi bir şey yapıyormuş gibi kahvemden bir yudum aldığımda suratımı buruşturdum. Lan ben şeker kullanmıyorum ki !

“ Ne zaman arasam meşgule atıyorsun. Noluyo batıkan!” diye çemkirdiğinde kafamı kaldırmadan gözlerimi sarı çiyana çevirdim. Şimdi batıkan bu kızı sallıyordu öylemi. Eh buna bir güzel içilir arkadaşlar. İçimden sevinç nidaları atan sürtüğü  kenara ittirerek omuzlarımı kaldırarak kıza döndüm. Eh birazda boynuma bıraktığı tırnak izlerinin acısını çıkarmak lazım.

“Kusura bakma canım ama şuan önemli bir konu üzerinde tartışıyorduk. Bu oldukça gereksiz çığırmalarını başka zamana erteleyip yok olsan olmaz mı?” dediğimde gözleri seğirdi yeminle. Ama şimdi gelse biri bana böyle bir şey dese onun ağzını burnunu kırarım haklı şimdi kız. Ben tam oluşabilecek herhangi bir tekme yada tokata hazırlandığımda batıkan boğazını temizleyip ayağa kalktı.

“Neyse gel sinem dışarda konuşalım biz” diyip sarı çiyanın kolunu yakaladı ve sürüklemeye başladı. Sinirli bakışlarımla dışarı çıkana kadar takip ettim. Aman çok meraklıyım sanki senin sevgiline! Sanki yicem sarı böceğini. Sinirle kahvemden bir yudum daha aldım ve bardağa geri çıkardım. Biliyorum pisim ama şekerli kahve içemem ben napıyım.  Kafamı kaldırdığımda kusucakmış gibi bana bakan bir kıza alayla gülümsedim ve kahvemden bir daha içiyormuş gibi yaptım. Hızla önüne dönüp çantasından ıslak mendil çıkardı ve burnuna götürdü. Bu ona bir süre yeter sanırım. Keyifle gülümseyip arkama yaslandığımda batıkan görüş açıma girdi. Gülümseyen suratımı sarkıtarak ona baktım ve ofladım.

“Sevgilinle işin bittiyse artık şu konuyu konuşalım” dediğimde homurdanarak yerine oturdu. Bende yine araya bir şey girmesin diye hemen lafa başladım ve bildiklerim hepsini teker teker anlatmaya başladım. Sonunda her şeyi anlattığımda derin bir nefes vererek arkama yaslandım. Çenemi ovalayarak batıkana baktığımda gözlerini duvara dikmiş düşünüyordu. Bu çocuğun duvara bakarak düşündüğünü artık anlamıştım. Bende duvara dönüp baktığımda dejavu yaşıyormuş gibi hissettim. Anlaşmayla gittiğim günde aynısı olmuştu. Ben, batıkan ve sevgili duvar. Anlaşma demişken bizim anlaşmaya nolduğunu düşünmüyor değildim. Henüz bir  şey istememişti belki unutmuştur. Duvara bakarak geçirdiği 10 dakikanın sonunda gözleri parlayarak bana döndü.

“ İşimize yarayacak birini tanıyorum.”

…………………………………………………………….

Sinirle elimi alnıma geçirerek kafamı tavana çevirdim.

“ Lanet olsun Melis randavuya çıkmıyoruz, bir şeyler öğrenmeye gidiyoruz! Hemen yanıma gelmezsen yemin ederim seni almadan giderim!” Haykırışımdan sonra bacaklarını dar kotuna sokmaya çalışan Melis odadan zıplaya zıplaya geldi.

“Tamam mayıs ya giremedim zaten kota!” İnleyerek kafamı kapıya geçirdim.

“36 beden olmana rağmen 34 bedene girmeye çalışmandan olmasın!” dediğimde bana kaşlarını kaldırarak bilmiş bilmiş baktı.

“Ama daha seksi oluyor!” Artık dicek bir şey bulamadığımdan bezmiş bir şekilde melise baktım. Yere yatmış belini yukarı kaldırarak düğmeyi kapatmaya çalışıyordu. Zaten hata bende arkadaş! Melise söyleyende kabahat. Batıkanın işimize yarayacak kişi söylemesinden sonra ufak bir kriz geçirmiştim. Bu kişi Ege Amanoğlundan başkası değildi. Ve lanet olsun ki melise söylemekte yılın en salağı unvanına sahip olmuş oldum. Melis sonunda düğmeyi iliklemeyi başarmış bir şekilde derin bir nefes almaya çalıştı ama tabiî ki alamadı. Bu kadar dar giyerse olacağı bu. Suratı kıpkırmızı bir şekilde bana masum bakışlarından fırlatarak elini uzattı.