Merhabalar! Söz verdiğim gibi bölümü haftasonuna yetiştimeyi başardım. Oldukça uzun olduğunu düşünüyorum. Umarım sizde bu uzun bölüme uzun uzun yorumlar yaparsınız :D Hepinizi öpüyorumm. İyi okumalarr..
Multımedya: Mayısımızın dişli bir rakibi olan Selis :D
Sabah burnumun dibinden gelen mükemmel bir kokuyla uyandım. Gözümü açmadan iyice içime çektim ve gözlerimi açtığımda burnumun dibine sokulmuş bir kekle karşılaştım. Ve daha sonra onu tutan Melisle.
"Günaydınnnn !" yüksek bir perdeden bağıran Melis yüzünden yüzümü buruşturdum.
"Melis mal mısın ya"
"Aşk olsun Mayıs. Ben sabah sabah erkenden kalkıp sana kek yapayım ,sen bana hakaret et!" diye çemkiren Melise hayretle baktım.
" Sen daha yumurta kıramıyorsun! Ne kekinden bahsediyorsun." dediğimde alınmış gibi bana baktı. Ve inatla burnunu havaya kaldırdı.
"Ben bir kere yumurta kırabiliyorum! Sadece içindekileri kabuktan ayıramıyorum tamam mı!" Söylediği mantıksız cümleyle birlikte gülme krizine girdim. Gülerken zar zor konuşmaya çalıştım.
"Senin yumurta kırma anlayışın, yumurtaya çatal sokmak Melis." Karnımı tutarak gülmeye devam ettiğimde melis sinirle yanındaki yastığı bana fırlattı.
"Sonuçta kırılıyor tamam mı!" Biraz daha gülmeye devam edersem katılarak ölücem herhalde. Yaklaşık beş dakikada anca susabildiğimde, Melis kimin yaptığını bilmediğim keki yiyordu. Karnımdan çıkan sesle ben de bir dilim aldım. Hakikaten çok lezzetliydi. Evet şuan oturmuş yatağımın üstünde kek yiyorduk. Saate gözüm takıldığında gözlerimi pörtlettim.
"Oha saat 1 olmuş lan! Niye kaldırmadınız beni?" dediğimde melis sonuna kadar doldurmuş olduğu ağzını açarak zorla konuştu.
"Yo uyondormoyo çoloştuk oma uyonmodon."
"Melis ne demeye çalıştıysan hiç bir bok anlamadım." dediğimde ağzındakini bitirdi.
"Ya damızlık gibi yatmışın. Uyandırmaya çalıştım ama eline geçen ilk şeyi bana fırlattın." dediğinde korkuyla telefonumu arama başladım. Genelde elime ilk telefonum gelirdi ve attıysam yemin ederim intihar ederim! İphone 5s lan boru değil! Korkuyla etrafıma baktığımı gören Melis, gözlerini devirdi.
"Merak etme telefonun değil, o kocaman kalın kitabındı." dediğinde eliyle kafasını ovaladı. Kafasına attım herhalde. Neyse telefonum değilse sorun yok.
"Sen onu bırakta sökül bakalım. Gece meraktan çatladım. Dün noldu?" diye hızlı bir şekilde konuştuğunda gözlerimi kaçırdım.
" Anlattım ya gittik ama plan pek başarılı olamadı. Neyseki Batıkan halletmiş. Nasıl yaptıysa odalarına gizli kamera koydurmuş." diye mırıldandığımda sevinçle kafasını salladı ama daha sonra şüpheci bakışlarını yine yüzüme dikti.
"Ve?" Gözlerimi onun dışındaki odadaki her şeyin üstünde gezdirdim.
" Ne ve? Bu kadar işte. Mutlu son." Elini çenesine koymuş olan Melis şeytan şeytan gülümsedi.
"Sen beni aptal mı zannediyorsun?"
"Evet."diye hiç düşünmeden cevap verdiğimde yanındaki yukiyi bana fırlattı. Ha bu arada yuki benim sevimli ayıcığım.
"Mayıs sus ve dökül hemen!" dediğinde sevimi bir şekilde gülümsedim.
"Susunca nasıl döküleyim sivrizekalı?" dediğimde elini hırsla alnına çarptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love İs Coming (!) (askıda)
Teen FictionHeipimiz hayatımızın aşkıyla bir kafe , okul , iş yeri gibi yerlerde tanışıcağımızı sanırız. Bende öyle sanırdım en azından bakkalda tanışacağımızı tahmin etmezdim... "Önemli değil amca sen şu parayı alda küçük hanımefendinin borcunu sil" Pardon...