Meraklı bakışlarımda oturduğum arabanın içini inceledim. Hayatımda ilk defa bindiğim bu kadar lüks bir arabanın içerisinde tabi ki de rahat değildim. Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Sonunda arabayı kullanan batıkanın dikkatini çekebildim.
“Arkana yaslanmayı düşünüyor musun ?” hah tabi sanki hep bindiğim arabalar bunlar benim! Yine de sesimi çıkarmadan sopa yutmuş gibi dik duruşumu bozup koltuğa yaslandım. Ayy valla çokta rahatmış ya. Kafamı camdan dışarıya çevirerek akıp giden görüntüleri izlemeye başladım.
Evet şuan batıkanın arabasındaydım ve o konuşmamızın üstünden bir saat bile geçmemişti. Batıkan bana yaptığım bokluğu düzeltmem gerektiğini söylediğinde, ne kadar kızarıp bozarsam da o zaman nişana bok gidersin bakışları yüzünden soluğumu arkadaşları ve tabiî ki de o sarı sülüğün yanında almıştım. Ve evet o sarı sürtük batıkanın uzatmalı sevgilisiymiş. Batıkanın pek o sarışını umursamadığı belli bir şeyken arkadaşlarını önemsediği de gözlemlerim arasında arkadaşlar.
Konumuza geri dönersek ben masanın önüne dikildiğimde sarı çiyan direk akmış makyajlı suratını bana dikti. Şimdi ben bunlara “hehehe kandırdımmm” desem şu sarı çiyan vallahi üstüme atlardı. Yani ondan korktuğumdan değil sadece parmaklarının yarısını kaplayan tırnaklarından. Pençe gibiydi yemin ederim. Neyse ben gittim bunlara hayatımda gördüğüm en saçma şeyi söyledim. O an aklıma geldiğinde sırıtmadan edemedim.
“ Yaa karışıklık olmuş kusura bakmayın, ben benim bir arkadaşıma şaka yapıcaktım çocuklar karışmış ehehehe” evet bunu dedim sonrasını ne siz sorun nede ben söyleyeyim. Kız bir savaş nidasıyla üstüme atladı ! Ben onun pençelerinden sıyrılmaya çalışırken kızın belini bir çocuk tutup geri çekti. Hala bana atılmaya çalışan sarı çiyan o kulak zarımı siken sesiyle bana doğru tükürerek konuşmaya başladı.
“ Dalga mı geçiyosun be sen benle ! ismini nerden biliyosun o zaman sen benim sevgilimin !” diye resmen suratıma tükürerek konuştu yaa . yarabbi şükür yani . Onu bırakın kızın iki ön dişi ayrık kesin ordan fışkırıyor bu salyaları. Ayy bide öpüşürken düşününce vallahi ıyy.
“ Allah Allah ya bir tek senin sevgilinin ismi mi batıkan ! var mı işte benimkinin ismi de batıkan! Ve Allah aşkına salyalarını akıtarak konuşma yüzümü tükürüklerinle yıkadın vallahi”
“ Bak ne diyor hala bırakında ağzının payını vereyim şu sürtüğe !” işte benimde sakinlik sınırlarım buraya kadardı. Tek elimle saçlarımı geriye doğru attırdım ve bu sefer ben atladım kızın üstüne. Ben savaşırken konuşmayı sevmeyen tiplerdenim. Ağzım konuşucağına ellerim konuşsun ehehe. Kızın saçına yapıştığımda bir yaygara kopuverdi.
Ben elime doladığım saçlarıyla kafasını gelişine sallarken oda bana odaklanamadığı için rastgele sallıyordu pençelerini. Eh birkaç çizik aldım tabiî ki. Sürtük tırnaklarını iyi uzatmış. En son boynuma geçirdiği tırnaklar yüzünden içimden gelen deli gücüyle kıza kafa attım. Evet biliyorum. Hiç kıza yakışan bir kavga şekli değil . Kız çığlık atarak ellerini çekince derin bir nefes aldım. Ama ben saçlarındaki elimi çektim mi ? Tabi ki hayır !
“ noluyo lan burda ?” diye şaşkın görünen ege görüş alanıma girdi ve aynı eş zamanda belimde iki sıkı kol. Egeyle bakışlarımız kesiştiğinde anında şaşkınlıktan öfkeye geçiş yaptı.
“ Yine mi sen lan !” deyip gözleriyle korkuyla etrafa bakmaya başladı. Eh melisi aradığını anlamak zor değil. Aradığını bulamamış olmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes verdi ama yinede çatılı kaşlarını bana çevirmekten geri kalmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love İs Coming (!) (askıda)
Teen FictionHeipimiz hayatımızın aşkıyla bir kafe , okul , iş yeri gibi yerlerde tanışıcağımızı sanırız. Bende öyle sanırdım en azından bakkalda tanışacağımızı tahmin etmezdim... "Önemli değil amca sen şu parayı alda küçük hanımefendinin borcunu sil" Pardon...