Herkese merhabaa :D Yorumlarınız için gerçekten çok teşekkür ederimm. O sıkıcı proje ödevim boşverip bölümü yazdım. Sizde üşenmeyip yorum yapın lütfenn :D iyi okumalar :)
Stresle oturduğum yerde kıpırdanmaya başladım. Yaklaşık 10 dakikadır batıkana gerçeği nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum ve bunu düşünmek bile soğuk soğuk terlememi sağlıyordu. Allahım benim günahım neydi ya valla bak! Buz tutmuş ellerimin terini üstüme sürterek geçirmeye çalıştım. Ama ne fayda! Eninde sonunda anlatacağım şeyler yüzünden vücudum bile tepki vermeye başlamıştı. İçerden gelen bir şeyin yere düşme sesiyle birlikte yerimden sıçradım.
“ Hay sikeyim ya!” Batıkanın boğuk ve sinirli sesini duyduğumda merakla sesin geldiği yöne yürüdüm. Yaklaşık 10 dakika önce mutfağa giden batıkandan bir yaşam belirtisi almasam valla çocuğu unutuyordum. Mutfağı sonunda bulduğumda şaşkınlıkla kafamı içeriye uzattım. Önce yerdeki soslu makarnaya ve biraz ilerisinde duran kirli tencereye baktım. Daha sonrada batıkanın domates sosuna bulanmış üstüne. Bir anda üstümdeki bütün gerginlik şekil deştirirken, batıkanın sinirli suratına son bir bakış attığım gibi içimdeki hayvanı salarak atabildiğim en yüksek tondaki kahkahamı atıverdim.
Ben güldükçe batıkanın kaşları sanki daha çatılabilirmiş gibi aşağıya iniyordu. Resmen böğürerek gülmekten gözlerimden yaş gelmişti. Sanırım sinirlerim falan boşalmıştı. Ama komikti napıyım! Hele o suratındaki ifade yok mu? Bir kere daha gülme krizine girince batıkan sabır diler gibi tavana baktı. Bunu yapınca daha da gülmeye başladım. Birazdan katıla katıla ölürdüm herhalde.
“Kızım kafayı mı üşüttün kendine gel!” dediğinde gözümdeki gülmekten gelen yaşları siliyordum. Baktı hala gülüyorum sinirle ofladı.
“Ya kızım gülmesene!” dediğinde kahkahalarımın arasından konuşmaya çalıştım.
“A-ma k-komik” demeye çalıştığımda gözlerini devirdi.
“Yaa ya çok komik! Kızım güleceğine ağlasana aç kaldın!” dediğinde kaşlarımı kaldırarak gülmeye devam ettim. Ben kim aç kalmak kim? Daha beni tanımıyor tabi. Ne bulsam öğütürüm olum ben! Baktı bende hala susmaya niyet yok küfrede küfrede üstündeki kirli tişörtü çıkardı. Tabi ben iki saattir susmayan anında gülmeyi kestim. Oha kas mı lan o! Yutkunmaya çalıştığımda tabiî ki yutkunamadım ve tükürüğüm soluk boruma kaçtı. Ah mayıs ah! Görmemiş gibi davranırsan olacağı bu. Ben öksürmeye başlayınca garip garip bana baktı.
Kıpkırmızı kesilmiş bir şekilde öksürmeye devam ederken ona kaçamak bakışlar atmayı da ihmal etmiyordum. Nolduğunu anlamamış olucak ki arkasını dönüp sürahiden su doldurmaya başladı. Hay allahım şu sırta, şu omuzlara, şu oynaşan kaslara bak be! Belindeki bel gamzesi mi onun! Artık öksürmeyi de unutmuş ona bakarken bana dönmesiyle adonis kaslarına gözüm kaydı. Hayır mayıs şeytana uyma bakma! Nah bakmam! Hem de öyle bir baktım ki çocuğu yedim bitirdim vallahi. Gözüme sokulan su bardağıyla dünyaya iniş yaptım. Bir bardağa bir de batıkana baktığımda mor renge yakın olduğuma eminim.
“ Şu suyu içte hararetini alsın. Birazdan mor renkten yeşile dönmenden korkmaya başladım” diyen batıkan piç piç sırıtmaya başladı. Utançla bardağı aldığımda hala yerden kalkmamıştım. Gerçi ne ara kendimi yere attım onu da bilmiyorum ya. Suyu ona kaçamak bakışlar atarak içmeye başladım. Kafasını yana yatırarak tatlı bir bakış attığında su nerdeyse boğazımda kalıyordu. Niye böyle bakıyor ki bu şimdi!
“Hadi hadi izin verdim istediğin kadar bakabilirsin.” Dediğinde vücudunu gösterdi. Pörtlemiş gözlerimle ona baktım. Al işte öyle görmemiş gibi bakarsam olacağı bu! Sinirle yerden kalktığımda bakışlarım pürüzsüz göğsüyle buluştu. Hayır mayıs başka şeyler düşün! Gözlerimi zorlada olsa gözlerine çıkardığımda alayla bana bakıyordu. Hem suçlu hem güçlü olmanın tam zamanı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love İs Coming (!) (askıda)
Teen FictionHeipimiz hayatımızın aşkıyla bir kafe , okul , iş yeri gibi yerlerde tanışıcağımızı sanırız. Bende öyle sanırdım en azından bakkalda tanışacağımızı tahmin etmezdim... "Önemli değil amca sen şu parayı alda küçük hanımefendinin borcunu sil" Pardon...