1×7

1.8K 106 47
                                    

"Uyandı."

Bucky hızlıca odaya girip sedyede uzanan çocuğun yanına oturdu. Steve yarı açık gözleriyle ona bakıyordu.

"Korkuttun beni."

Hemşire tansiyonunu birkez daha ölçüp içmesi için bir ilaç uzattı. Steve sesini çıkarmadan arkadaşının yardımıyla ilacı içti ve tekrar uzandı. Tony'nin dışarıda olup olmadığını merak ediyordu.

"O burada mı?"

"Stark mı?"

Steve başıyla onayladı. Bucky hafifçe sırıtırken odaya Natasha girdi.

"Çık hadi Bucky."

"Tamamdır."

 "Beni bırakıp gidiyor musunuz?"  

Steve yatakta doğrulurken somurttu.Başının ağrısı yavaş yavaş azalıyordu.

Bucky başıyla onaylayıp arkaşına bakarak sırıtmaya devam etti.Odadan çıkarken göz kırpmayı ihmal etmemişti.Onun ardından hemşire de Steve'i son kez kontrol edip,biraz daha dinlenmesi gerektiğini söyleyerek yanından ayrılmıştı.

Steve hala aralık olan kapıya bakarken koridordan gelen ayak seslerini dinledi.Birkaç saniye sonra Tony başını içeri uzatmıştı. Steve gözlerini kaçırarak yerine uzanırken Tony kapıyı ardından kapatarak içeri girdi.

Tony hiçbir şey söylemeden sedyede uzanan çocuğa yaklaştı. Gözlerini kapalıydı.Kirpikleri titriyordu. Tony bunun doğru zaman olduğunu düşündü.Elini yumuşak saçlara daldırarak hafifçe okşadı.Steve dokunuşuyla adeta donup kalmıştı.

Dudaklarını sarışın çocuğun alnına bastırmış,uzun ve nazik bir öpücük bırakarak aşağı kaymıştı.Sıra dudaklarına geldiğinde kaçamak bir bakışla diğerine baktı.Steve yalnızca gözlerini sıkıyordu.Tony tereddüt etmeden dudaklarını birleştirdi. Dudaklarını ince dudaklarda hafifçe hareket ettirmeye çalışıyordu ancak Steve zerre kadar kıpırdamamıştı.

Tony geri çekilerek ellerini ve gözlerini sıkan sarışın çocuktan bir adım uzaklaştı. Steve isteksizce doğrulup,bakışlarını yerden ayırmadan tuttuğu nefesini verdi.

"Pekala. Sanırım dinlenmelisin."

Tony gözlerinde biriken yaşların akacağını anladığında hızla arkasını döndü. Ellerini gözlerine götürmemek için çabalayarak kapıya ilerledi.Bunun için ağlayacak kadar aptal olmadığını kendine söyleyip duruyordu içinden.

"Dinlen sen."

Tony kapı kolunu kavradığında arkasında hissettiği bedenle durdu. Steve'in nefesini hemen ardında, boynunda hissedebiliyordu.

Steve esmer çocuğun kapı kolunu tutan elini kavradı.Burnunu pamuksu saçlara hafifçe sürterek kendininkine göre küçük kalan bedeni çevirdi.Omzundan kapıya doğru biraz bastırdığında hızlı bir hamleyle dudaklarını kendininkiyle örtmüştü.

Tony ikinci ani öpücükle gözlerini sıkıca yumdu.Steve'in dengesiz hareketlerine sinirlenmiş olsa bile ona karşı koyamamış,öpüşüne karşılık vermişti.

¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤

(SMUT)

"Ihm.."

Tony sert kumaşın üzerinde yavaşça hareket ederken hassas noktasındaki baskı ile birkez daha inledi.

Steve ellerini ince bacaklarda gezdirerek sertliğini dar girişe iterken yoğun hazdan başının döndüğünü hissediyordu. Bacaklarından sarkan pantolon her ne kadar onu rahatsız etsede bununla uğraşacak vakti yoktu. Tek isteği Tony'i daha fazla hissetmekti.

Tony bacaklarını biraz daha aralayarak bir elini sarı saçlara daldırdı. Dudaklarını tekrar birleştirdiğinde,Steve kendine açılan alanla kendini iyice yukarı taşımıştı. Tony dudakların arasından boğuk bir inleme bırakırken boştaki elini Steve'in kalçasına atarak sıktı. Onu kendine daha çok çekmeye çalışıyordu.

Steve altında kıvranan bedene acımayarak vuruşlarını sertleştirdi. Sedyenin gıcırtılı sesine bedenlerinin tok çarpışma sesi eşlik etmeye başlamıştı.

Tony artık gözlerini açık tutamaz hale gelmişti. Steve'in sırtına parmaklarını bastırıyor, çenesinde ve boynunda gezinen dudaklara başını geriye yaslayarak yer açıyordu.

Steve kasılmaya başladığını hissettiģinde başını kaldırarak Tony'e baktı. Genç çocuk kendinden geçmiş bir şekilde kesik kesik solurken arada bir istemsizce inliyordu. Bu görüntü Steve'in bedeninde bir titremeye sebebiyet verince Tony zorlansada gözlerini açtı.

Steve'in mavi gözleri ile karşılaşınca kelimeler dudaklarının arasından dökülmüştü.

"Seni..seviyorum."

Steve cevap verecekken kasıklarındaki ani kasılmayla erkekliğini tüm gücüyle ittirdi. Tony biranlık baskıyla ciğerlerinin üzerinden bir çığlık atarken Steve onu susturmak için dudaklarına yapıştı.

Tony gelmek üzere olduğundan titreyen ellerini kendi erkekliğine attı. Steve birkaç sert vuruşun ardından yoğunca boşalırken altındaki beden o kadar bile dayanamayıp anında gelmişti.

Steve kendini Tony'nin üzerine bırakıp nefes alışverişini kontrol etmeye çalıştı. Bu sırada uzanarak kahverengi saçlarını hafifçe okşamayı ihmal etmemişti.

''Steve..?''

Tony kollarını üstündeki bedene sararak bir şeyler söylemesini umdu.Ama Steve yalnızca sıcak nefesini boynuna üfleyerek sessiz kalmıştı.

¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤

Bruce kapının önünde,zeminde otururken bedenindeki kasılmaları farkettirmemeye çalışarak tavana bakmayı sürdürdü. Steve ve Tony'i kapının önünde beklemek hayatında yaptığı en büyük hataydı. Üstelik Natasha hemen yanında oturuyordu.

Natasha sevgilisine yan bir bakış atıp hafifçe güldü. Bruce elleriyle terleyen saçlarını geriye çekmiş, kendine hava yapıyordu.

Natasha yerinden kalkıp emekleyerek sevgilisinin önüne geçti. Bruce kızaran yanaklarıyla ona bakarken kızıl saçlı kız uzanıp dudaklarına ıslak bir öpücük bıraktı.

"Ufak bir işim var. Döndüğümde bu şekilde olma."

Natasha kalkıp koşar adım koridordan ayrılırken Bruce kendini betona bıraktı.

"Lanet olsun Tony."

¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤

Together↑↓StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin