2×9

1K 93 56
                                    


''Başlayabiliriz Jarvis.''

'Motorlar çalışıyor.'

Steve nefes nefese kalmışken zırhın içinden havalandırmaların açıldığını hissetti. Kendini bir asansörün, oldukça dar bir asansörün içinde sıkışmış gibi hissediyor, deli gibi terliyordu. Ayaklarının altında hissettiği hareketlenme ile derin bir nefes verdi. Toparlanmaya ve odaklanmaya ihtiyacı vardı. Zaman kısıtlıydı.

''Yarı gücümüzü kullan.''

Steve tahminleri doğrultusunda tam gücü bilmeden kullanmak istememiş, sadece test etmek amaçlı konuşmuştu. Ancak itici motorların çalışmasıyla ne olduğunu bile anlamadan kendini sert bir yere çarpmış bulmuş, hemen ardından da yere düşmüştü. 

''Bu da neydi..''

Steve zırhın sağlam yapısı sayesinde yara almasa bile çarpışmanın gücünü net bir şekilde hissetmişti. Gözlerini araladığında tavana bakıyordu. Ve tam o anda tavandaki o büyük beton parça üzerine düştü. Steve sıkıştığı yerde kıvranırken etrafa küfürler savurmaya başladı.

''Sıçayım böyle işe. Lanet olsun.''

'Efendim, güçlendirilmiş titanyum alaşımından yapılan zırh, güçlü enerji saldırılarına dayanabilir. Göğüs kısmı çelik karışımı silikon ve seramik plakalar ile güçlendirilmiştir.'

''Hadi ya..Fark ettim.''

Steve gözlerini devirip üzerindeki  betona ellerini yasladı. Sonunda üzerinden itmeyi başardığında doğrulmuş, zırhı üzerinden çıkarmaya çalışmıştı.

''Çıkar artık şunu.''

'Bay Rogers, sinirlere bağlı implantlar sayesinde, kullanıcı komutuyla zırh kendini küçük parçalara ayırabilir. Mark 42'nin zırh ayrım özelliği, kullanıcıya daha hızlı ulaşmasını ve daha güçlü saldırılar yapabilmesini sağlar.'

Bu bilgilendirmenin ardından Steve üzerinden parçalar halinde ayrılan zırha bakındı. Bu kadar teknoloji onun için çok fazlaydı. Hiçbir dersi dinlemeyen, bilimden bir haber olan biri için kendini fazla yetersiz hissediyordu. O buraya ait değildi.

''Ne yapacağımı bilmiyorum. Bunu kullanabilir miyim emin değilim..''

Yüzünü elleri arasına alıp sakinleşebilmek için beklemeye başladı. Arada bir baktığını saatle iyice strese giriyordu. Sonunda aklına gelen o soruyu sordu.

''Hem bunu kullansam bile onu nasıl bulacağım ki?''

'Efendim, zırhın üzerindeki ark reaktör Bay Stark'ın reaktörü ile uyumlu.'

''Yani? Ne demek bu?''

'İsterseniz Bay Stark'ın yerini tespit edebilir, kalp atışlarını dinleyebiliriz.'

''N-Ne? Ne dedin sen?''

Steve ayağa fırladığında sandalyeleri kenara iterek bilgisayarları açtı. Kendini kaybetmiş bir haldeydi. Dizleri titriyor, gözlerini sulanıyor ve hatta nefesi kesiliyordu.

''Bul onu!!''

Laboratuvarda yankılanan sesle ekranda belirmeye başlayan işlemleri izledi. Çeşitli kodlar girilip ekran siyaha büründüğünde Steve bir anda nefessiz kalmıştı.

''Jarvis??''

Birkaç dakika boyunca oluşan sessizlikte Steve ölecekmiş gibi hissediyordu. Elini kalbine bastırıp ağrısını dindirmeye çalıştı. Gözlerini siyah ekrandan ayıramıyordu. En azından onu bulduktan sonra öleyim diye düşündü. Tek dileği buydu.

Together↑↓StonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin