Steve altında cansızca uzanmış bedeni fark ettiğinde durdu. Göğsünü paramparça etmiş olduğu adamın gözleri hala açıktı. Elindeki bıçağı bıraktığında titremeye başlamıştı. Parmak uçlarına ulaşan kanı yeni hissediyordu. Zırhın her yerine bulaşmış kana bakıyorken kendini bir hamlede geriye attı. Korkuyordu. Ama rahatlamıştı da. Gülmeye başladığında göz yaşları izinsizce tekrar akmaya başladı.
''Lanet olsun..''
Kendini sırt üstü zemine bıraktığında zırhın içinde boğuluyormuş gibi hissediyordu. Nefes nefese ve ter içinde kalmıştı. Zırhı sökmek ister gibi parçalarını çekiştiriyordu.
'Efendim yaklaşan yirmi kişilik bir grup var.'
''Bırak gelsinler..Ölmeye hazırım artık.''
Dakikalar sonra Jarvis'i dinlediğinde yinede kendine yediremiyordu. Bu pislikler tarafından öldürülmeyi kendine yediremiyordu. Ancak eve de dönmek istemediğine de emindi. Çabalamak, kaçmak, onsuz yaşamaya devam etmek istemiyordu. Hikayesi tam burada, Tony'nin yanında son bulmalıydı.
Steve artık hiçbir şey yapmak istemiyordu.
''Steve..''
Duyduğu sesle gözleri aralandığında başta bunun yalnızca beyninin bir oyunu olduğunu düşünmüştü. Ancak hemen ardından birkaç öksürük sesi duyduğuna yemin edebilirdi. Başını çevirip Tony'e döndüğünde yarı açık, kan çanağına dönmüş gözleri ile kendine baktığını gördü. Başka dudaklarını oynasa bile hiçbir ses çıkaramamıştı dudakları arasından.
''T-Tony?''
''Steve..Sensin..'
Tony tüm bedeni sarsılacak kadar sert bir şekilde öksürdüğünde dudakları arasından zemine birkaç damla kan düştü. Steve gözlerini ayırmadan onu izliyorken nefes alamadığını hissetti. Eğer bu bir rüya ise..Uyandığı anda kendi kafasına hiç tereddüt etmeden sıkacaktı. Kendini kaldırmak istese bile ani şokla bedeninin işlevini kaybetmişti. Bacaklarını doğru düzgün hissedemiyordu bile.
''Tony sen..Sen..''
''Seni bir daha göremem sanıyordum..''
Tony dudaklarında yan bir gülümseme ile ona bakıyorken göğsünde parıldayan ark reaktöre zor da olsa dokundu. Bu onun için hayat demekti. Elini sevdiği adama doğru uzattığında kendini sürüklemeye çalışıyordu. Ölmemişti. Ve eğer hala şansı varsa ona dokunabilirdi.
''Steve..''
''Jarvis bu gerçek mi?''
Steve dirseğinden destek alarak yavaşça doğrulduğunda aynı şekilde Tony'e doğru süründü. Hala bir hayal görüp görmediğinden emin değildi. Kalbinin göğsünü ne kadar zorladığını farkında değildi. Yeni bir krizin eşiğinde gibi titriyordu. Steve artık daha çok korkuyordu. Ona dokunacağı sırada Tony koybolursa ne yapardı? Tekrar tekrar ölmemiş miydi zaten? Bir kez daha sevdiği adamla birlikte ölebilir miydi?
'Efendim bilincinizi kaybetmiştiniz. Söylediklerimin hiçbirini duymadınız.'
''Tony..Yaşıyorsun.''
Steve kendine uzanan eli tutmak üzereyken koridorda duyduğu ayak sesleri ile irkildi. O an tüm sinirleri tekrar işlevini kazanmış gibi vücudu yanmaya başlamış, gözleri irileşmişti. Uyuşturucu almış gibi sıcak ve sabırsız hissediyordu.
'Efendim, hala ölmeye hazır mısınız?'
''Hayır!! Hedef belirleme sistemini çalıştır.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together↑↓Stony
Hayran Kurgu''Gitmen gerekiyor.'' ''Yeter. Ne saçmalıyorsun? Bir yere gitmiyorum.'' Tony parmaklarının üzerinde yükselerek kendilerine yaklaşan adamlara baktı. Steve'i hızlıca kendine çevirerek dudaklarını tekrar öpmüştü. Bu sefer masum ve bir o kadar d...