Steve evdeki gürültü yüzünden bunalmıştı. Yarası acıyor, başı çatlayacakmış gibi ağrıyordu.
Bir yandan polis memurlarının soruları, bir yandan Howard'ın laf sokma çabaları ve yanında ağlamaktan bir hal olmuş Maria halsiz hissetmesine sebep olmuştu.
"Bu kadar yetmez mi? Görmüyor musunuz yoruldu. Biraz dinlenmesine izin verin artık."
Natasha sonunda patladı. Tony'nin bulunmasını o da herkes kadar istiyordu elbette. Ama Steve'in alnında belirmeye başlayan damarlar ve kızarmış bedeni hiçte iyiye işaret değildi.
"Pekala. Daha sonra devam edebiliriz. Küçük bey, bildiklerinizin bu kadar olduğuna emin misiniz? Sizde Stark'la birlikte kaçırıldınız ancak bize pek yardımcı olduğunuzu söyleyemem."
Steve derin bir nefes verdi. Göğsü sıkışıyor, nefes almak gittikçe zor bir hal alıyordu. Tony'in beton zeminde yatmış, yüzündeki kurumuş kan lekeleriyle kendine gülümseyen yüzü gözlerinin önünden gitmiyordu.
O an tekrar zırhtan bahsedip bahsetmemek arasında ikilem yaşadı. Ama Tony..Ona güvenmeliydi. Inanmalıydı.
"İstedikleri şeyi sadece Tony biliyordu. Bana hiçbir şeyden bahsetmemişti."
"Benim oğlumdan ne isteyebilirler ki?"
Howard sinirle saçlarını çekiştirdi. Howard Stark'ın oğlunu kim kaçırabilirdi aklı bir türlü almıyordu.
"Size söyledim. Bana hiçbir şey anlatmadı."
"O zaman seni neden kaçırdılar Steve?"
Önündeki memur bir kaşını kaldırarak imayla sordu. Belkide şüpheli olarak Steve'i görmeye başlıyordu.
"İzin versen de konuşsa."
Bucky dişlerinin arasından adeta tısladı. Şuan odadi herkesi yaka paça dışarı atmak geliyordu içinden.
"Beni kullanarak onu konuşturmak istediler. Bildiğim her şey bu kadar. Şimdi izninizle dinlenmek istiyorum."
Steve yavaşça koltuktan kalktığında Maria elini yakaladı. Ona yardımcı olmak istiyordu ancak kendi bile ayakta duracak halde değildi. Bucky ona gülümseyerek elini indirdi.
"Ben hallederim."
Dostunun kolunu omzuna alarak yavaş adımlarla üst kata çıkardı. Bu sırada Natasha ona yemek için bir şeyler hazırlamaya mutfağa gitmişti.
Odaya girdiklerinde Bucky onu dikkatlice yatağa yatırdı. Steve, Tony'in yataktan kaybolmuş kokusuyla iç çekmiş, dudaklarının arasından bir hıçkırık kaçırmıştı.
Yaptığının doğruluğundan bile emin değildi. Ve bu ona büyük bir vicdan azabı bahşediyordu. Az önce büyük bir hata yapmış olabilirdi.
"Steve.."
Sarışın çocuk göz yaşlarını silerek örtüyü üzerine çekmeye çalıştı. Ancak dostu buna engel olmuştu.
"Pansuman yapacağım."
Steve halsizce başını salladı bu sefer. Kimseyle tartışacak veya laf yetiştirecek gücü bulamıyordu kendinde. İçindeki kargaşa bitmek bilmiyor, hata yapıp yapmadığından emin olamıyordu.
Bucky yarayı temizleyip tekrar sardığında Steve'in dalmış olduğunu farketti. Genç çocuk canının acısını bile hissetmemişti.
"Steve..Onu bulacaklar. Merak etme."
"Hayır. Onu bulmaları imkansız."
Steve tekrar kalktığında Bucky derin bir nefes verdi. Dostunun bir şeyler sakladığını görebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together↑↓Stony
Fanfiction''Gitmen gerekiyor.'' ''Yeter. Ne saçmalıyorsun? Bir yere gitmiyorum.'' Tony parmaklarının üzerinde yükselerek kendilerine yaklaşan adamlara baktı. Steve'i hızlıca kendine çevirerek dudaklarını tekrar öpmüştü. Bu sefer masum ve bir o kadar d...