Natasha her akşamki gibi yavaş adımlarla Stark ailesinin evine yürüdü. Hava çoktan kararmıştı. Sokaklarda tek bir insan bile yoktu. Esen rüzgar yüzünden hırkasının fermuarını sonuna kadar çekmek zorunda kaldı. Dövüş sanatları dersinden çıkalı fazla olmadığından hala terliydi. Bu rüzgar kesinlikle onu hasta edecekti.
"Lanet olsun!"
Çantasını düzeltip ellerini ceplerine yerleştirdi.
"Hasta olursan sana bakmayacağım Nat!"
Genç kız duyduğu sesle biranda durdu. Kalp atışları hızlanırken soluk alışverişi tam tersi derin ve kesikti.
"Steve?!"
"Çıkar o elbiseyi."
"Steve?"
Natasha etrafına bakındı. Steve'in sesi fazlasıyla yakından geliyordu. Onu görebilmek umuduyla kendi etrafında bir tur daha attı.
"Anneme benziyorsun."
Yaşlanmış olan gözlerini avcunun içine sıkıştırdığı hırkayla sildi. Kendine yaklaşan bedeni o an farkedebilmişti. Beklemeden uzun boylu çocuğun kollarının arasına atmıştı kendini.
"Biz asla ayrılmayacağız. Seni bırakmayacağım. Söz veriyorum"
"Söz verdin Steve!"
Bucky kollarının arasındaki bedeni sıkıca sarmaladı. Kız farkında olmasa bile fazlasıyla titriyordu. Natasha tişörtünü sıkıca tutmuşken başını hafifçe kaldırarak gözlerinin içine baktı. Ve biranda hızla kendini geriye attı. Görmek istediği mavilikle buluşamamıştı.
"Bucky?"
"Natasha..İyi misin?"
Natasha başıyla onaylayıp çocuğun yanından geçti. Bu halini kimsenin görmesini istemiyordu. Üstelik Bucky, bazen kafayı yemeye başladığını ima edecek şeyler söylüyordu.
Kollarını göğsünde birleştirerek biraz daha ısınmak için çabaladı. Ama yüzü gibi bedeni de buz kesmişti.
"Bruce nasıl?"
Bucky hemen yanında adımlarına ayak uydurmaya çalışırken kız kardeşi gibi sevdiği kızın yüzünü inceledi. Steve ve Tony ortadan kaybolduğundan beri bir kez bile değişmeyen yüz ifadesi yerindeydi. Soğuk,kırgın. Natasha yürüyen bir ölüden farksızdı.
"Taburcu oldu."
"Iyi olmasına sevindim."
"Iyi olmadığını sende biliyorsun."
"Doğru.."
Natasha bahçe kapısını açtı ve diğerinin geçmesini bekledi. Bu sırada burnuna düşen yağmur damlasıyla başını kaldırdı. Birkaç damla daha yüzüne çartığında Bucky omzunu tuttu.
"Onu bende senin kadar özlüyorum Nat. Steve benim de kardeşimdi."
"Sevdiğim herkes kayboluyor. Bucky.."
Natasha geri dönüp yakın arkadaşına sıkıca sarıldı. Bucky dik durmaya çalışsada gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. Natasha gibi onunda kimsesi yoktu.
"Sana da bir şey olmasından korkuyorum. Önce Steve ve Tony. Sonra Bruce.."
Bucky yüzünü kızıl saçlara bastırarak bir süre bekledi. Sesinin titremesini istemediģinden sakin olmaya ihtiyacı vardı.
"Steve'i bulacağız Natasha. Ben hala inanıyorum. Ve Bruce da o kazadan kurtuldu. Çok büyük bir patlamaydı ama o kurtuldu. Iyi veya kötü. Inan bana daha iyi olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together↑↓Stony
أدب الهواة''Gitmen gerekiyor.'' ''Yeter. Ne saçmalıyorsun? Bir yere gitmiyorum.'' Tony parmaklarının üzerinde yükselerek kendilerine yaklaşan adamlara baktı. Steve'i hızlıca kendine çevirerek dudaklarını tekrar öpmüştü. Bu sefer masum ve bir o kadar d...