Steve gözlerini açtığında karşılaştığı tek şey zifiri karanlık olmuştu. Hala uyuyup uyumuyor olduğunu bile farkında değildi. Bedeni, zihni ve kalbi..Yorgundu. Üzerine örtülmüş örtüyü yavaşça çekip yataktan kalktığında çıplak göğsüne çarpan serin havayla irkildi. Muhtemelen onu rahatsız etmemek adına sadece yarayı temizleyip dinlenmesi için bırakmışlardı.
Göz bebekleri karanlığa alıştığındaysa yatağın ayak ucuna kıvrılmış olan kızıl saçlı kızı farketmişti. Natasha..Steve istemsizce ona karşı davranışı yüzünden pişmanlık hissetti. Ona ve Bucky'e karşı oldukça sert davranıyordu. Üzüldükleri açıktı ancak her şeyi onun iyileşmesi, daha iyi olması için sessizce kabul ediyorlardı.
Ardından koltukta iki büklüm uyuyan dostunu da görmüş, derin bir iç çekmişti. Bundan sonra kesinlikle onlara karşı daha nazik davranmaya çalışacaktı. Bu onun için bir sözdü.
Bu sırada terliyor, aklını kemirip duran şeyi atmaya çalışıyordu. Hatırlamadığı bir şey vardı ve içini huzursuz ediyordu. Steve rahatlayabilmek için balkon kapısını sessiz bir şekilde açıp dışarı çıktı. Bahçeyi aydınlatan birkaç lamba haricinde ortalıkta ışık yoktu. Ne Ay, ne de yıldızlar göstermiyordu ona yüzünü.
Steve hemen solundaki beyaz koltuğu farkettiğindeyse omuzları tekrar güçsüz düşmüştü. Burada Tony onun kolları arasındayken oturduğu anı dün gibi hatırlıyordu. Tişörtünü bir hamlede çıkarıp ona hikayesini anlatışını, göz yaşlarını, mahçup bakışlarını..Her şeyi hatırlıyordu.
"Uyandığımda da göğsümde bu vardı.Bir tür manyetik alan yaratarak göğsümdeki şarapnel parçalarının kalbime ilerlemesini engelliyor."
Steve istemsizce yutkundu. Gözleri tekrar ıslanmaya başlamış, nefes alışverişi düzensiz bir hal almıştı. Ne yapacağını bilemeyerek korkuluklara daha sıkı tutundu. O an aynı ses tekrar kulaklarında duyulmuştu.
''Senin için bir şey bıraktım.''
"Evi aradık.Sadece o aptal parçalar vardı.Anlaşılan yeni bir tane için hazırlık yapıyordun."
Laboratuvar.
Steve balkondan bir hamlede çıktı. Odadan saniyeler içinde bodrum katına inmiş, ışıkları yakarak çalışma masasına ulaşmıştı. Heryer darmadağınık duruyordu. Polislerin inceleme için hiçbir şeye dokunulmamasını istediğini gayet net hatırlıyor olsa da kağıtları hızlıca toparlamaya başladı.
Yerdeki eşyaları toparlayıp masanın üzerine koyarak sandalyeyi çekti. Oturduğunda tam karşısında duran kağıtlara bakarak derin bir nefes vermişti. Artık içinde tek bir şüphe dahi yoktu. Buraya girdiği ilk andan itibarem Tony'i bulacağına kendini ikna etmişti. Ve Steve..İnandığı şey için canı pahasına savaşabilirdi.
______
Laboratuvarın her bir köşesine dağılmış olan zırh parçalarını yan yana, tam karşısına özenle dizdi. Bağdaş kurarak parçaların arasına oturduğunda başta bir lego oyunu gibi düşünerek tüm parçaları birleştirmeye çalışmıştı. Ancak parçalar birbirlerine hiçbir şekilde uymuyor, tek bir vida kullanmasına olanak sağlamıyordu.
Gözlerini kapayarak derin bir nefes aldı tekrar. Odaklanmaya ihtiyacı vardı. Ancak Tony Stark kadar zeki olmadığını biliyordu. Onun yarım bıraktığı bir işi nasıl olur da kendisi bitirebilirdi?
''Lanet olsun..''
Zırhın kafa parçasını elleri arasına aldığında birkaç tur çevirdi. İçindeki kabloları, birbirine bağlanmış onlarca teli görebiliyordu. Ancak yanlış bir hareket yapıp her şeyi mahvetmekten, sevdiğinden daha da uzaklaşmaktan korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together↑↓Stony
Fanfic''Gitmen gerekiyor.'' ''Yeter. Ne saçmalıyorsun? Bir yere gitmiyorum.'' Tony parmaklarının üzerinde yükselerek kendilerine yaklaşan adamlara baktı. Steve'i hızlıca kendine çevirerek dudaklarını tekrar öpmüştü. Bu sefer masum ve bir o kadar d...