"Duru, iyi misin?"
Transtan çıkmış gibi gözlerimi birkaç kere kırpıştırıp yan tarafımda benimle konuşan sevgilime döndüm.
"Evet, neden ki?" diye sordum hiçbir şey olmamış gibi.
"Hastaneden döndüğümüz günden beri bir garipsin, dalıp gidiyorsun sürekli. Kafanı ne meşgul ediyor bu kadar?"
Vitesteki elini tutup sıktım ve "Hiçbir şey bebeğim," dedim. "Kafamda senden başka bir şey yok."
Yüzünde bir gülümseme oluşur gibi olmuştu ama hemen toparlandı ve kaşlarını biraz çatıp yüzüme yaklaştı.
"Bayıldığım günün üzerinden neredeyse 15 gün geçti. İki günde bir gerek olmamasına rağmen de doktora gidip geliyoruz. Daha ne yapıp seni inandırabilirim iyi olduğuma?"
Ellerimizi ayırdım ve önüme döndüm iç çekerek.
"Elimde olduğunu mu sanıyorsun Nefes?" dedim istemeden sinirli bir ses tonuyla.
Hemen elini geri elimin üzerine koydu ve "Haklısın," dedi. "Haklısın, affedersin."
Ensesini tuttum ve boynunun kokusunu içime çekip bir öpücük bıraktım kokladığım yere. Kafamı geri çektiğinde Nefes'in kapalı gözleriyle karşılaştım.
Gözlerini hafif aralayıp dudaklarıma yöneldiği sırada kafamı hafif çevirip yanağımı öptürdüm. İstemsizce yaptığım hareketten anında pişman olurken Nefes çoktan sinirli gözlerle bana bakmaya başlamıştı.
Öfkeyle iç çekti ve yakamı tutup beni sertçe kendine çekti. Yüzlerimiz çok yakınken fısıldar gibi konuştu.
"15 gün, Duru. Tam 15 gündür benden kaçıyorsun, farkında mısın?"
Gözlerim kocaman açılırken "N-ne alakası var?" diye sordum kekeleyerek.
"Alakasının ne olduğunu bilmiyorum. O gün ben uyurken, sizin evde bir şey mi oldu?"
"Hayır hayır, hiçbir şey olmadı," diye savunmaya geçtim hemen. "Hem senden uzak durduğum falan da yok, neden böyle saçma şeyler düşünüyorsun? Öyle bir şey mümkün mü sanki?"
Hiç yapmayacağım şekilde fazlasıyla heyecanlı konuşuyordum. Büyük ihtimalle yalan söylediğimi anlıyordu ama belli etmiyordu. İyi de ne yapabilirdim ki? 2 haftadır gittiğimiz doktor, Nefes'in aşırı duygulardan ve özellikle üzüntüden, endişeden kaçınması gerektiğini söylüyordu. Atakan'ın bana söylediği şeyleri ona söylesem Atakan'la kavga ederdi ve kendini gereksiz yere üzerdi. Benim yüzümden böyle bir şeyin olmasına izin veremezdim bir daha. Nefes'i bir daha üzmeyecektim, yemin etmiştim. O yüzden bu konu gizli kalacaktı ve Nefes de doğru düzgün tedavisini olmaya devam edip iyileşecekti.
"Beni dinliyor musun?"
Yine aynısı olmuştu. Düşüncelerimle boğuşurken çok fazla içime kapanıyordum ve dışarıdaki sesleri işitemiyordum.
"Üzgünüm," dedim gerçekten hissettiğim duygu üzüntüyken. "Bir daha söyler misin?"
Yüzüme kırılmış bir surat ifadesiyle bakıp "Boşver gitsin," dedi ve kapıyı açıp çıktı arabadan.
Gözlerimi kapattım ve içimden kendime üç beş küfür salladıktan sonra ben de çıktım arabadan. Sonra da hastane kapısından girmeden önce koşup Nefes'e yetiştim.
•••
Doktorla konuştuktan sonra yüzüm gülmeye başlamıştı. Doktor, Nefes'in durumunun gayet iyi olduğunu ve tümörün tedaviye yanıt verip büyümesini kestiğini söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Nefesimsin
FanfictionYap-boz misali birbirini tamamlayan iki kız. Onlara bahşedilmiş kısa bir süre. Duru bir hayatın aldığı, kesik kesik Nefesler.. Git gide ölümün melankolisine kapılan bir Tümör, depresif bir Siyah'ı çekip çıkaracak aydınlığa. Siyah'ın bir daha kaybolm...