"OHA!!"
Nefes, arkamdan çenesini omzuma yaslamış bir vaziyette ellerini belime yerleştirdi ve kulağıma yaklaşarak "Beğeneceğini biliyordum," diye fısıldadı. Onun aksine ben hala heyecanlı bir şekilde konuşuyordum.
"Beğenmek de ne kelime, bayıldım! Ama nasıl tahmin ettin ki?"
Gülümsedi ve tek elimdeki çantayı alıp boşta kalmasını fırsat bilerek ellerimizi birleştirdi.
"Artık evinde de gizli bağlantılarım var," dedi göz kırparak. Ayaz'ı kastettiğini anlamam çok uzun sürmemişti.
Sırıtan bir suratla ellerimizi ayırdım ve Nefes'i omzundan tutup kendime yasladım. Ardından, çocukluğumdan beri hep bir tanesine sahip olmak istediğim eski tarz dağ evine doğru birlikte yürümeye başladık.
Evin içi gerçekten mükemmeldi. Kahverenginin hakim olduğu mobilyalar, taştan bir şömine, kol koyma yerleri deri koltuk takımı, evin tam ortasından geçen tahta bir merdiven ve camlarından resmen doğa fışkıran bir manzara..
Allah'ım öldüm de cennete mi geldim ben ya?
"Tamam artık topla ağzını yerden."
Nefes'in kahkaha atan yüzüne dönüp "Burası mükemmel bir yer," dedim. "Daha önce hiç bu kadar harika bir şey görmedim."
Nefes tam önüme gelip gözlerini gözlerime dikti ve imalı bir şekilde "Hiç mi?" dedi.
Dudaklarında pis bir sırıtış belirmiş ve gözleri cam gibi parlamaya başlamıştı.
Ellerimi kalçasının biraz üstüne, bel çukuruna yerleştirip bedenini kendimkine yasladım ve "Gözlerin dışında," diye fısıldadım. Ardından elindeki çantayı alıp geriye doğru bir adım attım.
Ondan uzaklaşınca gözlerini yavaşça kapatıp açtı ve derin bir nefes alıp "Gözlerimi neden bu kadar sevdiğini anlayamıyorum," dedi.
"Çok açık değil mi? Sana gözlerinden aşık olmaya başladım."
Elimdeki her iki çantayı da yere bırakıp konuşmaya devam ettim.
"Sonra saçlarına.."
Bir adım attım.
"Sonra kokuna.."
Aramızdaki mesafe kapanınca elimi göğsünün sol tarafına koydum.
"En son kalbine aşık oldum."
Elimin altındaki sıcacık kalbin ritmi hızlandığında gülümsemeden edemedim.
"En sevilesi yerin orasıydı."
Bir anda dudaklarıma yapışmasını beklemiyordum açıkçası ama şikayetçi olduğun söylemezdi.
Öpücüğüne karşılık verirken, elleri çoktan ensemdeki yerlerini bulmuştu. Beni bu kadar duygu yüklü öpmesi çok hoşuma gidiyordu. Sanırım öpüşürken gülümsediğim için dudaklarımızı ayırdı ve benden uzaklaşmadan alınlarımızı birbirine yaslayıp "Neden gülüyorsun?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Nefesimsin
FanficYap-boz misali birbirini tamamlayan iki kız. Onlara bahşedilmiş kısa bir süre. Duru bir hayatın aldığı, kesik kesik Nefesler.. Git gide ölümün melankolisine kapılan bir Tümör, depresif bir Siyah'ı çekip çıkaracak aydınlığa. Siyah'ın bir daha kaybolm...