Gözlerimi aniden gelen bir vahiyle birden açıverdim. Evet yamacımdaki şahıs kalbimin sahibi maviş gözlüm mışıl mışıl uyuyordu. Ben ise ağzımın kenarından akan salyayı Aldebaran uyanmadan elimin tersiyle silip bir çırpıda çapaklarımı temizledim. Saçlarımı düzelttim.
Biz dün gece birlikte mi uyumuştuk? Evet sarılıp kokusunu içime çeke çeke uyumuştum. Yüzünü süzmek için mükemmel bir zamandı.
Alnına düşen birkaç sarı telle oynadım. Alnındaki çizgilerde elimi gezdirirken gözlerim kirpiklerine kaydı. Parmak uçlarımla açık renk uzun kirpiklerini okşadım. Hafiften kıpırdanmasıyla elimi birden çektim. Uyanmasını istemiyordum.
Kıpırdanması durunca ellerimi yeniden uzattım. Evet rahatsız edici bir sivrisinek gibi olduğumu biliyordum ama ne yapayım çok hoşuma gidiyordu.
Hafiften şişmiş göz kapaklarını inceledim. Altındaki mavilik Egenin denizi kadar berrak ve iç açıcıydı. Sonra o biçimli burnunun ucuna dokundum. Birden burnumu ısırışı gelince aynısını yapmak istedim ama kıyamadım.
Sonra dudaklarına indim. Çerçevesi Allahın yüzüne çizdiği en güzel sınırdı belkide.
Dayanamayıp eğildim ve yumuşacık bir öpücük kondurdum.
Sanırım uyandırmıştım. Genleşip gözünü açtı.
''Günaydın'' dedim.
Suratındaki huzur dolu gülümseme ile gözlerini gözlerime dikti.
''Günaydın'' dedi.
Telefonumun saatine baktım. Dersimiz öğleden sonraydı. Saat ise henüz 10 civarıydı.
Yatakta oturur vaziyette doğruldum. Darmaduman olmuş saçımı dolabın aynasından düzeltmeye çalıştım. Bir anda Aldebaran beni kolumdan tutup kendine çekti ve başım göğsüne çarparak üzerine uzandım.
''Şu ani hareketlerinden ne zaman vazgeçeceksin?''
Göğsünün üzerindeki başımı okşayarak güldü. Gülerken karnıyla birlikte kafam da inip kalktı.
''Sen her seferinde aynı hoşuma giden tepkileri vermekten vazgeçtiğin an ben de vazgeçeceğim''
Söylediği cümleyi birkaç saniye sonra anlayabilmiştim. Aynı hoşuna giden tepkiler. İyi de ben bir şey yapmıyordum ki.
Aldebaran ''1 dakika'' deyip beni üzerinden kaldırdı. Sanırım birşey duymuş ya da hissetmişti.
''Ne oldu?'' dedim.
Boşluğa kitlenmiş duruyordu.
''Sanırım Başak geldi'' dedi.
Başak mı? Sürpriz mi yapmıştı? Beni evde göremeyince kim bilir ne düşünecekti. İki ayağım bir pabuca girmiş şekilde yataktan kalktım. Bir anda aklıma gelen şeyle olduğum yerde duraksayıp Aldebaranda kitledim gözlerimi.
''Bana yardım et.''
Aldebaran başının arkasını kaşıyıp yataktan çıktı.
''Balkondan atlamayı düşünmediğin sürece ederim.''
Aklıma balkon maceramız gelmişti. Heralde ondan bahsediyordu.
''Hayır. Beni eve ışınlayacaksın.'' dedim.
Gözlerini devirdi. Kollarını iki yana kocaman açtı.
''Tamam sarılırsan bunu yapabilirim.''
Koşarak gidip kocaman sarıldım sevdiğime.
''Eee Hadi ışınla bizi ne bekliyorsun?'' dedim başımı yapıştırdığım göğsünden yukarı kaldırıp göz temasımı kurarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Bir UZAYLI (YILDIZLARARASI AŞK) (Tamamlandı)
Teen Fiction"Biz ayrı dünyaların insanlarıyız" dedim klişece. "Hayır benim dünyam sensin" dedi. O an dünyalar benimdi.