Aldebaranin olduğu yerin aksine bir yönde ilerliyordum. Korkmaya başlamıştım. Içim burkuluyordu. Düşerim ya da ölürüm diye değil tamamen ondan uzaklaştığım içindi.
Herşey görüş alanımın dışına çıkmıştı ormanlik araziye doğru ilerliyordum.
"Lütfen düştüğüm yerde ol" diye fısıldadım, gözlerimi sımsıkı kapadım.
Ve paat.
Bir ağaca çarpmıştım. Başımdan boynuma süzülen ılık kan en son hissettiğim şey olmuştu.
...
Kollarımın acısıyla inleyerek kipirdandim.
Ve içinde bulunduğum durumla ayak tirnaklarimdan saçlarıma kadar büyük bir korku hissettim.
Birisi ellerimi kollarımı bir sandalyeye bağlamış ağzımı da bantlamıştı.
Gözlerimden süzülen yaşları silemediğimden bulanık görüyordum.
Mantıklı düşünmeliydim.
Etrafıma bakındım. Burası bir kulübeydi. Her yer ahşapti. Şömineli bir yerdi ve duvarda o klasik dondurulmuş geyik kafası vardı.
Arkama bakmak istiyordum. Burayı daha da incelemek. Bir çıkar yol bulmak. Ama kıpırdayamıyordum.
Bunu bana kim ve neden yapmış olabilirdi.
Oldukça stresliydim. Aklımda kim sorusu yankılanıyordu..
KIM?
Ağzım bantlı olmasa Aldebarana bağırıp sesimi duyururdum belki de ama yapamıyordum.
Kim bilir beni buraya nasıl getirmişlerdi. Başımın zonklamasiyla sessiz bir inilti koptu boğazımdan.
Olmuyor yapamıyorum. Güçlü kalamıyordum.
Onun yokluğunda yalnızca et ve kemikten ibarettim ben.Bunu bana yapan Belgin olabilir miydi? Ama güçsüz kollarıyla kendini bile kaldıramazdı o diye düşündüm.
Evin dışından odun kırma sesleri geldiğini işitiyordum.
Sanırım çevrede birileri vardı ve bu her kimse buradan kurtulduktan sonra onun ağzına sıçmaya yemin etmiştim.
Içime dokunan en büyük acı Aldebaranima doğru ilerlerken böyle birşey yaşamış olmamdi.
Birden arkamda kalan kapının açılma sesini duydum. Kafamı üzerine sımsıkı bağlandığım sandalyeden dolayı çeviremiyordum.
Boğazımdan belli belirsiz çığlıklar koparsamda nafileydi.
Kimdi bu ? Kulağıma arkamdan gelen birkaç sesten sonra aniden o kişinin ensemde ürpertici nefesini hissetmiştim. Olduğum yerde çırpınmaya başladım.
"Şşşt sakin ol " diye fısıldadı. Bu bir erkek sesiydi.
Ses hiç yabancı gelmiyordu..
Omuzlarımdan tutan ellerini o an paramparca etmek istiyordum. Caresizdim ne seslenebiliyor ne de kendim müdahale edebiliyordum.
"Şimdi sana kim olduğumu gösterme sırası geldi."
Anlamamıştım. Çıkaramamıştım sesini.
Ve o kişi yavaşça önüme geçti.
Önce gözlerim ayaklarına takılı kaldı. Yavaşça başımı yukarı kaldırdığımda gördüğüm şeyle gözlerim yerinden fırlayacak gibi olmuştu.
Bunu bana neden yaptın Kaan ?
Haykırmak istediğim şey su anda sadece buydu.
Evet başımda duran kişi Kaandı."Uslu bir kız ol Venüs ve kimseye güvenme"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilim Bir UZAYLI (YILDIZLARARASI AŞK) (Tamamlandı)
Novela Juvenil"Biz ayrı dünyaların insanlarıyız" dedim klişece. "Hayır benim dünyam sensin" dedi. O an dünyalar benimdi.