7- Aşk mı Hoşlantı mı

1.9K 123 14
                                    


Venüs, yatağa kapanmış deli gibi ağlıyordu. Kendine göre ağlaması için birçok geçerli nedeni vardı. Öncelikle Başak onu yok saymıştı. Birden telefonuna gelen mesajla irkildi. Ağlamaktan şişmiş gözleri yazıları zar zor seçiyordu.

"-Başak- 'Canım beni merak etme çok iyiyim birkaç kızla tanıştım yarın seni de tanıştıracağım. Belki bu gece onlarda kalırım. Beni bekleme sen uyu çok çok öpüyorum. İyi geceler.' "

Telefonu kapatıp hıçkırarak haykırdı Venüs.

"Aptal kız! Nasıl güvenebilir anında tanıdığı insanlara!"

Kendini çok yalnız hissediyordu Venüs. Ailesini de fazlasıyla özlemişti zaten. Küçük bir çocuk gibi annesinin adını zikrederek ağlıyordu.

Aldebaran hiçbir zaman huzurlu olamamıştı. Sürekli içinde yaşadığı kuşkular ve kafasında yoğun düşünceleri vardı. Ayrıca şehirdeki tüm insanların sesini duyuyordu.

Bu yüzden 7 duygudan biri olan huzura kavuşamamıştı. Şu an da Venüs ağlıyordu.Bunun için özel yeteneklere gerek yoktu. Zaten bağırarak ağladığı için sesi fazlasıyla duyuluyordu. Aldebaran içinde rahatsızlık hissetti. Venüs'ün sesinden dolayı mı rahatsız olmuştu kendi içinde sorguladı. Zaten öğlen de kavga sırasında Venüs'ü arabaya bindirirken baya rahatsız olmuştu. Çok yoğun olmasa da birkaç şey hissetmişti. Merakla taşına bakmıştı ve herhangi bir renk yoktu. O an Venüs de anlamsızca onu izlemişti.

Venüs'ün sesi artmaya başlayınca Aldebaran daha fazla dayanamadı ve Venüs'ün salonuna ışınlandı. Venüs'ün odasının kapısı açıktı. Yavaşça gözetlemeye başladı. Yatağına yüzüstü uzanmış yastığına kafasını gömmüş arada bir yatağı yumruklayarak ağlıyordu. Aldebaran tekrardan kendi evine ışınlandı ve Venüs'ü susturmak için bir yol aradı. Zaten sese karşı duyarlı olan bu varlık bütün gece uyuyamayacaktı. Onu davet etme fikrini düşündü. Sonra kafasıyla kendini onaylamayan hareketler yaptı. Ve başka çare olmadığını düşününce mecbur Venüs'ün kapıyı tıklattı. Venüs kapının sesiyle irkildi. Aldebaran Venüs'ün aksine zile basmıyor, nazikçe kapıyı tıklatıyordu.

Venüs yataktan doğruldu ve hemen elinin tersiyle ıslak yüzünü sildi. Bu haliyle berbat göründüğünü düşünüp aynaya yöneldi. Gözleri şişmiş ve kızarmıştı. Hemen eliyle saçını düzenledi. Gelenin Başak olduğunu biliyor ve ona ağladığını belli etmemek istiyordu ki lanet olsun ağladığı çok belliydi. Kafası eğik vaziyette kapıya yöneldi. Kafasını kaldırıp Başakla göz göze gelmemeliydi.

Kapıyı açtı ve eğik vaziyette duran kafasını, gördüğü ayaklarla aniden kaldırdı. Sonra gözlerinin durumu aklına gelince yine aynı hızda aşağı indirdi.

"Bir şey mi oldu hocam?" dedi. Sesi ağlamaktan çatallı çıkmıştı. Artık hocam diye hitap etmesinin daha uygun olacağını düşünmüştü. Ama Aldebaran'ın bu kelimeyi Venüs'ün ağzından duymak istemeyişi birden surat ifadesine yansımıştı. Ne diyebilirdi ki? "bana hocam deme." mi?

Bir eli arka cebinde gözleri de Venüs'ten başka her yere bakıyordu. Rahatsız olmuş gibi öksürdü ve boğazını temizledi. Baş parmağıyla Venüs'ün kafasını arkaya doğru ittirdi. İttirmenin etkisiyle Venüs hafifçe sendeledi.

"Benimle konuşurken gözlerime bak." dedi Aldebaran. Hala rahatsız gibi görünüyordu.

"Peki hocam" dedi Venüs tüm masumiyetiyle. Sonra ekledi: "Bir sorun mu var?"

Aldebaran elini arka cebinden çıkarıp ensesine attı.

"Geçen gün evimi balkondan dikizliyordun. Çok merak ettiğini düşünüp seni eve davet etmek için geldim. Belki bir kahve ikram edebilirim." dedi her zaman kendinden emin sesi bu sefer fazlasıyla rahatsız çıkmıştı. Venüs şiş, kızarık yeşil gözlerini ve ağzını açabileceği kadar son raddeye kadar açtı. Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemiyordu. Aldebaran Venüs'ün bu haline çarpıkça gülümseyerek gözlerini devirdi. Ellerini göğsünde çaprazlayarak konuştu:

Sevgilim Bir UZAYLI (YILDIZLARARASI AŞK) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin