Kod Adı:Hödük

Acayip Hayvanlara Benziyirsen...

Medya:Hazel Demir ve Emre Samyeli (Küçük kirpi ve Möcük)

  
      "Güzelim,hadi okula geç kalacaksın." Her zamanki abim klasiği ile kalkmaya çalışıyordum fakat uykum çok vardı. Sağolsun mal arkadaşım Ayça yüzünden gece uyuyamamıştım. Anlatmadığı anısı kaldı mı diye düşünmekten kendimi alı koyamıyorum yani.

     "Annemin meşhur terliğini yemek istemiyorsan kalk bence." Yanağımdan öperken yeni yeni çıkmaya başlayan sakalları battığı için sinirle dönüp "Abi sakallarını cımbızla çektirme ha bana." dedim. İnadıma tekrar öptükten sonra otuz iki diş gülümseyerek odamdan çıktı. Ona 'seni iki kişi yapmış olamaz'der gibi baktıktan sonra uykuma veda edip yataktan kalktım. Banyoya gidip rutin işleri hallettikten sonra dolabımdan okul formasını aldım. Ne de gıcık bir şey. Üzerime geçirdikten sonra aynanın karşısına geçtim. Makyaj yapmayı pek sevmediğim için sadece eyeliner ve parlatıcı sürdüm. Saçlarımı dağınık topuz yaptıktan sonra akşamdan hazırladığım çantamı da alıp odadan çıktım.

     Mutfağa geçmeye pek niyetim yoktu ama anne azarı yememek için kararımdan vazgeçip mutfağa girdim. Annem ve abim yerlerini almış yemeğe başlamışlardı bile. İki elini de belimde birleştirip "Peder bey nerede?" diye sordum. Peder diyerek takılırdım ona. O da bana "Dünya'm'' diye takılarak karşılık verirdi. Baba kız ilişkikimize hayrandım.

     Bir el topuz yaptığım saçı bozarak tokamı çıkardığında arkamı döndüm. Bunu yapmasına izin verdiğim tek kişi babamdı zaten.

     " Burdayım Dünya'm. Günaydın.''

     Babamın elinden tokamı alıp bozulmuş saçımı tekrar topuz yaptım.

      "Günaydın.''deyip yanağına sulu bir öpücük bıraktım.

     Babamda masada ki yerini aldı. Sandalyeye oturmayıp ağzıma salatalık attım. Zeytin de alacakken kasenin hemen yanındaki dergi dikkatimi çekti. Aslında dergiden çok üzerinde ki büyük harflerle yazılmış başlık dikkatimi çekti.

 
     " YAKIŞIKLI PRENSİMİZ YİNE VE YİNE GECELERDE!!!YANINDA Kİ YENİ KIZI GÖREN BABASI ACABA NE DİYECEK???"

     Yakışıklı prensmiş de muşmuşda. Tüküreyim ben öyle prense. Yaptığı güzel bir şey gibiymiş gibi bir de sırıtıyor hödük.

      Bizim okulda gezdiği kızlar yetmiyormuş gibi bir de gecelere çıkıyor salak. Evet bu magazincilerin dediklerine göre yakışıklı prens olan hödük Emre bizim okulda. Bir de kendisini bir şey sanması var ya ölüyorum o hareketlerine. Egosuyla,tavırlarıyla,konuşmasıyla her kızı kendisine hayran ediyordu fakat beni. Beni uyuz ediyordu kendisine karşı. EE bir keresteden ne beklenirdi ki...

     Gözlerimi dergiden ayırıp bizimkilere baktım.

     "Görüşürüz Demir ailesinin biricik fertleri." Hepsine öpücük atıp mutfaktan çıktım.

     Sporlarımı ayağıma geçirip evden çıktım. Okulla evimiz arasında koşarak beş dakika, yürüyerek on dakika kadar bir mesafe vardı. Normalde kendi rahatımı bozmamak için yürürdüm ama bizimkileri çok özlemiştim. Hafta sonu üçüyle de görüşememiştim. Hemen okula gidip sarılmak istiyordum onlara. Ee bunun için de biraz efor sarf etmem gerekiyor. Derin bir nefes alıp koşmaya başladım.

      Okulun içinde göz gezdirirken bizimkilerden sadece Mert'in geldiğini gördüm. Adımlarımı hızlandırıp Mert'in yanına doğru gittim.

     Mert'e sarılıp yanına oturduğumda bakışlarıyla okul kapısını gösterdi. Merakla oraya baktığımda yikişikli prinsimiz Emre'yi gördüm. Yanında bizim okuldan olmayan kızıl saçlı bir şıllık duruyordu.