Kod Adı:Hödük

Sen Bana Mı Yürüyorsun???

Medya:Mahmut Kılıç

      Okuldan eve gelmiş annemden bir ton azar yemiştim. Eee kadıncağız haklı. Bende kızımı ketçapla sevişirken görsem kızardım. Anneme sadece Mert'ler eşek şakası yaptılar diye bir yalan söyledim. Pek yemedi gibi görünüyordu ama ne yapabilirdim. Hödük Emre'yi anlatacak değildim ya.

     Abimle salonda birbirimizle didişirken babam içeri girdi.

     "Kızım annen patates kızartması yapmış. Ketçap lazım seni çağırıyor.'' Babam espri yaptığını zannederken abim yanımda kahkahalarla boğulmuştu.

     Surat asıp ''Ya baba. Bari sen yapma. Zaten abim dalga geçiyor." dedim.

     Yanıma gelip saçlarımı kokladı ve öpücük kondurdu.

     Abime bakıp gülerken tekrar bana bakıp konuştu.

     "Dünya'm şampuanını mı değiştirdin sen? Ama bayıldım kokusuna. Ketçaba kim hayır diyebilir."

     Abimle beşlik çaktıklarında ayağa kalkıp ikisinin karşısına dikildim.

     "Bana bakın sizi iki adam. Trip atmamı istemiyorsanız kapayın çenenizi."

     Abim yanıma gelip "Ketçaplı tribe de bayılırım ya." dediğinde karnına yumruk yaptığım elimi geçirdim.

     "Baba sana bir şey diyeyim mi? Abim var ya senin verdiğin parayı ka-'' Lafımı tamamlayamadan abim ağzımı kapatınca sinsice kıkırdadım. Babam anlamadığını belli eder gibi kafasını salladığında ona bakıp " Kakaolu süte harcamış diyecektim."dedim.

     Babam annemin yanına mutfağa geçtiğinde abim koltuğa kendisini attı. Karşısındakine de ben oturduğumda ciddi yüz ifadesiyle bana baktı.

     "Bu şakayı Mert'lerin yaptığını sanmıyorum." dedi. Abim anlamıştı yalan söylediğimi. Zaten ondan hiçbir zaman bir şey saklayamazdım ki. Yalan söylediğimi yüz ifademden ,hal ve hareketlerimden anlardı.

     Kafamı eğip "Evet onlar yapmadı. Ben,ben özür dilerim. Yalan söylemek istemezdim abi." dediğimde kafama yastık yedim. Sinirle abime baktığımda gülüp "Sana kızarmak hiç yakışmıyor." dedi. Canım abim ya.

     Tek kaşımı kaldırıp "Affettin mi?" dedim.

     "Affedilecek bir şey yok ki. Sadece bir şey soracağım sana."

     Endişeli bir şekilde "Sor." dedim. Her ne soracaksa korkuyordum duymaktan. Aklıma gelen şeyin olmasını istemiyordum.

     "Kim yaptı bu pisliği sana?" dediğinde alt dudağımı ısırdım. Tahmin ettiğim şeyi sormuştu bana. Şimdi ben ne diyecektim abime. Yalan söylemekte istemiyordum. Ne yapalım gerçeği söyleyeyim de kurtulayım.

     "Şey Emre. Hani var ya şu zengin tip. Gece kuşu olan işte ha."

     Ağzı 'O' şeklini aldığında"O sizin okuldaydı değil mi? Neden yaptı bunu peki?" diye sordu.

     Konuyu geçiştirmek adına ayağa kalkıp "Ammaaan boşver abi. Neyse ben odama gidiyorum. Uykum var.'' deyip yanağına öpücük kondurdum.

      Odama girdiğimde yatağımın üzerinde çalan telefonumu elime aldım. Arayan Mert'ti. Acaba ne için bu saatte aradı. Aslında saat pek fazla geç değildi.

     Telefonu açıp yatağıma oturdum.

     ''Alo.''

     "Hazel'im pamuk şekerim. Gel şu Mahmud'u al kurban olduğum.'' Mert'in sesi yalvarır gibi çıkmıştı. Eee benim de yanımda Mahmut gibi bir dengesiz olsa bende yalavaracak duruma düşerdim.