Medya: Dora(Hazel'in kuzeni)
Ayça'yla Buğra'nın yanına gidip Buğra'nın kafasına güzel bir şaplak attım. Bizden kız alıyordu. Dinlemesi gereken kurallar vardı yani.
"Lan tırrek Ayça'yı aldın ama daha sözümü dinlemedin?" Buğra yine en gıcık olduğum sırıtışını yüzüne yerleştirdi ve konuşmaya başladı.
"Sakalın yok gıcık ela." Ne dediğini anlamadım. Sakalla benim söylediğim şeyin ne alakası vardı?
"Ne diyorsun ya sen,kertenkele."
Ayça gülüp bir elini omzuma attı. Bir şey anlamıyorum lan ben. "Sakalın yok ki sözünü dinleyeyim demek istiyor." Dalga geçiyor lan şebek herif. Ben de diyorum ne diyor. Oyy ben senin ağzına iki kilo kertenkele boku sokayım emi?
"Ve ve ve. Çok komik. Geberin." Restimi çekip köşede ki bankın oraya gidip oturdum. Bileğimin acısı geçmişti. Çok şükür. Öküzde öküz kuvveti var. Ne olacak zaten başka. Manda kuvveti olacak değil ya.
Mert'le Mahmud iki yanıma oturunca nefes nefese kaldıklarını gördüm. İki saattir koşuyorlardı zaten. Hepsi bu Mahmud yüzünden. Bezdirdi esprilerinden. Ne güzel kafiye yaptım ama. Olur benden. Ay harikayım ayol.
Mahmud bana doğru dönüp "Sarı kızımı arayalım mı?" dedi.
"Aynen Hazhaz ya arayalım da eğlenelim azcık."
Mahmud anında kaşlarını çattı. Yanlış anladı herhalde. "Ne demek eğleneceğim ulan?"
Mert hemen ellerini masumum der gibi kaldırıp "O anlamda demedim kanki ya." dedi.
İkisine de aldırmayıp telefonumu çıkardım. Mahmud hemen anlamış olacak ki telefonu elimden alıp numarayı yazdı. Ardından bana uzattı. Kulağıma götürüp beklemeye başladım. Çaldı,çaldı ve açıldı.
"Alo." bu ses bir kız sesi değildi. Tam tersi tok bir erkek sesiydi.
"Şey pardon yanlışlıkla aradım sizi. Kusura bakmayın." Mahmud hayal kırıklığına uğramış bir yüz ifadesine büründü. Kesin bu numarayı veren hırto bile isteye yanlış numarayı vermişti. Mert kulağını telefona iyice dayarken adam konuşmaya başladı.
"Kusur ol bakayım sana güzelim." Sapık mıdır acaba bu? Elbet sapık olacak yoksa neden böyle bir şey desin ki. Değil mi yani?
"Kes be sesini. Pis sapık. At ağızlı." Telefonu suratına kapatıp sinirle Mahmud'a döndüm. Gözleri dolmuştu. Çok seviyordu Sara'yı. Ama bu çakma sarışın onu süründürmekten başka bir şeye yaramıyordu. Nefret ediyorum o kızdan ya.
Kafasını omuzuma yaslayınca ben de kolumu arkasından geçirdim. Mahmud'un üzülmesine neden hep kadınlar yol açıyordu. Ya annesi ya da Sara. Bıktım bunlardan ya.
"O mu verdi bu numarayı?" diye soru sorduğumda kafasını olumlu anlamda salladı. Kaşlarımı çattım. Ama şu an Mahmud'u üzecek bir şey yapmamalıydım. Daha fazla üzülmesine dayanamazdım.
''Boşver ya sen o plastik ruhlu barbie çakması peynirgiller sülalesinden çökelek tipli kaşarı."
"Oha!'' Emre karşımızda durmuş şaşkın bakışlarıyla bana bakıyordu. Ne alt üstü Sara'nın tanımını yaptım. Bunda şaşıracak ne var ki!
"Mahmud'cum sen şu Sara'yı boşver hadi gidip kaydırağa binelim." der demez Mert ayağa fırladı. Kaydırağı çok seviyordu. Çünkü kaydırak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı:Hödük
Humor💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫 Tüm hakları Hazel ve Emre'ye, Mahmud ve Sara'ya, Buğra ve Ayça'ya Ahmet ve Anka'ya Mert'in ve Asya'nın saplığına, Ayşe ve Fatma'nın çılgınlıklarına aittir. 💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫 Adı üstünde bir hödük ve o hödükle uğraşmak zorun...