Medya:Hazel ve kankileri
Not: Bu bölümü okurken Mustafa Ceceli'nin Ayşe şarkısını dinleyin.
Nöbetçi öğrenci küçük çaplı kahkaha atıp "Kızlar lavabosunda düşürdün herhalde." dedi. Mahmud mosmor olmuş bir şekilde yerine otururken sınıf kahkahaya boğulmuştu bile. Kendimi tutmaya çalışıyordum fakat istemsizce gülüyordum. Mahmud'un yaptığı aptallık çok komikti çünkü.
Nöbetçi tekrar sorunca kimseden cevap alamadı. Artık git ama yani. Aklı sıra Mahmud'un rezilliği ile eğleniyordu gerizekalı.
Hoca işini bitirdiğinde nöbetçi de çoktan gitmişti. Çok şükür!
Tahtaya bir soru yazıp bize döndü. "Evvvet gençler tahtaya yazdığım soruyu kim çözmek ister!" Sınıfın yarısından çoğu soruyu çözmek için el kaldırmıştı. Allah'tan zeki bir sınıftaydım.
Hoca Mert'e "Gel bakalım Mert. Sen çöz şu soruyu." dedi. Mert rahat bir şekilde sıradan kalkıp hocanın yanına gitti. İnsanın zeki kankası olunca da işte bir havalara giriyor anlatamam. Balonda bile öyle hava yok o derece yani.
Tahta kalemini eline alıp "X'i mi soruyorsunuz Y'yi mi?" dedi. Bir eli ensesindeydi ve bu ona serseri bir hava katmıştı. Okul forması da yakışmıştı pisliğe.
''X'i soruyor soruda kör müsün evladım?'' Gaddar hoca. Çocuk sadece küçücük minnacık bir soru sormuştu. Hemen kör damgası yapıştırmana da gerek yoktu yani.
Mahmud'la Ayça kıkır kıkır gülerken sınıfta sadece onların bu duruma gülmediğini anladım. Orta sıra en arkada oturan hödüğün arkadaşları ve kendisi de gülüyordu. Bu duruma bu kadar gülünecek ne vardı anlamadım gitti ha?
Arkama dönüp zırtapozlara baktım. Emre'yle göz göze gelince gözlerimi çekmeyip daha da dik bakmaya devam ettim. O da hiç gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Ama ben sürekli bir insana bakamam ki. En fazla bir iki dakika. Ondan fazla gözlerine takılı kalamam.
İşaret parmaklarımı şakaklarımın biraz yukarısına koyup boynuz şeklini yaptım. Emre anlamış olacak ki sabır diler gibi bir hale büründü. Ağzımı oynatarak "Mööö." dedim.
Eliyle deli işareti yapıp kafasını yana çevirdi. Ohh canıma değsin.
Önüme döndüğümde Mert alnını kaşıyarak "Hocam ayıptır söylemesi ama asıl siz körsünüz. X beşin yanında işte." dedi.
Sınıf anıra anıra gülerken hoca her zaman yanında taşıdığı cetvelle Mert"un kafasına vurdu. Vurmakta da haklıydı bence. Soruda x'i soruyor ama bizim Mert x'in hemen önünde ki beşi gösteriyor. Akıl var mantık var yani.
Mert yerine geçerken soruyu başkası çözmeye başladı.
Hoca ardı ardına soru yazıp çözdürmesinden sonra çok şükür zil çaldı.
Herkes yavaş yavaş sınıftan çıkarken Ayça'ya döndüm.
"Hazel şu gelenler kim?" deyip parmağıyla kapıyı işaret etti.
Kapıya baktığımda iki tane kız gördüm. İkisi de gayet tatlıydı. Sınıfın inekleri onların yanına giderken bizim Mahmud sıranın altına girip ellerini başına siper etti. Böyle yaptığına anlam verememiştim ama Mert gülmeye başlamıştı. Ayça'yla birbirimize bakıp dudaklarımızı bilmiyorum der gibi alta doğru kıvırdık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı:Hödük
Humor💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫 Tüm hakları Hazel ve Emre'ye, Mahmud ve Sara'ya, Buğra ve Ayça'ya Ahmet ve Anka'ya Mert'in ve Asya'nın saplığına, Ayşe ve Fatma'nın çılgınlıklarına aittir. 💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫 Adı üstünde bir hödük ve o hödükle uğraşmak zorun...