Öncelikle size bir sorum var. Medyada ki iki güzel karakterden hangisi Asya olsun. Çoğunluğun dediği olsun. Bir mi iki mi? Hadi bakalım.
İyi okumalar!!Müdürün odasından çıkar çıkmaz Dora sevinçle çığırmaya başladı.
"Oley be. Sizin sınıftayım kızım." Dora'ya yapmacıktan göz devirdim. Şimdi gel de bununla başa çık. Hayvan! Aşık ola ola Asya'ya mı oldu? Gerçi Asya hem güzel hem karakterli bir kız. Onun için aşık olmasında bir sorun yok. Off ya. İyice kafayı yedim.
Abimin yanına gidip sarıldım. "Hadi sende git. Derse geç kalmak istemeyiz." Dora hala mutluluklar saçarken abim yanağımdan makas aldı. Dora'nın da özenle taranmış saçlarını birbirine karıştırdıktan sonra yanımızdan uzaklaştı. Tabi arkasında çatık kaşlı bir Dora bırakarak.
Dora saçlarını düzeltirken sınıfa doğru ilerlemeye başladık. Bizimkiler Dora'yı görünce ne tepki verecekler merak ediyorum doğrusu. Hepsinin sevinçten göbek atacağını adım gibi eminim. Dora'yı önceden de tanıyorlar ve kendisini de çok severler. Bakalım şimdi görünce tipleri ne hal alacak?
Sınıfın önüne geldiğimizde Dora kolunu omuzuma attı. İlk şaşırsamda "Asya'yı kıskandırmamız lazım." dediğinde çıtımı çıkarmadan gülümsedim. Nasıl da düşünmüş her şeyi? Zeki kuzenim benim.
Sınıftan içeri girdiğimizde bakışlarım bizimkilere kaydı. Buğra'yla Ayça yine sarmaş dolaştı. Mert'le Mahmud kağıttan uçak yapıp uçuruyorlardı. Gözlerimi onlardan ayırıp Asya'ların olduğu arka tarafa çevirdim. Herkes yerli yerindeydi ama Emre yoktu. Hayret okula neredeyse her gün gelen Emre bugün gelmemiş miydi yani? Valla şaşırdım. Ama nerede ki yani? Belki geç kalmıştır. Off bana ne o kıçı başı ayrı oynayan kızların yanında olmasında! Vay vay. Neler duyuyorum? Tamam kabul. Yakayı ele verdim galiba. Hem de nasıl. Of ya of.
"Doraaaaa." Mahmud Dora'yı görür görmez hemen üstüne atladı. İkisi yerde bildiğimiz sevişirken üstlerine Mert de atladı.
Tam ben de atlayacaktım ki öksürük sesiyle olduğum yerde kaldım. Arkamı yavaş adımlarla döndüğümde tek kaşı havada duran Emre'yle karşılaştım. Ay gelmiş. Vallahi gelmiş. Ay ben senin o havada olan tek kaşını yerim. Gadasını aldığım ya. Tövbe tövbe kendine gel Hazel.
"Günaydın küçük kirpi." deyip üzerime tüylü bir şey attı. Refleks olarak çığlık attığımda Emre karşımda kahkaha atmaya başladı. Üzerime attığı şey yere düşünce bende korkmamaya çalışarak yere baktım.
Oh my Allah! Üzerime oyuncak kirpi atmıştı hödük. Ulan ben senin... Neyse sonra getiririm ben devamını. Allah'ın cezası! Sabah sabah yaptığı eşşşşşekk şakasına bak sen ya. Bittin oğlum sen. Bu sefer gerçekten bittin.
Yerdeki kirpiyi elime alıp sinirle Emre'nin gözlerinin içine baktım. Gözlerinin içi de gülüyordu eşeğin. Sakın yumuşama Hazel sakın! Gözlerinin seni yumuşatmasına sakın izin verme!
"Eşek Emre." deyip suratına attım oyuncağı. Mahmud'lar ayağa kalktığında Emre'nin bakışları anında Dora'ya kaydı.
"Bu lavuk kim?" O nasıl bir kelime lan? Lavuk ne be? Aynı kabuk gibi. Espri yapmaya çalıştım ama olmadı. Neyse bir daha ki sefere.
Dora anında yanımda yerini aldı. Önce sınıfta gözlerini gezdirdi. Asya'yı görmüş olmalı ki "Aşkeytam." diye bağırarak o tarafa doğru koştu.
Bende o tarafa doğru gidecektim ki Emre bileğimden tuttu. Ama olmadı bak şimdi bu. Filmlerde hep koldan tutulurdu. Niye benim ki bilekten arkedeş?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı:Hödük
Humor💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫 Tüm hakları Hazel ve Emre'ye, Mahmud ve Sara'ya, Buğra ve Ayça'ya Ahmet ve Anka'ya Mert'in ve Asya'nın saplığına, Ayşe ve Fatma'nın çılgınlıklarına aittir. 💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫 Adı üstünde bir hödük ve o hödükle uğraşmak zorun...