Tanışma

1K 31 19
                                    

Barıştan...

Selini hastaneye getirdiğimde çoktan nefesi kesilmiş ve bayılmıştı Ceren ve Elifte arkamızdan gelmişti ama benim ne onlara bakacak ne de zaman ayıracak vaktim vardı. Hastaneye girdiğim gibi bağırmaya, yardım dilenmeye başladım. Birkaç hemşire sedyeye Selini alırken bana ne olduğunu sormaya başladılar. Astım hastası olduğunu ve kriz geçirdiğini söylediğimde bir odaya aldılar Selini ve beni kapının girişinde durdurup burada beklemem gerektiğini söylediler.

45 dakika sonra

Hepimiz odadan doktorun çıkmasını ve bize bir bilgi vermesini bekliyordum kırk beş dakikanın sonunda doktor odadan çıktığında üçümüzde aynı anda adeta doktorun önüne düşüp Selini sorduk.

Üçü birden: Selin nasıl doktor Bey?

Üçü birden aynanda ve aynı soruyu sorunca doktorun yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu ve ardından:

Doktor: Hasta geldiğinde nefessiz kalmıştı ve bu da onu kısa süreli bir şoka sokmuş hastaya gerekeli ilaçları verdik ama uyanıp uyanmamak onun elinde bünyesi çok güçsüz geldiğinizde kalbi durmaya yakındı ama atlattı .

Barış : Teşekkür ederiz doktor Bey. O iyi olacak ama değil mi?

Doktor: Evet. Sadece dinlenmeye ihtiyacı var.

Ceren : Yanına gidebilir miyiz acaba?

Doktor : Tabii ki girebilirsiniz ama ses çıkarmamaya özen gösterin. Uyumaya ihtiyacı var. 

Elif : Her şey için tekrardan teşekkür ederiz doktor Bey.

Doktor: Rica ederim geçmiş olsun. Aralıklarla kontrole geleceğim zaten.

  1  saat sonra...

  Selin gözlerini yavaş yavaş açmaya başlamıştı eş zamanda  gözlerinden yaşlar da akmaya başlamıştı. Barış Elif ve Ceren yanımda uyuya kalmış oturuyorlardı.O sırada Barış uyanmış ve selinin uyandığını gördü.

Barış: Selin! nasılsın güzelim?

  Selin: Kötüyüm. Hem de çok. Sahip olduğum tek insanı kaybettim. Ölü gibi hissediyorum. Cansız ve yalnızım. Kimsem kalmadı.

  Barış: Sen yalnız falan değilsin ben varım annem var babam var amcam var teyzem var Selim var Berk var Can var  Ceren var Elif var. Biz hepimiz senin yanındayız ?Acını anlamam mümkün değil biliyorum. Ama sen ne yalnızsın ne de kimsesizsin. Beraber ağlayacağız beraber isyan edeceğiz. Ne yapacaksak beraber yapacağız bundan sonra. Emin ol baban seni böyle görmeyi istemezdi. Biliyorum klişe geliyor ama ben babanı biraz tanıdıysam kızının bir damla göz yaşı için dünyayı ayağa kaldırırdı. O yüzden onu üzme ve onun için mutlu ol. Babanın üzülmesini istemezsin değil mi güzellik?

O sırada Elif ve Cerende uyanır ve arkadaşına sarılıp ona moral vermeye çalışırlar ama acısını hiçbir şeyin dindiremeyeceğini çok iyi biliyorlardı.

Selin odaya bir göz gezdirdiğinde dördünden başka kimsenin olmadığını fark edip bir soru yöneltti:

Selin: Selma anne nerde? Dayım, Can, Selim ve Berk onlar neredeler?

Barış:  O eve gitti yatıyormuş babam aradı şimdi. Senden bahsetmedim. Babamın kalbi bu aralar kötü birde sana bir şey olacak korkusunu yaşamasın diye ses etmedim. E doğal olarak bizimkilere de bir şey demedim. Biliyorsun her yeri ayağa kaldırırlardı.

Selin: Çok iyi yapmışsın. Dayım çok kötü olabilirdi. Ama ben artık buradan çıkıp evime gitmek istiyorum.

Barış: Tamamdır. Kızlar siz Selinin yanında durun ben doktorla konuşayım.

Ceren ve Elif: Tamam

  20 dakika sonra...

 Barış: Hadi bakalım kızlar kalkın gidiyoruz.

 Selin: Tamam Barış.

 

 Barış: Aa aa Elifle Ceren nereye gittiler?

Selin: Alt komşuları aradı evlerine su basmış. Onun için gittiler.

3 gün sonra...

 

Selma: Seliiiin aşağı gel hemen!!

Selin: Efendim Selma anne. Ne oldu?

Selma: EVLENİYORSUN!!!!   

Selin: Ne!! Sen şaka mı yapıyorsun ne demek bu şimdi?

Selma: Babanda öldü senin de kazandığın para bir ojeme bile yetmiyor. Bu yüzden sende Aras Holdingin varisi Ayaz Aras ile evleneceksin.

Selin: NE !! Sen ne dediğini farkında mısın ben o katilin oğlu ile hayatta evlenmem. Asla!!!

Selma: Babanda öldü senin de kazandığın para bir ojeme bile yetmiyor. Bu yüzden sende Aras Holdingin varisi Ayaz Aras ile evleneceksin.

Selin: Ya da ne ne !!!! Sen babam öldüğünde kendini yerden yere attın, yıkıldın şimdi nasıl böyle sözler söylersin?!

Selma: Sen gerçekten salak bir kızsın ben oyunculuk okudum yani iki bayılıp bir ağlamak o  kadar zor değil benim için. Yarın seni istemeye gelecekler. Adam gibi bir şeyler giyin.

Selin: Seni pislik kadın. Sen babamın arkasından timsah göz yaşı akıttın birde kendini o insanra acıttın ben bile sana inandım. Yazıklar olsun sana seni aşalık kad....

Selma Seline okallı bir tokat atar ve Selin koşa koşa odasına çıkar

Selma: Dolabında yarın giyeceğin elbise var selin. Eğer sözümden çıkarsan o odana çıkmak için kullandığın ayaklarını keserim duydun mu beni?!

İsteme günü...

Selin resmen hayatının sonu için bir adım atıyordu ama artık çok geçti yüzükler takılmış Selma ve Mehmet bey tarafından düğün tarihi bile alınmıştı Haftaya salı günü düğün vardı sırf bu düğüne karşı çıkamasın diye Barışları olayı çaktırmadan Amerikaya geri göndermişti o cadı. Selma hanım tekrardan kahve servisi yapmamı istedi . Kahveleri yapıp salona geçmiştim ki gözüm karardı ve daha ne olduğunu anlamadan elim ve ayağımın bağları çözülü verdi ve yere yığıldım. Sadece elimin üstünde bir yanma hissettim ve ardından havalandığımı.

Gözlerimi açtığımda hastanedeydim ve bir elim sarılmıştı ayaz yanımdaydı ve elimi tutuyordu.

  

  3 gün sonra..

Bu üç günün içerisinde Selin Ayaz'ın hiçbir şey bilmediğini öğrenmişti. Ama içindeki nefreti ve öç alma isteğine karşı gelemiyordu ama bir yandan da kıyamıyordu suçsuz, hiçbir şeyden haberi olmayan bir insanın canını yakmaya. Salı günü düğünü olacağı için silah zoruyla Ayaz ile gelinlik ve damatlık seçmeye gidiyorlardı. Bir mağazaya girip ikişer tane elbise deneyip birisinde karar kılıp almışlardı. İkisi de mutsuz ve bu olay için ne kadar, nasıl hayal kurduklarını ama karşılaştıkları sonucun iğrençliğini sindirmeye çalışıyorlardı.

"Önlerinde iki tane yol vardı bu saatten sonra, ya mutlu olacaklardı ya da günden güne birbirlerini öldüreceklerdi."

  

   Ve bir bölüm daha bitti vote ve. 

    yorumlarınızı bekliyorum .

İstemeden AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin