Rahat Bir Nefes...

90 6 0
                                    

Ayazdan...

Her sabah olduğu gibi hepimiz kakara kikiri kahvaltımızı yaptık. Salona geçtikten bir kaç dakika sonra Selinin telefonu çaldı. Selin yüzündeki gülümseme ile açtığı telefonu karşıdaki kişinin konuşması ile solmaya başladı ve birden arkasında bulunan koltuğa oturu verdi. Hızla yanına gidip yanına çömeldim ve telefonda konuşan kişinin dediklerini anlamaya çalıştım. Karşı tarafta konuşan kadın Selin'e babasının evinin cayır cayır yandığını ve yakanın da üvey annesi ile yanında bir adam ile yaktığını söyledi. Selin telefonu kapadıktan sonra elimden tutup direk kapıya yöneldi ve bizimkilere çocuklara göz kulak olmalarını söyledi.
Yola koyulduktan bir kaç dakika sonra Seline baktım ama suratı o kadar düz ve duygusuz bakıyordu ki beni korkutmaya başladı. Oraya vardığımızda Selin arabadan bir hışımla inip rol kesen üvey annesinin boğazına yapışıverdi ben bu hareketinin karşısında kısa çaplı bir şok geçirdikten sonra selinin yanına gidip onu ayırmaya çalıştım. Selin üvey annesine hem ağlıyor hem de bas bas bağırıyordu.

Selin: Pislik!! Ne istedin evden ne!! Babamı elimden aldığın yetmedi hatıralarını neden alıyorsun he neden ? Senden nefret ediyorum nefret!! Bundan sonra kork benden! Kork!! Duydun mu beni!

Diyip kadını yere fırlattı ve itfaye ekiplerinin söndürmeye çalıştığı eve doğru dönüp yere çömelip bağıra bağıra ağlamaya başladı

Yanına oturup hemen ona sarıldım ve söndürülmeye çalışılan evi seyrettim Selma yanımıza gelip Selini kolundan tutup kaldırdı ve bir tokat attı Seline" sen nasıl beni boğazlarsın" diye bağırmaya başlayacakken Selinin yerine geçip Selmanın tokat attığı eli öyle bir sıktım ki kıvranmaktan yere yatacaktı az daha ve ardından ona şunu söyledim" Bir daha karıma el uzat senin o elini kırmaktan beter ederim" dedim. Bunlardan uzak durmak bunları iyice pohpohlamış anlaşılan ama ben de Ayaz isem bunları onların yanına bırakmayacaktım evi söndürdükten sonra Selinle beraber eve girdik evin içinde hiçbir şey sağlam kalmamıştı Selin direk babasının odasına yöneldi belki bir şeyler sağlam kalmıştır umudu ile ama maalesef her şey yanıp kül olmuş. Selin adeta yıkılmıştı ama birden yüzünü kin ve nefret kaplayı verdi.

Selin: Ayaz , Melahat abla (Selini araya. Kadın) videoyu atmış mı bir bakar mısın?

Ayaz: Atmış güzelim.

Selin: Tamam o zaman yürü Avukatımız Melis hanıma gidiyoruz!

Ayaz: Selin ne yapacağını bana da bir söyler misin?

Selin: Dava açacağım.

Ayaz: Tamam güzelim.

Selin: Bu ev zaten benim babam bu evi bana miras bırakmıştı yani şu an ev benim üstüme gözüküyor dava açamamak gibi bir sorunum yok. O Selmayı bitirmek için elimden gelenin en fazlasını yapacağım. Artık o sakin Selin gitti şimdi korksun benden.

Ayaz: Tamam güzelim hadi gel gidelim.

Selinle Avukatımız ile görüşüp dava sürecini başlattıktan sonra eve doğru yol aldık şu anda daha sakin ve daha huzurluydu. Kapının önüne geldiğimizde Demirin ağlayış sesi ile karşılaştık anlaşılan birileri yine annesini özlemiş. Ev de Bizimkilerin olduğunu bildiğimizden ve Demirin az çok neye ağladığını bildiğimizden sakince girdik eve.Selimin kucağında ağlayan Demir annesini görür görmez o küçük kollarını annesine doğru uzattı Selin de sıcak bir gülümseme ile oğlunu kucakladı. Demir annesinin kollarının arasına girmesi ile susmasi bir oldu biz erkeklerde hepimiz birbirimize baktık şaşkın ifadelerle. Demir çok geçmeden annesinin kollarında uyuya kalınca onu da Berkin yanına yatırıp aşağı bu günkü olayı konuşmaya indik. Uzunca bir süre bu konuyu konuştuktan sonra Can konuyu değiştirmek adına ve Selini az da olsa kafasını dağıtması için elinden tutup meşhur tatlısını yapmasını istedi ve ikisi beraber gözden kayboldu, biz de yemeği yiyeceğimiz yeri yani bahçeyi temizlemeye gittik. Bahçeye çıktığımızda işimizin daha zor olduğunu anladık çünkü havuz ve onun çevresindeki her yer otlar ve ağaçlardan düşen dal parçaları vardı. İlk önce kimsenin üşümemesi adına yere düşen dallardan koskocaman bir ateş yaktık ardından temizlemeye koyulduk hava birden bozunca yaktığımız ateş ve temizlediğimiz dalların yerini başka dallar kaplayınca ateş yaktığımız yerdeki külleri ve odunları da kaldırıp kış bahçesine geçtik biz içeri girdikten bir iki dakika sonra da lapa lapa kar yağmaya başaldı. Kış bahçesini de bir güzel hazırladıktan sonra Selin ve Can da yemeklerle ve mehşur tatlısı ile geldiler. Demir ve Berkte sanki hissetmiş gibi seslerini duyurdular Selinle beraber onları alıp yemeklerimizi yemeye başladık. Güzel bir yemeğin ardından dışarıda daha çok bastıran kar ile oynamak için giyinip dışarı çıktık. Bir süre oynadıktan sonra havanın da kararması ile eve girip kıyafetlerimizi değiştirip salona geçtik. Birkaç dakika sonra da Selin elinde bir tepsi ve tepsinin üstünde sahlepler ile geldi. Hem sahleplerimizi yudumluyor hem de sohbet ediyorduk. Saate baktığımda yarıma geldiğini görünce hepimiz iyi geceler dileyip odalarımıza geçtik. Gece Selinle konuşurken daha doğrusu Seline bir şeyler anlatırken uyuya kaldığını fark edince ben de onun yanına kıvrılıp uyudum.

İstemeden AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin