Üzen Sürpriz...

114 8 6
                                    

Karşımızdaki kişiler Selma ve Mehmetten başkası değildi. İkiside elele tutuşmuş sırıtarak bize bakıyordu. Biz de yerimize mıhlanmış gibi onlara bakıyorduk. Bu sessizliği bozan kişi ise Selma oldu...

Selinciğim bizi eve almayacak mısınız?

Tam içeri doğru adım atacaklardı ki ben birden " bu eve asla giremezsiniz!!" diye adeta çığlık attım. Berk irkilsede aramızdaki stresten dolayı biraz bile mırın kırın etmedi. En sonunda Ayaz hiddetle söze girdi;

Siz hangi yüzle evimize gelebiliyorsunuz!! Bu kadar mı yüzsüzsünüz?!

Mehmet: Ayıp oluyor ama sevgili oğlum. Biz size sadece düğünümüze davet etmek için gelmiştik e tabi biraz da sohbet etmek için.

Ayaz: Bana sakın bir daha oğlum deme!! Ne kadar iyi etmişsiniz evlenmekle iki pislik  kendi çöplüğünüzde ölürsünüz(!)

Selma: Selinciğim(!) Biz Mehmetle düşündük taşındık sizin yanınızdaki evi tutmaya karar verdik. Hem size daha yakın oluruz ve torunlarımızı daha sık sevmeye geliriz diye. Çok iyi etme...

SEN NE DİYORSUN!! BIRAKIN ÇOCUKLARIMI SEVMEYİ SİZE KOKULARINI BİLE ALDIRTMAM ANLADINIZ MI!!!! ŞİMDİ... ŞİMDİ DEFOLUN GİDİN EVİMİZDEN!!

Mehmet birden atarlanıp vurmya yeltenmiştiki Ayaz ve Berk abi atik bir şekilde davranıp Mehmetin havadaki elini bükü verdiler. O esnada da Selma yalancı bir çığlık atıp ağlamaya başladı. Bu meyanda da Can Berki alıp salona gitmişti allaha şükür. Ben o Selma'nın timsah göz yaşlarını görmem ile babam ve yaşadıklarımız aklıma geldi ve bir gondol gibi bir ileri bir geri sallandım bunu fark eden Selim yanıma gelip beni belimden tutup destek verdi. Ayaz ve Berk abi de Mehmeti bırakıp aynı anda "DEFOLUN!!" diye bağırdılar. Mehmet ve Selma yüzsüzlüklerine devam ederek davetiyeyi bize uzattılar bizden bir kişi bile elini uzatmayınca hepimizi şoke eden o hareketi yaptılar. Davetiyeyi evin içine fırlattılar. Ben o anlık sinirle kahakaha atarak gülmeye başladım ve bu kahkaha gittikçe ağlamaya dönmeye başlayınca Barış bunun astıma döneceğini anlamış gibi Selma ve Mehmetin üzerine kapıyı kapayıp beni salona götürdüler. Ben hala hem kahkaha atıyor hem de ağlıyordum aynı zamanda da Barışın kolunu kanatacak şekilde sıkıyordum ama o hiç bozuntuya vermeden diğer eli ile  benim elimi tutuyordu. Ayaz ve Barış abi de yanımda durup beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı. Sakinleştikten sonra söylediğim ilk şey"TAŞINIYORUZ!"oldu. Bunu beklemeyen bizimkiler şok içinde bana bakıyorlar. Ama ben onların yanında bırakın yaşamayı nefes bile alamam.

Ayaz: Güzelim bir anda nasıl taşınalım. Yani bebeklerimiz olmasa iyi ama şu an çok zor. Haklısın bende onların olduğu yerde yaşayamam ama eminim başka bir çözüm bulabiliriz.

Selin: Ne gibi mesela Ayaz? Ne yapacaksın? Kafalarına silah tutup "taşınırsanız öldürürüm" mü diyeceksin? Ben sana diyeyim "hayır" çünkü o kadar yüzsüz iki canavarlar ki bu dediklerini kale bile almayacaklar.

Can: Anaa!! Benim aklıma çok mükemmel bir fikir geldi!!

Ayaz: Ne o Can?

Can: Yan tarafı biz tutalım. Yani babam ya da Abim.

Selin: Güzel fikir ama artık evimizi biliyorlar. Onlar bizim yerimizi yurdumuzu bilirlerken biz rahat nefes alamayız ki.

Barış: Beyler. Bence Selin çok haklı. Bu iki manyağın sağı solu belli olmaz. Ya bir şey yapmaya kalkışırlarsa. Sonuçta biz haftanın belli günleri işe gidiyoruz ve Selin bebekler ile yalnız kalıyor. Onları biz olmadan kimse koruyamaz. Bence biz biran önce bir ev bulup taşınmak için işlemlere başlayalım.

İstemeden AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin