Geç Kavuşup Erken Kaybettim...

305 14 0
                                    

İyi okumalar...

Selin hışımla yerden kalkıp her yeri yara bere içinde olan kadının yanına gitmeye başladı ama kadında birden kollarıma yığıldı Selim kadınının bayıldığını görünce "ANNE" diye bağırdı. Nasıl yani bu kadın Selinin annesi mi? Hadi oradan canım.

Selin: Ayaz yardım et ne olur o benim annem...

Ayaz: Tamam güzelim sakin ol anneni şimdi yetiştireceğiz hastaneye.

1 saat sonra...

Ayazdan...

Selinin annesini hastaneye getirmiştik ama Doktor arkadaşım Samet durumunun iyi olmadığını kurtulamayabileceğini söylemişti. Selin ile ameliyathanenin önünde bekliyorduk Selin hiç iyi değildi ve sabahtan beri ağzına ne bir lokma yemek ne de su almıştı arada bir burnu kanayıp kanayıp duruyor ama hiçbir şekilde kale almıyor mendile silip yorgunluktan kısılmış gözlerini tekrardan ameliyathanemim kapısına dikiyordu. Doktorunu aradığımda Anemi hastalığında bu tip şeylerin olabileceğini ama kanama artar ise kan takviyesi verilmesi gerekebileceğini söylemişti.

Ayaz: Selin güzelim gel hadi bir şeyler yiyelim .

Selin: Aç değilim Ayaz.

Ayaz: Selin en azından bir dilim ekmek ye ki ilaçlarını içebilesin.

Selin: İstemiyorum!!!! Annem çıkana kadar bir şey yemeyeceğim Ayaz.

Ayaz: Tamam güzelim tamam...

30 dakika sonra...

Selinden...

Selin: Ayaz neden hala bir şey demediler?

Ayaz: Bilmiyorum aşkım.

O sırada ameliyathanenin kapısı açıldı. Doktor Samet kafasını önüne eğmiş bir şekilde yanımıza geldi ve işte o duymak istemediğim sözcükler ağızından firar etti.

Doktor: Maalesef... Hasta geldiğinde kanında aşırı dozda Arsenik bulunuyordu kafasına çok sert darbeler almıştı ve iç kanaması vardı. Hasta geldiğinde bilinci kapalıydı. Yine de elimizden geleni yaptık ama maalesef hastayı kurtaramadık.

Bir kaç ay önce aynen bu şekilde babamın öldüğünü duymuştum bu yerde ben ve şimdide varlığından, yaşadığından sadece 5-6 sat önce haberim olan annemi de kaybetmiştim. Neydi bu acı? Neden canım bu kadar yanıyordu? Duyduklarımı idrak etmem çok zamanımı aldı ilk önce doktorun yüzüne baktım sanki her an "tamam tamam iyi o merak etme" diyecek gibi geliyordu ama doktor ben ona baktıkça gözlerini benden kaçırdı ve tekrardan baş sağlığı diledi işte o an kafamı Ayaza çevirip ondan aynı şekilde güzel bir cevap bekledim ama o da yıkılmış hatta dağılmış bir şekilde gözlerime bakıyordu.

Koridordaki sessizliği benim çığlığım bozmuştu. Ayaza dönüp yalvarıyordum sanki o bana annemi geri getirebilecekmiş gibi. Ama bu yaptığım sadece Ayazın gözlerinde büyüyen çaresizliği arttırıyordu. Tekrar bağırdım Ayaza bu sefer onu geri getir onu yanıma bırak diye değildi bütün kalbimi, vücudumu ele geçiren acıyı benden alması içindi. Yalvarıyordum Ayazın t-shirt ünü tutup bağırıyordum ona " ne olur kurtar... ne olur kurtar beni bu acıdan Ayaz, yalvarırım söndür içimdeki bu acı yangını yalvarırım." O kadar çaresiz o kadar bitkin hissediyordum ki son sözlerimi söylerken sesimi ben bile duyamıyordum. Ayazın yüzü gittikçe odağını kaybediyordu gözümde. Bir kaç saniye içerisinde gözlerime bir perde indi. Kendimi daha fazla ayakta tutamadım ve kendimi boşluğa terk ettim. Ama her zaman olduğu gibi Ayaz beni o boşluğa terk etmedi son anda beni tutup doktor arkadaşına yardım etmesi için sesleniyordu. Benim son duyduğum ise Ayazın fısıltıdan farksız çıkan sesiyle adımı söylemesiydi. Sonrası Ayazın , sevdiğim adamın, kokusunda acılarımdan kurtulduğum o yokluk hissine bıraktım kendimi.

İstemeden AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin