Ayazdan...Selini hastaneye getirdiğimde kanlar içindeydi. O zayıf vücudu daha da küçülmüş ve bembeyaz olmuştu. Selini sedyeye yatırdığımda elini tuttum tam bende onlarla odaya girecekken hemşire bana engel oldu ve beni içeri sokmadı içeri girmek için ne kadar da diretsem kadının son sözü ile geri çekildim;
Beyefendi lütfen bırakın işimizi yapabilelim. Yoksa hastayı kaybedebiliriz.
1 saat sonra...
Selin ameliyattan hala çıkmamış ve bir Allah'ın kulu bile bilgi vermek için gelmemişti. Sanki hastanede bir tek ben kalmışım gibi sessiz ve iç karartıcıydı burası. Sinirden ve korkudan ne yapacağımı bilemez bir halde volta atıyordum ameliyathane kapısının önünde. Kısa bir süre sonra bir hemşire koşarak dışarı çıktı ve bana kana ihtiyacı olduğunu söyledi. Ama şöyle büyük bir problemim vardı ben daha evlendiğim kadının kan grubundan bile bir haberdim. Hemşireye çaresiz bir şekilde kan grubunu sordum.
Ayaz: Kan gurubu ne ki?
Hemşire: Hastanın kan gurubu A rh pozitif.
Ayaz: Benim uyuyor verebilirim.
Dediğim gibi beni bir odaya soktular. Kanı aldıktan 1 saat sonra Selini ameliyathaneden çıkardılar. Kapı açıldığında yatakta iyiden iyiye küçülmüş şurada kaç saat önce evlendiğim kadını gördüm. Yüzü kireç gibi bembeyazdı onu o halde görünce kalbime bir bıçak saplandı adeta. Onu bu halde görmek içimdeki intikam arzusunu ateşliyordu resmen. Adamın daha kim olduğunu bile bilmiyordum ama onu deli gibi öldürmek istiyordum. Ama aklımda saatlerdir dolaşan yegane soru o da "babam gerçekten bir katil mi?" Böyle bir şeyin gerçek olmaması için elimden ne gelse yapardım ama şu anda önceliğim Selin ve onun hayatı. Selini aynı katta bulunan bir yoğun bakım ünitesine aldılar ve bende Selinin odasını gören camdan onun solgun yüzünü ve şu son bir haftada yaşadığımız şeyleri düşünüyordum.
1 gün sonra...
Selin hayati tehlikeyi atlatmış normal odaya alınmıştı ama hala uyanmamıştı. Kendimi o kadar çaresiz ve güçsüz hissediyorum ki anlatamam. Bende bu süreçte adamlarımdan en güvendiğimde bu pisliğin kim olduğunu araştırtıyordum.
Ayazın çalışanı: Ayaz Bey.
Ayaz: Serdar söyle bir şey bulabildiniz mi?
Serdar: Evet efendim
Ayaz: Nedir?
Serdar: Siz baksanız daha iyi olur
Ayaz: Tamam ver. Teşekkürler Serdar gidebilirsin. Adamlara söyle bir kaç kişi her ihtimale karşı kapıda beklesinler.
Serdar: Tabi Ayaz Bey.
NE!!!!
Okuduklarım resmen suratıma bir tokat gibi çarptı. O şerefsiz Seline tecavüz etmiş bu bilginin ağırlığı yetmezmiş gibi bu emri veren daha doğrusu bu adama bulup işi yaptırandan babamdan başkası değilmiş. Gözlerimden istemsiz şekilde yaşlar dökülürken. Koltuktan bir hışımla kalkıp babamı gebertmeyi kafaya koymuş bir şekilde kapıya doğru ilerleyecekken Selin adımı sayıklamaya başladı. Hemen yanına gidip elini tutup ona:
Ayaz: Buradayım Selin. Yanındayım.
Selin: Ayaz bırakma beni. Korkuyorum.
Ayaz: İstesen de bırakmam seni bu saatten sonra.Selin yavaş yavaş gözlerini açmaya başlamıştı ki birden bağırmaya akabinde etrafa ellerini ve ayaklarını savurmaya başlamıştı. Kısa bir süre içinde odaya doktor ve hemşireler doluştu. Dün beni dışarı çıkaran hemşire yine beni dışarı çıkarıp içeri koştu. Kapı kapanmadan duyduğum son cümleler şunlardı:
Doktor : Hasta kriz geçiriyor. Dikişlerini patlatmadan hemen sakinleştirici enjekte edin serumuna.
Hemşire : Tamam doktor Bey.
1 gün sonra...
Selin uyanıp kendine geldikten sonra onunla bana söylediği şeyi konuşmaya başladım. Ne Selin ne de ben lafı hiç dolandırmadan direk lafa girdik. Selin bana yaşanan her şeyi anlattı. Babamın borcu o kadar birikmiş ki Selinin babası sıkıştırmaya başlayınca da her zaman olduğu gibi yine zorluktan kaçıp en iyi yaptığı şeyi yapmış babam. Öldürmüş onu. Selin o şerefsizi babamın tuttuğunu bilmiyordu. Bende bunu ona söyleyemedim. Nasıl söylenir ki böyle bir şey. Selin gözlerimin içine bakıp:
Selin: Bana acımanı istemiyorum.
Ayaz: Ben sana acımıyorum şu an sadece o baba dediğim adamı öldürmek istiyorum. Sindiremiyorum Selin böyle bir şeyi. Nasıl olur ya!? Borcun varsa adam gibi öder ödeyemiyorsan da zaman istersin durumunu anlatırsın. Öldürmek ne demek Selin? Şu anda gerçekten onu öldürmek istiyorum.
Selin: Bende ama vicdanım el vermiyor. Allah'ından bulsun diyorum ama elini kolunu sallaya sallaya gezmesi bile canımı çok yakıyor Ayaz. Bilemezsin.
Ayaz: Sen dur ben onun işini bitireceğim.
Selin: Nee !!
Ayaz eline silahını alıp kapıya doğru ilerlerken:
Selin: Ne yapıyorsun? Dur!
Ayaz: Sen karışma Selin. Ben hem senin öcünü alacağım hem de babanın. Ödemesi gereken bedeller var. Ve babamın kotası doldu artık.
Selin: Hayır dur! Yapma bunu kendine Ayaz.
Selin Ayaza sesleniyordu ama Ayaz kapı açıp çıkmıştı bile. Selinin içine düşen ateşin tarifi yoktu. Ya dediğini yapar ve onu öldürürse. Ona inanan tek kişiyi de kaybederse ne yapardı!?
Yeni bölüm de bitti...
Yazım hataları var onları en yakın sürede düzelteceğim ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstemeden Aşk
RomanceSelin: Aslında çok mütevazi ve sakin bir kızdır taki o güne kadar Aras Holdingin kurucusu, Mehmet Aras babasını öldürene kadar. Ayaz: Çapkın ve bir o kadar da yakışıklı bir genç adam aynı zamanda Aras Holdingin varisi ve babasının bir katil olduğund...