Hoşgeldin 2019

107 6 0
                                    

Sabah herkes o kadar din o kadar mutlu uyanmıştı ki anlatamam. Özelliklede ben. Daha ne isteyebilirdim ki kocam, çocuklarım ve çok sevdiğim kuzenlerim hepsi yanımdalar. Bugün dışarı çıkmaya karar verdik çünkü yarın Berk abi gidecek. Biz de çok güzel bir program yaptım ve şimdi de bebişlerimin kıyafetlerini giydiriyorum. Bu işi de hallettikten sonra dışarı çıkmamız için hiçbir engel kalmayacak.

...

Şu anda Galata kulesine doğru yol almış bulunmaktayız. Galata kulesine gelene kadar balığımızı ve kahvemizi içmiştik. Galata kulesinin önüne geldiğimizde çok sıra olmadığını görünce hepimiz ister istemez bir sevindik. Vakit kaybetmeden içeri girdiğimizde beni pek hoş bir manzara karşılamadı. Daracık bir merdiven veya 7. kata kadar çıkan bir asansör klostrofobik bir insan olarak en makul olan asansörü seçtim tabi ondan sonra da 3 kat çıkacaktık o dar merdivenlerde ama hafi hayırlısı. Ben bir elimde Demir'i tutarken diğer bir elimle de Ayazın elini sıkı sıkı tuttum. O da bir diğer eli ile Berki tutuyordu. 7. kata çıktıktan sonra o dar merdivenlerden çıkmaya başladık ben o heyecan ile Demiri Cana verdim çünkü benim o korku ile yapacağım belli olmadığından işimi garantiye aldım. Zor bir 4 kattan sonra nihayet en üst kata çıkabildik orada bir kaç fotoğraf çektikten sonra helikopter similasyonunun olduğu kata indik Ayaz daha önce girdiğini söylediği için ona bebeklerimizi emanet edip similasyona girdik. Galata kulesinden çıktıktan sonra benim bu dünyada görmeden "babam" diye sevdiğim adamın yani Atatürk'ün Dolma Bahçe Sarayını ziyaret etmeye gittik. Orada da bir güzel gezip Atamızı andıktan sonra çok güzel bir yerde salep içmeye başladık bebişlerim acıktığı için ben onları doyurmaya başladım. Bebeklerimi de doyurduktan sonra kapalı çarşıya gitmek için yol aldık. Orada bir güzel gezip tozduktan sonra hepimizde kalmayan pille beraber eve gitmek için arabaya bindik. Eve gitmeden mısır ve içecek aldık. Eve girdiğimizde ben yorulmuş bebeklerimin altını değiştirip uyuttuktan sonra aşağı bizimkilerin yanına gittim. Bir kasede mısırlar diğer bir tarafta da kadehlere konulmuş şaraplar burada havalar çok soğuk olduğu için sıcak şarap almışlardı. Dışarıda şu anda lapa lapa kar yağdığı için hepimiz kalın kalın giyinip balkona çıktık sıcak şaraplarımızla orada da bir güzel konuşup şakalaştıktan sonra Netflix'i açıp bir film izlemeye başladık. Saat gece yarısını geçiyordu ki en sonunda pes edip hepimiz yataklarımıza dağıldık. Yarın saat 6.00 da nasıl kalkacağız en ufak bir fikrim yok ama neyse...

...

Hepimiz sürünerek yataklardan çıkıp Berk abiyi uğurlamak için aşağı inmiştik. Ben güzel bir sofra hazırlamıştım ama kimse tek lokma yemeden tabaklarımıza bakıyorduk. Berk abi sessizliği bozan ilk kişi oldu:

Gençler ebediyen gitmiyorum ya? Bir kaç ay babamın üstündeki yükü azalttıktan sonra tekrar yanınıza döneceğim.

Biliyoruz ama çok alıştık böyle hep beraber olmaya öyle şıp diyince alıştıramıyor insan kendini bu olaya.

Biliyorum fıstık ben de sizi çok özleyeceğim ama babamı da düşünmem lazım. Her ne kadar orada başka bir elemanımı bıraksam da benim kadar babama yardımcı olamadığını biliyorum. Bu yüzden gitmeliyim.

Ya zaten arada bir uğrarsınız babamla herhalde değil mi abi?

Uğrarız herhalde Can hiç bilmiyorum. Hadi bakalım geç kalmadan yola çıksak iyi olacak gençler. Herkes giyinsin bakalım ve lütfen biraz mutlu gözükün. Olur mu?

Koro halinde tamam dedikten sonra hepimiz odalarımıza giyinmeye gittik. Ben üstüme siyah salaş bir kazak giymiş üstüne de siyah kot ceket giymiştim. Aslında bakarsanız herkes simsiyah giyinmişti. Evde süregelen matem havasını Berk abinin yarı alaycı yarı keyif alan sesi bozdu "içimizin mutluluğu kıyafetlerimize de yansımış desenize siz" diye bir laf atınca hepimiz istemsiz bir şekilde güldük. Berk abi sonra adaşı olan oğluma giydirdiğim Berk abinin aldığı peluş kıyafetle görünce oğlumu alıp bize gösterip bir az da benim yeğenim gibi olun bakın ne kadar da tarz diye hepimizi güldüren bir serzenişte bulundu. Bu böyle devam ederken hepimiz arabaya doğru yol almıştık havalimanına saat 7.15te vardık. Uçuş saat 9 da olduğu için berk abiyle vedalaşıp uçak kalkana kadar orada bekledik. Sanki geri gelecekmiş gibi. Uçağı da uçunca biz de arabaya doğru yürümeye başladık. İçim o kadar bunalmıştı ki birden Ayaza dönüp sahile mi gitsek? Benim içim çok bunaldı diyince hepsi bu teklifimi sanki bekliyorlarmış gibi kabul ettiler. Sahile gidip oradaki kafelerden gözümüze kestirdiğimize oturup saleplerimizi bir güzel içip tekrardan eve doğru yol aldık. Eve vardığımızda saatin baya bir geç olduğunu gördük zaten kimsede de oturup bir şey yapacak güç olmadığı için uyumaya karar verdik. Saat daha sadece 19.00 olmasına rağmen hepimiz pijamalarımızı giymiş odalarımıza çekilmiştik. Ben ve Ayaz ortamıza oğullarımızı alıp el ele tutuşup çok güzel bir uykuya daldık.

İstemeden AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin