Selin: Aslında çok mütevazi ve sakin bir kızdır taki o güne kadar Aras Holdingin kurucusu, Mehmet Aras babasını öldürene kadar.
Ayaz: Çapkın ve bir o kadar da yakışıklı bir genç adam aynı zamanda Aras Holdingin varisi ve babasının bir katil olduğund...
İşte bugün evleniyorum ya da hayatımı karartıyorum. Ne yaptığımla ilgili hiçbir fikrim yok. Bir kukla gibi oynatılıyorum Selma'nın pis, çirkin ellerinde. Kendi iç sesimle bir haftadır cebelleştiğim gibi yine cebelleşirken Selma'nın o kart sesini duymamla içimin kalkması bir oldu. Aşağıdan yukarı doğru böğürüyordu yine her zamanki gibi.
Selma: Selin hadi bekletme müstakbel kocanı daha kuaföre gideceksin. O surata ne yapabilirler hiçbir fikrim yok ama artık belki azda olsa bir değişiklik olur o nemrut suratında.
Bu kadından nefret ediyorum. Daha babamı kaybedeli kaç gün olmuş ettiği laflara bak ya. Gerçekten şaka gibi. Babamla sadece parası için evlenmiş ve arkasından timsah göz yaşı dökmüştü. Beni en çok kızdıran şey ise bu kadına herkes inanmıştı. Bende dahil.
Selin: Geliyorum çatlama!
Selma: Düzgün konuş benimle Selin!
Selin: Seninle mi? Asla.
Gerçek yüzünü tanıdığım günden bu yana Selma'ya olan bütün saygım az da olan sevgim gitmiş yerine büyük bir nefret ve kin gelmişti.
Selin: Ben çıkıyorum Selma.
Selma: Terbiyesiz bana Selma Hanım diyeceksin!
Selin: Sana ve saygı bildiren bir sözcük ha ?Vay be (!)
Selma: Defol git artık Selin!
Selin: Bay bay Selma HANIM(!)
3 saat sonra...
Benim saçım bitmiş Ayazı bekliyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medyadaki selinin saçı.
Ayaz 15 dakika sonra gelmiş ve düğün alanına doğru yola çıkmıştık. Bana nereye gideceğimizi söylerken ki amacının arabanın içerisindeki ölüm sessizliğini az da olsa bozmak olduğunu anlamıştım ama bozuntuya vermeden cevap verdim.
Ayaz: Buradan direk düğün alanına gideceğiz tamam mı?!
Selin: Tamam Ayaz .
45 dakika sonra...
Düğün alanına geldik ve Selma Hanım bizi görünce sahte bir gülümseme geçirdi suratına ve yanımıza geldi
Selma: Ayy çocuklar ne kadar güzel olmuşsunuz.
Selin: Teşekkürler Selma han... anne.
Selma: Biz artık gidelim de yerimize geçelim çocuklar sizde birazdan gelirsiniz zaten
20 dakika sonra..
Ayazdan..
Ve şu anda o kızla evleniyorum buna inanamıyorum ben daha hayatımın aşkını bulamadan evleniyordum şaka gibi. Erkek bile olsam benimde düğünümle ilgili hayallerim vardı neticesinde. En basitinden hayatımın aşkı ile evlenmekti ama bırakın hayatımın aşkını daha bir hafta önce sadece adını öğrendiğim bir kızla hayatımı birleştiriyordum.
Selinden...
Bana nikah memuru o soruyu sorduğunda hayır deyip kaçmak istesemde yapamadım, yapmadım. Çünkü yaparsam yaşayamazdım, yaşatmazlardı beni ama benim daha almam gereken intikamlarım vardı. Bunu onların yanına kar bırakamazdım. Nikah memuru soruları sorarken gözlerimin içine bakıyordu sanki o da hayır dememi istiyordu ama maalesef diyemedim, demedim.
....
Selin: Evet
.....
Ayaz: Evet
Alkış sesleri yükselirken birden biri "Selin" diye bağırdı. Sesi duymamla beni taciz eden sapığımı görmem bir oldu tek farkı elinde bir silah ve namlusu Ayaza dönük olmasıydı. Düğün salonundaki herkes çığlık içinde salonu terk ederken ben sadece bakıyordum Ayaz ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu tacizci tam tetiği çekti Ayazı vuracaktı ki ben önüne atlamamla karnımda bir ağrı ve yanma hissettim
Ayazın kollarına yığıldım.
Ayaz: Selin dayan sakın kapama gözlerini. Neden atladın ki önüme?! Ben dayanıklıyım senin gibi güçsüz ve savunmasız değilim ki Selin kapama gözlerini... Selin!!
Aslında ben neden Ayazı kurtardım ki? Babamın öcünü almak istemiyor muyum babasını hapse tıktırmak istemiyor muyum. Hatta bazen babama yaptıklarını ona da yapmak istemiyor muyum neden şimdi o adamın oğlunu kurtardım ki? Suçlu olmadığını bildiğim için mi yoksa ona karşı bir şeyler hissetmeye başladığım için mi? Ona karşı bir şeyler hissediyor muydum ki?
Ayazdan...
Selin kollarımda kanlar içinde yatıyordu ve yanımızda kimse yoktu ne babam ne de Selinin üvey annesi. Bu kadar basit mi bu işler ya adam elini kolunu sallaya sallaya geldi gelini vurdu gitti ama ne damadın babası ne de gelinin üveyde olsa annesi yoktu yanlarında. Herkes kendi canının telaşına kapılmıştı adeta ama aile olmak bu değildi kesinlikle değildi. Selinin saniye saniye beyazlayan suratına boş boş bakarken birden aklım başıma geldi ve cebimdeki telefonumun varlığını hatırlayıp ambulansı aradım. Etrafa tekrar baktığımda o şerefsizinde kaçtığını ve düğün salonunun tamamen boşaldığını gördüm Selinin nabzına bakmak için elimi uzattığımda gözlerini zar zor açıp bana bir şey fısıldadı. Hayatımın şokunu geçirdiğim o sözcüklerden sonra iki gözünden ikişer damla aktı ve kendinden geçti. Bana:
" Baban babamı öldürdü" dedi.
Selinin gözleri kayıp kendinden geçtiğinde hem Selinin dediği şeyin ağırlığıyla hem de onu kaybetme korkusuyla avazım çıktığı kadar bağırdım.
Hayır!! Bu kadar ileri gitmiş olamazdı babam. Evet biliyorum Selinin babasının şirketiyle sorunlar yaşadığını biliyordum ama bu bu kabul edilemez, bu insanlığa, hiçbir şeye sığmazdı.
Ve bir bölümünde sonu geldi vote ve yorum bekliyorummm.....
