müdür boğazını temizledi. "geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim."
gözlerimi kapattım,
ve umutsuzca yok olmayı diledim.
annem başını salladı. "sorun değil."
bu oda şu an benim için cehennem gibiydi.
bayan min konuştu. "acaba, neden buradayız?"
evet.
benim ailem,
yoongi'nin ailesi,
yoongi,
ve ben.
hepimiz bir odada.
ve bir de o sikik kız.
yoongi'nin yanından ayrılmak istemedi,
bu yüzden kalmasını kabul ettiler.
kollarını birbirine dolayarak açıklamaya başladı. "okulda bir dedikodu dönüyor. anonim bir kaynağın dediğine göre bir hafta önce jimin, yoongi'ye fiziksel olarak saldırmış."
annemin ifadesi anında değişti. "oğlum hiçbir kavgaya karışmadı, bayım."
"hayır, ama oğlunuzun uzun bir cezai faaliyet listesi var."
gözlerimi devirdim.
eminim annem böyle bir şey beklemiyordu.
"paranın polis evraklarını silmediğini biliyorsunuz."
annem bana sağlam bir bakış attı. "park jimin!"
bayan min boğazını temizledi.
"yoongi yoktu çünkü geçen hafta arkadaşı busan'a geldi." o sikik kızı ima ediyordu.
"anlıyorum."
babam annemi sakinleştirmeye çalışırken konuştu. "o zaman kayıtlarından sileceksiniz, değil mi?"
müdür bir kağıt çıkardı. "korkarım hayır."
bay min ekledi. "biz de silinmesini isteriz, jimin hiçbir şey yapmadı."
ailelerimizin kibar olmalarına şaşırmıştım.
özellikle yoongi'yle çıkmama rağmen annem ve babamın kibar olmasına.
"yapabilseydim yapardım, ama jimin olayı itiraf etti ve onu hemşireye gönderip ellerini sardırttık çünkü eklemleri yara bere içindeydi."
şimdi bütün dikkat benim üstümdeydi.
sadece benim.
kız elime bakıyordu ve ona orta parmak çekmek istiyordum.
annem elini tuttu,
ve küçük yaralara ve morluklara baktı.
"ne zaman yaptın bunu?"
cevap vermek istemiyordum.
yoongi bana bakıyordu;
bunun olmasını bekleyen bir panik atağın yaklaştığını hissediyordum.
"iyi misin?"
sikik sarı saçlı çocuğu umursamadım.
onun bana yaptığı gibi.
"biz konuştuktan sonra. bir duvarı yumrukladım, şimdi gidebilir miyim?"
ayağa kalktığımda babam bileğimden tuttu.
"otur yerine, park jimin."
bay 'yılın avukatı",
sonunda ilk defa aylardan sonra sakinliğini bozdu.
"yaptığın boktan şeylerden adını temizlemek için ben ve annenin ne kadar uğraştığımızı biliyor musun? reşit olmadan içki içmek, sigara içmek, evden kaçmak, sevişmek, kendini öldürmeye çalışmak. sana profesyonel bir yardım almak için bir sürü para harcadık, ama işe yaramıyor. küçük bir kız gibi davranmayı bırak, ve adam gibi sorunlarını çöz, bileklerini keserek değil, ibne."
dışarı yürüdü,
ve kapıyı çarptı.
kimse konuşmadı.
kimse konuşamazdı.