Merhaba arkadaşlar,
Öncelikle, Bir ygs-lys mağduru olduğum için bırakın bölüm yazmayı bilgisayarın yüzünü göremiyorum bile. Çok az bir zamanım kaldı, bu bölümü de telefonumdan yazdım. Umarım beğenirsiniz. Ben size bir söz verdim, onu da tutacağım, şöyle ya da böyle. Bu zamana kadar yanımda olduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Aşağıya bölümden önce ufak bir özet geçiyorum, ben bile baştan okudum hikayeyi saçma şeyler yazmamak için. Seviliyorsunuz.
En son olanlara gelirsek;
Bildiğiniz gibi okula başladılar. Ezra, Noda, Lena ve Gece. Orda Mate denen bir tip Ezra'ya artistlik taslıyordu. Sonra bu çocuk dövüldü, Ezra yaptı dedi. Mate intikam için Gece'yi tutsak yapmıştı. Sonra hero Noda kızı ve günü kurtardı. Tabii bu arada Gece anlaşmanın biraz farklı olduğunu, Ezra'nın kardeşini kurtarmak için aslında canını vermesi gerektiğini öğrendi. Daha sonra okuldan gittiler. Eski kulübeye, ilk gittikleri yere döndüler. Gece kaçmak istiyordu ama Ezra ve Noda dışarıdayken baskın yediler ve Lena öldü. Daha sonra herhangi bir otele gitti üçü. En son burada kalmıştık. Biraz gelişigüzel anlattım, dalga geçmek için değil de samimi olsun diye. Umarım işe yarar, iyi okumalaar.
Hayatımızda ölüm kadar keskin olan ne vardı? Güneşin doğması, zaman. Ölümü elçisi haline getiren, tek kutsal şey. Ruhumuza belli vücutlar verildikten sonra, hayatımızdaki yapbozu tamamlamamız için verilen bir süre de vardır her zaman. Tabiki biz bundan haberdar değilken, buna uğraşıyoruz.
Benim hayatımdaki yapbozum hep net olmuştu, Şu ana kadar. Doğru parçayı bulmak için bazen kendimi kaybetsem bile, hiç geriye gitmemiştim. Yapbozum sadeydi. Içine aldığım parçalar belliydi, zor değildi ama özeldi. Şimdiyse bırakın Doğru parçayı bulmayı, parçalarını dağıttığım yapbozumu toparlayamıyordum bile. Duru'dan sonra tamamlamaya ara verdiğim oyunumu, Ezra'nın kanatlarının oluşturduğu bir rüzgarla etrafa savurmuş, bazı parçalarını yok etmiş, bazılarınıysa kaybetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÆRA
FantasySiyah gözlerin içine kazınmış hikayemi bir kez daha okudum. Karanlığın ilmek ilmek, özenle işlendiği gözler gözlerimle kavruluyor, ruhlarımızla harmanlanıyordu. Sesimin titrediğini hissettiğim anda nefesimi düzene sokmaya çalıştım ve devam ettim. ...