Galiba ilk defa böyle hissediyorum. Bütün ergen yaşıtlarım gibi ben de aşık oluyorum. İlk gördüğümde otobüsteydik, tabii ben depresyonda olduğum için hiç bakmamıştım ama onun baktığını görebiliyordum.Farklı duraktan bindiği için bizim okulda olduğunu hiç düşünmemiştim, o halimle bile onu farkedebileceğim kadar yakışıklı, ama çok sonradan bir baktım kiiii bizim okuldaymıışş. Çok sonradan gördüm çünkü sınıfından hiç çıkmıyor, yemek almak ve tuvalete gitmek dışında tabii ki. Ki onları da yapsın bir zahmet :D Hem çok asosyal hem çok utangaç hem de çok yakışıklı. Yani ben onun yanında adeta bir O-RAN-GU-TA-NIM. Aslında ben öyle insanları, asosyal, hep depresyonda ve sorunları varmış gibi düşünürüm. Kendimden biliyorum. Ahsen'e sürekli onu anlatıyorum, sınıftaki en yakın arkadaşım, bıkıyor yapıcak bir şey yok her gün aşık olmuyoruz sonuçta burada. Sanırım ilk defa şans bana da gülecek, sanırım. Ahsen'in Onur'un sınıfından birsürü arkadaşı var.Ben de arkadaş olmuştum bir tanesiyle tumblrı olduğunu öğrenince daha da iyi arkadaş olmuştuk. Hatta Onur'un numarasını bile almıştım. Telefonuma yakışıyordu numarası. Ben ona yakışmam ama o bana çok yakışır bence :D Sıra arkadaşım Arzu'ya, Özlem'e, Duygu'ya, Melis'e, Zehra'ya, eski sınıfta samimi olmadığım arkadaşlarıma hatta tumblrda tanıştığım kişilere bile onu anlattım. Evet, sevmediğim özelliklerimden bir tane daha; herkesin sırlarını saklayıp kendi sırlarını önüme gelene anlatmam.Bu huyum yüzünden rezil olsam da, üzülsem de bir türlü akıllanamadım.
Bazen o kadar garip şeyler söylüyorlar ki "ANLAYAMAZSINIZ" diye bağırasım geliyor sonra onu söyleyen çocuk aklıma gelip bütün sinirimi, üzüntümü alıp onların yerini kahkahaya bırakıyor. Ama ciddili, onun hakkında ne zaman kötü bir şey söyleseler o çürümüş ruh yine içime giriyor. Sanırım iyice aptal oldum ama yeni, hareketli ve mutlu halimi gören sınıf arkadaşlarım eski halimle karşılaştırıp yeni halimden memnun oluyorlar. Bütün gün kulaklıkla hiç kimseyle konuşmayıp, depresyondan depresyona girsem, her şeye isyan edip hayatımdan nefret etsem bile onu birkaç saniye bile görsem hemen düzelip neşeleniyorum. Hayır, kelebekler falan uçuşmuyor içimde kim öyle bir tanımlama yapmışsa yanlış yapmış inanmayın siz. Sadece, sürekli onu izlemek istiyorum, onu gördüğüm zaman kalbim halay çekercesine atıyor ama dışarıdan umursamaz bir piremses gibi başka tarafa bakıyorum.
Kendimi eskiden utangaç bilirdim, onu gördükten sonra mı tabii ki hayır ben girişken, hiç bir şeyden utanmayan bir kızmışım. Sanırım hayatımda gördüğüm en utangaç insan o. Belki onu iyi tanımadığımdandır böyle düşünmem ama zaten böyle giderse hiçbir zaman da tanıyamayacağım. "Öyle uzaktaan uzaktan hiç konuşmadan nasıl da bağladın beni?" beni mi anlatıyor nedir? Ben, aşka inanmayan, insanı tanıdıkça seversin diye düşünen salak ben şimdi neden tanımadığım biri hakkında böyle düşünüyorum, tanımadığım biri beni neden bu kadar çok etkiliyor? Aslında ben duygularımı ya da düşüncelerimi tam olarak anlatamıyorum. Mesela gidip çocuğa atarlansam, anlatsam, bağırsam falan hem doğru düzgün izah edemem hem de ummadığım bir cevap verirse göt gibi kalırım valla. Çoğu insandan farklı olarak ben rezil olmayı umursamam, zaten her gün onlarca kez rezil oluyorum, milletin öğrenmesi falan pek umrumda değil o yüzden ama içimdeki heyecanı, o benim ağzımı fermuarlayan heyecanı, napıcam onu hiç bilmiyorum işte.
Mesajda falan konuşurum hiç problem değil ama yüz yüze konuşamam ki. Hatta yılbaşında mutlu yıllar mesajı attım numaram gözüküyordu ama benim olduğumu bilmiyordu tabii. Numara alma işi işe yaramıştı ilk ve son kez. Numarayı bilmediği için kardeşim falan diyordu. Okuldayken aramış, arkadaşı ara demiştir büyük ihtimal, ben tenefüste, telefon da çantada olduğu için geç gördüm tabii. Ben de ona "ooo beni aramışsın karşim" diye mesaj gönderince 'karşim' olarak kaldı arkadaşlarımla aramda onun adı. Şimdi her gördüğümde ooo karşim deyip kolumu boynuna atasım geliyor. Ama yapıyor muyum? Tabii ki hayır. Cesaretliyim ama ramazan davulcusu gibi kalbimi 5 metre öteden duyarlar bence.
Bir gün yoruldum artık deyip dertleniyorum, vazgeçiyorum diyorum, başka gün ya da bazen başka ders de olabiliyor fikrimi değiştirip devam falan diyorum. Küçücük bi bakışını da bakmayışını da abartarak yorumluyorum. Kendi kendime mutlu oluyorum, kendi kendime umutlanıp kendi kendime triplere girip vazgeçiyorum çocuğun bunlardan haberi bile yoktur. Nerden bilsin ki? Aynı sınıfta olsaydık keşke. Onun sınıfındakiler ne kadar şanslı olduklarının farkında bile değillerdir. Onunla konuşan, arkadaş olan insanlar ne kadar şanslılar. Resime yeteneğim olsaydı onu çizerdim o kadar ezbere biliyorum eee kantin sırası falan işe yaramıyor değil ADAMSIN UPUZUN KANTİN SIRASI!! Yaşasın onu görebildiğim yerler!! Okuldan nefret etmiyorum düşünebiliyor musunuz? Resmen okuldan nefret etmiyorum. Oysa 1. dönem her Allah'ın günü okula, hayata, aynaya bakıp kendime sövüyordum.Gerçi 3.sünü hâla yapıyorum ama olsun. Tatilin bitmesini isteyen o gerizekalı öğrenciler arasında artık ben de varım. Onu okul olmasaydı tanımazdım, göremezdim çünkü. Okul diyorum, bazen güzel bir yer olabiliyor.
Arkadaşını ona rabia işareti yaparken görmüştüm. Güldüler falan. Orada onlar görmeden ben de gülmüştüm ama olsun. Sonradan ampulüm yandı vee "bu şerefsiz şimdi benimle dalga mı geçti?" diye düşünüp arkadaşına bir miktar sövmüş olabilirim ama problem değil sanırım. Öyle değildir bence ya. İyi çocuğa benziyor. Yapmaz bence öyle şeyler. Bence kesin o da beni seviyor ama utangaç işte napsın çocuk. Bir işaretti bence o da. Tabii canım.
İSVİÇRELİ BİLİM ADAMLARININ DİKKATİNE! LÜTFEN GÜNÜMÜZÜN BÜYÜK SORUNLARI ARASINDA EN ÖNEMLİLERİNDEN OLAN ŞU LANET UTANGAÇLIK HİSSİNİ GEÇİRECEK AMELİYAT VEYA İLAÇ BULUN, SAYGILAR ARZ EDERİM EFENİM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Yolum
Tâm linhBu benim hayatım, benim bakış açım, benim düşüncelerim. Ergenlik de olsa, hayat yolum. Öğrenmek ister misiniz? Tren kalkıyooorr...