Ya ben gerizekalı mıyım? Ya ben aptal mıyım? Ya ben niye normal utangaç görlcükler gibi bir kenara sönüp kalmıyorum? Ya ben niye kendi kendimi gaza getiriyorum? Ya niye bana kuşbeyinlilik tacı takılması teklif edilmiyor? Ya bana mal derlerdi de inanmazdım, yine rekorumu kırdım valla. Allah benim belamı vermesin! Versin de demeyeceğim yani o kadar da değil ulam! Malak olsam da, öküz olsam da tatlı olmasam da bir kızım yani. Kız mısın falan diye soran olursa ağzına elektrikli süpürge hortumu sokarım haberiniz olsun!
Anratıyorum ey dostlar!
Sabah 7.15'de çalan alarmı kapattım yattım tekrar. Uyandığımda 7.46'ydı. Ooo süferli! Söverek yataktan indim, slow motion şekilde çantamı filam hazırladım. Dün akşam elim ağrıdı diye bir sayfa bile yazmayı beceremeyip yatmıştım. Neyse konumuz bu değildi. Dün akşam toplayıp yattığım saçım adeta bir "Senin için saçımı süpürge ettim!" 'deki saçlara dönmüştü. Umursadım mı? No. Giyinip çıktım. 8.18 filam olması lazım. Dün 8.14'de çıkmıştım, nahlet. Tam köşeyi döndüm s2 hareket edip gitti. "Hayıııır!!!" deyip koşma çabasına girdiysem de olmadı. Ben de boş durakta acıların kızı olaraktan bekledim. Bekliyoruz bekliyoruuuz...Aaaaa! 3c geldi. Ulam bu okulun oraya gitmiyor kiiii. Beklemeye devam... Kimbilir kaç saat beklemişimdir. Gerçi otobüse bindiğimde 8.23'tü ama olsun. Otobüsteki bir tane çocuk ilk defa insan görme şeysiyle herhalde, herkesin suratına tek tek bakıp durdu kekman. Neyse okula geldiğimde yine Necmettin hoca kapının orada bekliyordu ve bana "Senin evin nerede?" falam fistan dedi ama yine tınlamadım okula girdim. Şansıma hoca daha girmemişti derse. Çalışmamıza izin verdi, hatta 3. derste Erman bile izin verdi. Ent herr asan. - Almancacımız herr Asan- Midem de öyle bir bulandı ki o ders. Kussam coğrafya kusardım. Ama sınavda bir ebesinin nikahının memleketini sormadıkları kalmadığı için yine zor yaptım. Bir de sınav yerime gittiğimde Ahsen de geldi yanıma. Yanımda 12. sınıf oturuyordu. Ahsen:
-Ya kızım ben çok korkuyorum. Bildiklerimi de unuttum.
+ Şu anda tek istediğim şu sınavı bir an önce bitirip yemek yemek. YEMEK. YEMEK. YEMEK.
Yanımda oturan bakışını sizin hayal gücünüze bırakıyorum artık hihih. Sınavda konuşup durdu, arkadakine soru sorup durdu rahatsız etti gopek. 10-15 dakika kala çıktım sınıftan. Ahsene "Ne güzel göt olduk ama." dedikten sonra aldım onu sürüklemek suretiyle kantine götürdüm. Zil çalmadan çıktığımız için kantinde sıra yoktu. Bir tek Ahsen'in piremsi vardı. O onu görmedi mi dikkat etmedi mi nedir? Bana:
+Bütün sınavda 'bana bir koca lazım' ı söyleyip durdum. dedi.
Piremsi şaşkınlıkla dönüp baktı, sonra 3'ümüz gülmedik bildiğiniz anırdık orada. Hiç hoş değildi puahahaha. Kantinci ağbimizden evet hiç şaşırmayacağınız bir şey istedim. Tost ekmeğine köfte. Biraz ketçap. Ağbi de ezberledi zaten. "Biraz ketçap?" "Biraz ketçap." Açlık oyunları, Aynı yıldızın altında ve Alacakaranlık replikleri gibi. Fame. Efe - ben onun hareketlerini beğenmediğim için uzun süredir onunla konuşmuyorduk ama bu aralar yavaş yavaş konuşmaya falan başladık, samimi değiliz ama birbirimizi gördüğümüzde o başını eğmiyor ben de o orada yokmuş gibi davranmıyorum, arkadaşız yani- geldi ağbiye kıymalı börek ve NORMAL tost istedi.(?) Ağbi de "Normal tostun neyli olsun?" dedi. Biraz da güldü. O artık bir dost, o artık bir gardaş.
Uzun tenefüste Onurlar filede biz -9anın kızlarının yarısı Ahsen ve phen- yuvarlak oluşturup fileyle kapı arasında oynadık. Şimdi böyle anlatınca şey oldu ama koca bahçe yani göt kadar yerde oynamadık. Hem güneş var diye hem de neden bilmiyorum Onur'un tarafına dönmedim yüzümü. Yani bildiğiniz çocuğa kıçımı döndüm. Neyse. Sıkıldığım için sınıfa çıktık. Camın oradaki masaya oturup oradan izledim. Ya tanımlayamadığım duygular hissediyorum gerçekten. Şuan bunları yazarken bile kalbim her hücremde atıyor sanki. Çok seviyorum be! Adeta bir kara sevda! Adeta bir aşkın ateşi yakarmış ateşi duydunuz mu aşkın ateşini?! Ders ingilizceydi. Nasıl geçti tam hatırlayamıyorum olanlar yüzünden. O tenefüs yine bir şey almadığımız halde kantine indik. Tenefüs bittiğinde yukarı çıkmak için merdivenlere doğru giderken:
-Onur şuradan geçsin konuşmazsam adam değilim!? dedim. Neyin kafasındaydım bilmiyorum.
+Evet evet, sürekli konuşuyorsun zaten.
Ben tabii çocuk sınıfından dışarı çıkmadığı için yine oradadır diye düşünüyordum. Veee ne olduu? Biz üst kata doğru çıkarken arkadaşıyla çok amaçlı salonun o taraftan geldiklerini gördüm. Bizim Ahsen'le o anki şaşkınlığımız, Ahsen piç gülüşü ve zafer şeysisi, benim göt olmam ve şaşkınlıktan ölmem... Ayy. Hizmetliyi görünce gidip test odasının anahtarını bilip bilmediğini sorduk. - aa biz İngilizce hocası Ahsen'e İngilizce şeysi verecek diye aşağıya inmiştik kantin şeysi yalan bilgi, inanmayın- Onlar da merdiven çıktılar tabii. Yaniii hemen önümüzdeler. Ahsen'den gelen hadi, hadiiler benden hayırlar... Bizim kata geldiğimizde onların sınıf kapısının önünde birsürü kız vardı ama ben tınladım mı? Neyse tahmin ettiniz cevap vermeme gerek yok sanırım. "Onur" dedim. Ayy arkasını da dönermiş. "Çıkışta bekler misin? Bir şey söyleyeceğim." dedim galiba. O da dinleyip kafa mı salladı, gülümsedi mi hiç bilmiyorum, orası yok bende. Arkadaşı bakıp gülmüş sanırım "Sana söylemedi ne bakıyorsun kek?" dedi Ahsen. Onur'un sınıfına girerken gülümsediğini gördüm. Bizim sınıfa doğru gidiyorduk, kapılarını kapattığında Ahsen o heyecanla bir böğürdü... Sınıfa girdik, bizde bir çak yapmalar, bir oynamalar, bir çığlıklar... Ahsen bir anda orada konuşacağımı düşünmemiş. Ne diyeyim? Deli cesareti. O ders de bittiğinde malum son iki ders beden olduğu için çantaları filam aldık spor salonuna gidiyorduk. Merdivenden inerken tam bir şey söyleyecektim Ahsen susturdu. Meğer Onurlar yukarı doğru çıkıyormuş. İyi ki susturmuş çünkü tabii ki onun hakkında konuşacaktım. İlayda yanımıza gelip merdivenlerden çıkarken baktı arkandan baktı falan deyince ben yine mutluluk keyff.
Çıkışta ne yaptım peki? Soyunma odasında oyalandım. Amacım onu iki saat bekletmek değildi ki. Spor salonundan çıktığımda servislerin gittiğini, bahçede öğrencilerin kalmadığını gördüm. Saate baktığımda 15.59'du. -15.50'de çıkıyoruz- Ya zaman ne kadar da çabuk geçmişti. Sınavda asırlarda geçen zaman burada bir iki dakikada geçmişti. Zaten 10 dakika beklemeyeceğini tahmin ettim haliyle. Ben olsam beklemezdim açıkçası. İşte Ahsenlerle bayırı çıkıp durağa kadar gittik. Benim içimdeki üzüntü yetmiyormuş gibi Ahsen de güzelce fırçaladı. Otobüsteyken mesaj attım "Ya ben çok geç kaldım galiba" diye ve cevap gelmedi. İçimdeki iğrenç hislerden biri "Belki yine unuttu ya da aslında hiç beklemedi." diyerek içimi kemiriyor. Bu sefer açık açık konuşup kötü de olsa gerçeği öğrenmiş olacaktım. Kendimden nefret ettim. Bir kez daha.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Yolum
EspiritualBu benim hayatım, benim bakış açım, benim düşüncelerim. Ergenlik de olsa, hayat yolum. Öğrenmek ister misiniz? Tren kalkıyooorr...