Sabah kahvaltısında kaşarlı tost ve diğer kahvaltılıklardan sonra büyük boy ağbimin işi olduğu için Taner ağbim-amcamın oğlu- bizim arabayla bizi-annem, küçük boy ve phen- fuara götürdü. Tabii kahvaltıdan sonraki evi toparlama, süpürme ve Taner ağbimi bekleme faslını anlatmıyorum. Ve arabada gerizekalı küçük kırocuğun İbrahim tatlıses cdsini takmasını, benim ilk defa kulaklığımı- biricik sevgilimi- evde unuttuğum için bütün yol boyunca onu dinlemek zorunda kalmamı tabii.
Arabayı parkedip, fuara doğru yürürken "Dur bi saate bakayım." deyip saate baktığımda saatin12.12 olması, benim büyük bi mutlulukla kitap cennetime doğru adımlarım... Kitap fiyatlarını görmem, birsürü kitabı kucağıma toplayıp banane bunlar benim deyip bin kişiyi geçerek artistik bir kaçış hayalimi annem böldü "Bak burada test kitapları varmış." diyerek. Yahu anneciğim içerideki salonda aşklarım beni beklerken ben bu test kitaplarını ne yapayım ulam!?
Ay ay ay ay listemdeki en az 100-150 kitabı gördüm orada ama nahlet olsun fakirliğe, sadece 4 kitap alabildim. Tabii ki de sorun değil ama neden sadece 1 hafta oluyor ve neden yılda bir oluyor NE DEEN? Veeee hayaldi gerçek oldu!!!! Açlık oyunları ayracını o yeşil gözlü güzel, standtaki ablacığım verdi. Ayşe kuline iki kitabını imzalattım, ne kadar tatlı bir kadın öylee. Aaa bu arada ben aynı yıldızın altında, kağıttan kentler ve alaskanın peşinde yi daha okumadım, çünkü kitabı moda olmadan önce ya da modası geçtikten sonra okumayı severim. Normalde de moda olan şeyleri yapmayı, onları almayı falam felam sevmem. Her neyse işte o kitapları bugün alacaktım, ben kağıttan kentlerin arkasını okurken yanıma 3 tane kız geldi. Bir tanesi aynı yıldızın altındayı aldı ve arkadaşı o anda "Aynı yıldızın altındayı daha okumadın mı, oha cahiiil." falan dedi. Arkadaşlar işte böyleleri insanı hayattan soğutuyor. İşte, ben diyorum, şuan insanlar daha doğrusu özentiler kitap okumayı sevdikleri için değil, moda olduğu için okuyorlar. Ya kitap okumanın bile modasını çıkartıyorlar ya ortalığı yakasım geliyor. Tamam kitap okuyanların sayısının artması güzel bir şey ama çoğalsın isterken bizim istediğimiz bu değildi.
Bu arada 40 gündür İstanbul'da kardeşinde kalan babaannem bugün döndü. Fuardan direkt onu almaya gideceğimiz için fuarda pek fazla kalmadık. Bana kalsaydı Ha yıır diyerek kapatılmasını engeller kitaplara koala gibi yapışıp dayak yiyerek atılırdım glb. Fuardan çıkıp saate baktığımda 14.14dü ama hayır tabi ki de inanmıorm. Terminalde babaannem otobüsten indiğinde bir de baktım babaannem daha da kısalmış. O beni görmeden arkasından sarıldım. Kız erkek ayrımı yapsa da- ki benim en sevmediğim şeylerden biridir- iş yaptırmayı sevse de ben yine de onu çok seviyorum. Yoldayken mal ve kekan ağbimin aklına(?) Demirtaşpaşa'da aldığımız, ev bitince satacağımız eve bakmak geldi. Bizimkiler de onaylayınca şu anda inşaat halinde olan evimize bakmaya gittik. Tam merdivene adım atacağım anda babaannem "Ben gelemem ki, ayağım ağrıyor." deyince ben de akıllı uslu cici kız olaraktan "Olsun biz de burada bekleriz." dedim. Dan!!! Babaannemin gözünde + puan. Biz arabada beklerken telefonumdan müzik açıp arka fonda o çalarkan de kitaplarımı gösterdim. İstanbul'a gitmeden önce yani tee benim doğum günümden bile sonra-27 aralık benim doğum günüm arkdşlr- bana 50 lira verecekti. Arabadayken bir anda çantasını aramaya başlayınca şaşırdım ama "Alican görmeden şu 50 lirayı vereyim." deyince yüzümdeki ibne gülümsemesini sizin de tahmin etmeniz pek de zor değildir sanırım. Şuan aklıma küçük boy kırocuğun sezercik hali geldi. "Ben piç değilim!" diyerek araya dalması nasıl komik bir bilseniz nihahaha. (-içimdeki boynuzlu şeytan Rabia) Bagajda olduğu için o an alamadık ama bir ara alırım ondan nasılsa :))) Yani babaannem tam bir küçük addam.Tam agucu guculuk.
Evin en küçüğü ve aynı zamanda tek kız olmak nedir bilir misiniz dostlar?
Siz benim neler çektiğimi nerden bileceksiniz? -Can reyiz.
Yemeğin ortasındayken ekmek bittiği için sofradan ve yiyeceklerden, en önemlisi sandalyeden ve sadece evde giyebildiği eşofmandan ayrılmak nedir bilir misiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Yolum
SpiritualBu benim hayatım, benim bakış açım, benim düşüncelerim. Ergenlik de olsa, hayat yolum. Öğrenmek ister misiniz? Tren kalkıyooorr...