Çok gülen acıların kızı

455 15 0
                                    

Bol bol bol bol gülmeli bol bol bol bol rezil olmalı ve bol bol bol bol Onur'u sevmeli bir gün... İnsanlar uyumadan önce güzel hayaller kurar; sevdiği çocukla, dostlarıyla geçirmek istediği güzel zamanları kafasında kurgular, belki de hiç olmayan konuşmaları aptal aptal sırıtarak kafasında canlandırır. Ve ben dün akşam ne hayal ettim? Sabah okula gittiğimde bir çocuğun sabah sabah badminton oynadığını, ben oradan geçerken topun gözüme girdiğini ve kan çanağına döndüğünü, okula gelince de kanamaya başladığını, gelen ambulanstaki ablayla olan konuşmalarımızı ve Necmettin hocanın telaşlı bakışlarını ve Ahsen'in yardımlarını ve Onur'un yanımda olmasını ve benim ona "Öbür tarafa dön, görme." dememi ve ve ve... Psikopat mıyım, şizofren miyim nedir?

Bugün ilk ders müzikti ama hiç "Oh, ne güzel şanslısın." demeyin hocamız ve bazı kıt beyinli sınıf arkadaşlarımız yüzünden gayet de iğrenç ve geçti ders. Bizi konferans salonuna indirip hepimizin eline kağıt tutuşturdu hocacığımız. Bilin bakalım kime yetmedi? Sınıfın en şanslısı olan bana tabii ki.(!) Okuyoruz, okuyoruz daha doğrusu şarkıyı söylüyoruz, hoca da piyanoyla eşlik ediyor falan ama bir türlü beğenmiyor kadın. Arada birkaç kişi konuşuyor diye,ki bizim önümüzdeki ve yanınızdaki konuşuyorlardı, bütün sınıfa laf ediyor. Zaten bu okulu sevmediğini, üniversitede öğretmenlik için sınava hazırlandığını, hepsinden geçip sadece yabancı dilde kaldığını söylüyor. Kendisi de kurtulmak istiyormuş tşk tşk.

Durup durup her şeye güldüm diyorum ama sabah çantam ranzamın altına sıkıştığında, ben adeta bir hulk gücüyle deneyip sonunda kurtarmayı başardığımda o sarsıntıyla kafamı çekmeceye vurup kolumu da duvara sürtünce güldüğümü hiç hatırlamıyorum. Gece kurduğum hayal gibi olmadı ama olsun ordam da acı çektim sonuçta. Kötü hayallerim gerçekleşiyor, peki iyiler? Allahım şimdiden tişikkirlir.

Öğle tenefüsünde kantine gittiğimizde en çok sevdiğimiz kantinci ağbiciğimizin orada sıra olduk ve bir baktım sevdiceğim sıranın en önünde, parayı verip şunu alır mısın dicektim ama tuttum kendimi. Açlık beni daha da bozuyor. Biz çok da uzun olmayan sıranın en arkasındayken o yemeğini alıp benim yanından geçti o kadar zor ki hiç ilgilenmiyormuş gibi yapmak. Sus pus önümdekilere bakıyorum falan. Yine köşede bekliyordu arkadaşlarını, köşenin orada cam olduğu için de camdann görüyorum, çocuğun yemek yiyişi bile tatlı ulam benim yemek yiyişim ise tam bir mıymıntı tarzı. İstemeden de yavaş yiyiyorum, bünye yavaşa alışık. Neyse bana dirsek atan arkadaşı da yemeğini, tabi onun da arkadaşının haberi yok arkadaşının bana dirseğini geçirdiğinden, alınca dışarı çıktılar. Ahsen'le "Köftelerimize ne bulursan koy abiğ" dedik, alınca -her gün yaptığımız gibi- bahçedeki hapishane yürüyüşlerimize başladık. En az 10 defa turlamışızdır. Onur da basketbol oynuyordu falan.(shrekteki kedi bakışı) Zil çalınca bizim sınıfın kapısının oradaki kalorifere yaslanıp hocaları öyle beklememiz nedense her hocaya batıyor. BA-TI-YOR. Bağırıp derste onları rahatsız etsek bir şey demicem ama orada durmamızdan size ne be hocatelliler. Zaten çocuk uzun tenefüsten sonra sınıfına gelmedi. Biz dikilirken hocamız geldi içeri girdik, kapıyı kapatırken bakıyorum yok hâla, geç kalmış çocuk orada bizim hoca da gelmiş diksiyon konuları anlatıyor. Tabii ki bütün sınıf gibi ben de dinlemedim.

Çıkışta da onlar çok geç çıktı, benim otobüsüm, köpek otobüsüm, 10-15 dakika geç geldi. Veeee sürpriiiiizzz. Aynı otobüse binemedik. Otobüsteki bir tane çocuk, kesin lise 3 veya 4'e gidiyordur, ilk defa insan, kız, uzaylı da olabilir, görmüş gibi bakıyordu zaten. Bir ara "Acaba antenlerim falan mı çıktı da böyle Uzaylı Zekiye görmüş gibi bakıyor?" diye düşündüm. Ama sorun ben de değil çocuktaydı glb. Yanımdaki abla da koltuğa yapışmış gibi kalkmayarak geçmemi kolaylaştırdı sağ olsun.(!) İşte böyle iğrenç geçen bir otobüa yolculuğunun da sonuna geldiğimde bir de önümdeki yavaş yürüyen adamla internet kafenin önündeki ciğer görmüş kedi edasıyla bakan adamları görünce-ıyy buradaki ciğer ben oluyorum :((((-  içimden bir güzel sövüp öyle yoluma devam ettim ama alınmazlar umarım.

Bugünkü anırmak suretiyle olan kahkalarımın acısını çekeceğimi biliyordum. Herkes mutlu oldukları anlar arttıkça onun cezasını çeker.O yüzden ağır ergenlik dönemlerimdeki gibi şuan hiç isyan edesim yok. Herkesin sorunları vardır. Önemli olan o dertleri onu gördüğümüz anda unutturacak birisi bence. Neyse çok felsefikli veya olgun bir kızmış gibi yazmayı bırakayım artık. Hadi eyv.

Hayat YolumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin