Başlıktan da kavrayabileceğiniz gibi olay filam anlatmayacağım. Sadece mal ve git gelli düşüncelerime tanık olmuş olacaksınız, hepsi bu. Gözlerinizi devirmeden okumayı başarmanız dileğiyle.
►►►
Böyle olduğum için kendimi aşırı derecede gerizekalı hissediyorum. Zaten bu okula geldiğimden beri sürekli -bazen, dalıp saksıyı çalıştırdığımda- gerizekalı gibi hissediyorum. Ulam bu ergenlik ne beeed, ne iğreeençç bir şey böyle. Ve en kötüsü, dikkat ettiğimde bir tek benim böyle olduğumu görmek. Diğer herkes normal sanki. En azından tanıdıklarım için, çevremdekiler için böyle söylüyorum.
Kişiliksiz miyim neyim? Karaktersiz? Ne yapacağım belli olmuyor. Hani nerede okulun başlarındaki o asosyal, herkesten, her şeyden nefret eden kız? Nerede sınıftan dışarı çıkmayan, yalnız kaldığında sürekli ağlayan, çeşitli psikopatca düşüncelere sahip, kaçma planları yapan, hep kendini dışlanmış hisseden, bu yüzden de insanlardan uzak duran kız? Peki şuan koridorlarda bağıran, iğrenç sesine rağmen şarkı söyleyip tanımlayamadığı hareketlerle dans eden (?!) kız kim? Aynı kız? Kimim, neyim ulam ben? Aslında Ömer ''Rabia ne?'' demekle haklıymış. Harbiden ben neyim ya? Bir öyle, bir böyle. Kendimden sıkıldım valla. Neyim? Kimim? Karakterim nasıl? Değer vermediklerimin düşünceleri zaten umrumda değil ama acaba değer verdiklerim benim hakkımda ne düşünüyor? Ne yaptığımı, neden yaptğımı gerçekten bilmiyorum. Umursamazlık mı? Belki. Şımarıklık mı? Belki biraz. Ben -15 senedir bir gün bile kendinden kurtulamayan ben- kendimi tanıyıp, bilmezsem millet ne yapsın? Ne bekleyebilirim ki ben insanlardan? Ama bekliyorum işte. Mutlu olmayı, mutlu edilmeyi bekliyorum. Bir de gidip -dizi değil onlar çok saçmalıyor yapmacık köpekler- filmlerdeki, kitaplardaki, buradaki hikayelerdeki aşklardan, arkadaşlardan, aile ortamından, sevinçlerden istiyorum. ''Mutluluk sana gelmez, sen ona gideceksin.'' derler. Keşke onu artist artist yazarken nasıl yapacağımızı da söyleseydin be amcacım. Öyle bir laf söyleyip kenara çekilmekle olmuyor bu işler.
Bir yandan da diyorum, koca dünyada bunları bir tek sen yaşamıyorsun. Kaç yüzbinlerce ergen geldi, geçti, geçiyor bu dünyadan. Bir tek sen değilsin, hepsi fabrika hatası gibi oluyor bu nahlet dönemde. Hepsinin kafası ERROR veriyor. Ergenliğe bir geldiler mi bütün kimyaları, tatlı beyinleri vıcık vıcık bozuluyor. Titre ve kendine gel! Ya da devam et. Neyi yaptığında mutlu oluyorsan git onu yap. Nereden biliyorsun birkaç saniye sonra evine tank çarpmayacağını, pencerenden uçak girmeyeceğini, bir yaratığın gelip elini zorla prize sokup ona bir şey olmadığı için ibne gülüşü yapmayacağını, şu saçma sapan ahı gitmiş bağı kalmış elektrikli aletlerin patlamayacağını, deprem olup kafanı çatıdaki kalın demirlerin kesmeyeceğini, dinozorların gelip senin tadına bakmak istemeyeceğini, ejderhaların ''Dur sen çok üşümüşsün biraz ısıtalım apla.'' deyip seni ısıtmak için yanına ateş püskürtürken ayağı kayınca yanlışlıkla seni de ızgaraya dönüştürmeyeceğini? Ya da hepsini boşver, olağanüstü olayları geç, durup dururken hıgg deyip eşek cennetine -bok yoluna- gitmeyeceğinin garantisi mi var? No cnm no.
O güzel (!) kafanı bunlarla yorma sen. Git mutlu ol eşek sıpası!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Yolum
EspiritualBu benim hayatım, benim bakış açım, benim düşüncelerim. Ergenlik de olsa, hayat yolum. Öğrenmek ister misiniz? Tren kalkıyooorr...