Şöbiyet

515 18 3
                                    

Sabah 356875. uyanışımda "Artık kalkayım." deyip saate baktığımda saat 10.10du, "Canım ya beni düşünüyor." diyerek tüm güzel hisleri içime doldurup yataktan inerken annemin "Kalk artık saat kaç oldu!" diye bağırmasıyla yine sinirli ve suratsız rabiayı sahalara getirip öyle yıkadım elimi yüzümü. DAN!!! Eda mesaj attı; "Birazdan size geleceğim kamki." diye. Ödev için geliyormuş bak bak bak. Bu arada kendisi benim kuzenim olur. O kabul etmese de şıpsevdi ve ego sahibi birisidir. Evet güzel ama olsun yine de insan güzelliğinin farkında olmayınca daha masum, daha güzel oluyor bence. Ha bide rezil olmak istemiyor bide bide bide... Aslında birbirimizden çok farklıyız, o adeta bir + kutup ben de - kutup. Bu yüzden çekiyoruz birbirimizi galiba. Gerçi zaten kuzeniz. Onun benim t-shirtüme yazdığı gibi; "Beni unutma, gerçi istesen de unutamazsın kuzeniz olm benden kurtuluş yok." Valla öyle ne o benden kurtulur ne de ben ondan. Hee bide onun sevgilisi var Eda benden 2 yaş büyük, sevgilisi de ondan 2 yaş büyük olduğuna göre muhteşem zekamla sevgilisinin benden 4 yaş büyük olduğunu saptadım. Ve birbirimizden pek haz etmeyiz, benimle de görüşmek istiyormuş dövecek galiba tabi ben işin içine hile katmazsam döver Nihahaha.(kötü karakter sırıtışı) Neyse Eda'yı ve Sezerciği çekiştirmeyi bırakayım. Ve yine bir evin en küçüğü olarak peynir ve yumurta almaya gönderildim. Yolda da hayal kuruyorum yok Onur yürüyüşe çıkmış bir şeyler almak için Furpa'ya gelmiş ben de girince beni görüp "Günaydın." diyor, konuşuyoruz falan, yok o yürüyüş yaptığı için basketbol oynarken yorulmuyormuş da falan da filan da. Afyonum patlamadan senaryoculuğa soyunuyorum ulam. Ve bu salaklıkla peyniri de yanlış alıp bide üstüne fiş almayı unutmuşum. Tam camış gibi ekmeği ağzıma tıkmışken zil çaldı, arıtmayı değiştirmek için gelmiş adam hem de sabah sabah. Bizimkiler adamla ilgilenirken ben de yemeye devam edip magazin programından doktorlara çevirdim kanalı. Annem nerden buldun bunu yine aynı bölümleri kaç kere izledin kaç senedir deyip gülümsedi, ya da öyle yapmaya çalıştı, ben de siz de kurtlar vadisinden bıkmadınız kaç senedir dememle adam aradan ama o güzel falan diye atlamasın mı? Amcacığım sen de mi ya sen de mi onun hastasısın yeter ama artık ha ailem de kaç senedir her hafta "Biz geçen hafta da izlemedik." deyip özetle birlikte izliyorlar zaten. Neyse adam işini bitirip gitti, ben de sonunda doyup sofrayı toplarken Eda geldi. Birazdan gelecekti sonunda bayan dakik.(!)

Ben ödev biriktirince kızan Eda, kaç aylık ödevini biriktirmiş ve ödev pazartesiyeymiş. Bugün her 4 terziden 3'ü kendi söküğünü dikemiyor sonuçta.(doğru yazdım fark ettiyseniz kendi döküğünü ya da dikiğini demedim (dedeye sahip çıkalım gülüşü)) Yarısını yaptı ben de bir ilki yaptım ve haftalar sonraya olan sağlık ödevimi araştırıp kaydettim, düzeltmeler yapmadım ama olsun onları da son gün yaparım artık, ayrıca salı gününe olan almanca ödevimi bugün bitirdim. Tam bir inek oldum. Şaka şaka olmadım. Olmamışımdır di mi? Tövbe Estağfurullah. Allah korusun. Bugün kitap furanının ilk günüydü. Ve biz sanırım çarşamba günü gideceğiz Eda'yla. Edanın staj günü o gün çünkü vee staj yeri de Buttim'e yakıın. Evet, 10 puanlık soruyu bildiniz, kitap fuarı Buttim'de.

Demin de 20.20 denk geldi. Gün içinde de denk gelmişti. Aslında hiç inanmıyorum gerçekten çok saçma bir şey ama insana denk gelince yüzünde aptal bir gülümseme olmuyor değil. Kim uydurdu acaba ilk. Adamın biri sallamış bizim gibi salaklar da görüp mutlu olup hayallere dalıyor. Aslında benim için mutsuz olmak ne kadar kolaysa mutlu olmak dal kadar kolay. Sonuçta çift saat denk geldi diye, kedi köpek gördüm diye, hoca derse gelmedi diye, kitap fiyatları düştü diye, matematikte 1 tanecik soru yaptım diye vee tatlı olunca, yemek yiyince mutlu olan biriyim.

Tatlı demişken akşam yemeğini 2 abim annem ve ben yerken- babaannem de bizimle yaşıyor ama değişiklik olsun diye kardeşinde kalıyor birkaç haftadır, yakında döner sanırım, özledim keratayı, babam ise çalışıyor şuan Mersin'de gerçi onunla konuşmuyoruz ama neden evde olmadığını anlatmak için yazdım.- televizyonda bir programda tatlı lafı geçti ve bizim de, büyük abimle benim, canımız baklava çekti. Yemeği bitirince Güven abim,büyüklü olan, Alican abimi, küçük boy olan, markete gönderdi baklava alması için. Elinde baklava kutusuyla gelince benim içimde yine o halay çeken filler, bekliyoruz açsınlar da yiyelim. Annem bandı yırttı ve kutuyu açmasıyla benim içimdeki filler birer birer arsız bela dinleyip intihar ettiler. Gerizekalı Alican gidip şöbiyet almış, ben onu sevmiyorum ulam. Baklavadan özenilip ama beceremeyip ortaya çıkarılmış bir çakma tatlı ulam. Yüzüm düştü tabi. Tek taze oymuşmuş o zaman bana hazır tatlı alsaydın be zalım. Hâla sinirliyim, baklava yerine decisions dinleyip kek düşünüyorum. Ama onların yerine tapletin ışığını ve taze oksijenimi yiyorum. Afiyet olsun bana. Zıkkım olsun sana zalım.

Hayat YolumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin